Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '08

 
Kategori
Güncel
 

Yeni(k) yılımız kutlu olsun!

Yeni(k) yılımız kutlu olsun!
 

2009 U YENELİM BARİ !


Her yıl olduğu gibi adı umut olan o değişmez aldanışla girmiştik 2008 e…

“Güzel günler göreceğiz çocuklar” sözcükleriyle dünyanın bütün limanlarından demir alınmıştı yine…

Beynimizin makine dairesinde bir hız bir koşturmaca; kapaklar kapanıyor; iskele ayaklarına yapışan denizin yeşil saçları , yosunlar; uykudan uyanmış bir deniz kızının mahmurluğuyla dalgalanıyordu…

Pervanemizin denizde girdaplar yaratan dönüşü; geleceğe açılan bir gemiden sürekli akıntılar yolluyordu derinliklere…

Bütün çağlarda insanlık gemisine hız veren gizemli ve güzel kokulu bir rüzgar bizi çekiyordu artık; aydınlık ufuklar bulacağımız; kavrulan yüzümüzü sağaltıcı okşayışlarına bırakacağımız serinliklere…

Her yıla başlarken yaşamak denen en kutsal eylemden gücünü alan umut etme töreni bizi güçlendiriyordu yeniden; bir taze kan dinginliğiyle…

Ama umudun gerçekleri öngören bir akıl hocası yoksa; o umuda hayal de denebilir…

Bu umut gençlikte eğlence, yaşlılıkta anılardan oluşan bir hüzünler demeti haline gelir…

2008 yılında o kadar çok yenilgi aldı ki bizim zamanlarımız; geleceğin tarihinde sayfalar dolduracak cümleler yerine sadece birkaç satır işgal edebilecek bütünlüğe bile ulaşamadılar ne yazık ki…

Barışa aşıktık…

Barış ölü doğmuş bir bebeğin anne karnındaki o savunma biçimini; bir korku biçimine dönüştürerek hiç büyümedi; başında olması gereken defne dalları onun kefeninde belirdi…

Çağdaşlığa, daha ileri, daha aydın olmaya, daha çok şey öğrenmeye karşı ihtiraslı bir hevesle karar vermiştik belki de…

Kaygılarımız; hayal kırıklıklarımız güncelin çamurlu seline kattı bizi; sürükledi bir kibrit çöpü gibi; cankurtaran simidi atmadı kimse…

Zaman dardı…Koşuyorduk, yarışın adı ayakta kalmaktı… Bir yanlış; bildiğimiz bütün doğruların üzerine bir çırpıda çekti çarpıyı…

Yeni baştan kavramı, ne cesaretle, ne azimle beslendi…

Yeni baştan başlamayan talihsiz yarışçı kalabalıkların gücüne boyun eğecek; yerini bir başkasına terk edecekti…

İnançlarımızın matematik doğruluğunu; metafiziğin koyu karanlığı ne zaman biteceği bilinmeyen bir gece gibi sardı…

Din devleti olduk; adım adım bile değil; neredeyse birden bire kendimizi geriye giden bir düzenin çarkları arasında ezilirken bulduk…

Yozluk ve çürümüşlüğün kokusunu duyduk; baktık; dizlerimize kadar çamur !…

Ve artık bir tek aydınlık bakış yaratamazdı bu maya, bu hamur …

Bir yenilgi ki sürekliliği var…

Bir yenilgi ki süreç olmaktan çıkıp; yaşam biçimi olma tehlikesine sahip…

Bu yenilgi sadece bana değil; çağının kalbine kulağını dayayıp dinleyen, kendi ülkesinden kestiği umudu; onu er geç kabul edecek olan evrimli insanlığın akıp giden ileri zamanlı yürüyüşünde son bir teselli olarak düşünen nicelerine ait…

Bastığımız bu topraklara beklenmedik yağmurlar yağdı…

Bu yağmurlarda yetişen bitkileri hep kemiren zararlı otlar onları zehirli sarmaşık gibi sardı; bu yağmurlarda büyüyen fidanlardan yere doğru kavruk ve meyvesiz dallar sarktı…

Onlar çağın ve dünyanın kendilerini dışlamasından etkilenmediler…Kabukları vardı…

Bizim tohumlar ekmemiz için gösterdikleri her tarla sapa ve sarptı…

Yenildik sonunda... Deniz bitti; yollar bitti, görünen kara değil; kap-karaydı…

Şimdi biz yenikler; insanlık, onları beklediğimiz durakta gelip bulana kadar bir yara gibi kanayacağız belli ki…

Yine umut edeceğiz…

Bildiğimiz ve inandığımız her şey o kadar güçlü ki; umut bu bilgilerin zaten çağlar boyunca yaşama ve yaşatma nedeni…

Bu ülke bilmem ki daha kaç sene bize kapalı?

Ekmeğini yer, suyunu içeriz; ama her gün azalır miktarı…

Yeni yılı meydanlarda kutlamak... Neyi kutlayacaktık ki ?…

Yenilgi kutlanmaz; asla!

Yenilgi onur gerektirir…

Yenildiğini fark etmeyen bir kitle; olmakla ölmek arasındaki o atmosfersiz bölgededir…

Yenildiğini fark etmeyen insansa artık köledir!

Yenik yılımız kutlu olsun arkadaşlar…

Ama yine de bir tesellimiz var…

Bizler kitaplarımızla, öngörü ve meraklarımızla; dünyayı bugünkü haliyle bile kucaklayan insanlık umudumuzla yenildiysek eğer; bizi yenen kaba güçlere karşı onların silahlarını kullanmayı kendimize yakıştıramadığımız içindir bu …

Bu günün zorba galipleri bir gün sadece insan olmanın kaçınılmaz evriminden , ya da onları püskürtmeye hazırlanan bir dünyaya karşı artık değerler üretmek zorunluluğundan ötürü bizi anlamak durumunda kalırlarsa ilk düşünecekleri şey; bizim sayıyla mağlup oluşumuz olacaktır…

Aydınlık insanlar için kalabalıklar da karanlıklar kadar büyük tehlikedir çünkü…

Yeni (K) bile olsak bu gece saat 12 yi vurduğunda, bizim Külkedisi bedenimizin hala ne harlı ateşler yaratacak kıvılcımlar taşıdığını herkes görecektir yine de…

 
Toplam blog
: 94
: 608
Kayıt tarihi
: 04.10.06
 
 

1950'lerden sonra doğan her dünya insanı gibi, ardında pek çok takıntıyla gelen geçmiş zamanı, bilim..