Yeni kıyamet senaryoları havada uçuşuyor...

Bu Maya takviminde geçen kıyamet senaryosu değil…

Bu dünya ekonomisinde yaşananlarla ilgili kıyamet senaryosu…

2012'nin sonuna gelirken 2013 için beklentiler açıklanmaya başladı. Piyasanın önde gelenleri yeni yılda da piyasalara huzur olmadığına dikkat çekiyorlar. 

Zor geçen 2012’n in bitmesine 1,5 aydan az süre kalırken 2013 için yeni senaryolarda gündemde yerlerini yavaş yavaş almaya başladılar.

Yeni yıla piyasalar çok önemli iki konu ile girecekler…

Bunlardan bir tanesi son üç yıldan beri net bir çözüm bulunamayan Avrupa borç krizi olurken okyanus ötesinde de malı uçurum gündemin ana maddesi olacak gibi görünüyor.

Avrupa’da Yunanistan’ın yarattığı ve bir türlü çözülemeyen kredi konusu, çözüme kavuşacak gibi görünse de, ABD tarafında  ilk tur mali uçurum görüşmeleri umut veriyor gibi görünse de; şimdilik yüz güldürür gibi görünen bu hamlelerin yeterli olmayacağı da bir gerçek.

Bu noktada önemi artan 2013 için en taze kıyamet senaryosu Morgan Stanley’den…

Kurumdan yayınlanan raporda kürsel ekonominin alaca karanlık kuşağında olduğuna dikkat çekilerek yeni yılda politika yapıcıların başarısız olması halinde gidilecek yol olmadığı belirtiliyor.

Bankanın ekonomist takımının hazırladığı raporda yeni yılda pek çok bölgede resesyonun etkili olacağı kaydedilirken küresel büyümenin yüzde 2 düşebileceği belirtiliyor.

Ekonomik görünümün her zamankinden daha fazla politikacıların elinde olacağını kaydeden Morgan Stanley ekonomistleri bankalar için de oldukça karamsar bir tablo çiziyorlar.

2013’ün ilk üççeyreğinde mali uçurum korum korkularının hâkim olacağı belirtilirken Avrupa tarafında düşen faizler ve yeni tahvil satın alım programlarının gündemi oluşturacağı öngörüsüne yer veriliyor.

Bankadan gelen en iyimser beklenti ise küresel büyüme tarafında yüzde 4’ten yüzde 3.1’e çekilen beklenti oluşturuyor.

2013’te resesyon uyarısı yapan sadece Morgan Stanley’de değil. Karamsar görüşlerine alışkın olduğumuz kriz kâhini Roubini’de hem ABD hem de Avrupa ekonomilerinde resesyon’un devam edeceği görüşünü dile getirmişti. 

Bize bakacak olursak;

Tüm umutlar 2 B arazilerinin satışına bağlanmıştı. Orada beklentiler gerçekleşmedi. Süreyi uzatmalarına rağmen, halkın alım gücü eksikliği ve belirlenen astronomik rakamlar, halkı kendi arazisinden uzaklaştırıyor.

Bir diğer ekonomik gelişme, azalan sıcak para girişi… Bu güne kadar Suriye’den devam eden sıcak para akışı bitti… Arap petrol paraları da gelmez oldu…

Toplum olarak üretmeden tüketmeye alıştığımız için, bir yandan cari açık, bir yandan bütçe açığı, halkın kredi ve kredi kartı borçları aldı başını gidiyor.

Netice itibarıyla; devlet nasıl borç içinde yüzüyorsa, halk da öyle! Arkamızda bir AB veya ABD olmadığı için bize borç veren de kalmadı! Sadece sıcak para giriyordu. Onun da getirisinden çok götürüsü olduğu için, önümüzdeki dönem yaşanması muhtemel ekonomik kıyametten Türkiye’de nasibini alacaktır.

Bütçe açığını ve cari açığı kapatmak için halkın çok kullandığı mamullere zam yapılarak bu iş daha nereye kadar götürülebilir?