Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '18

 
Kategori
Güncel
 

Yeni Köşe Yazıları / Değişmeyen Yalnız Gözyaşları mı?

Yeni Köşe Yazıları / Değişmeyen Yalnız Gözyaşları mı?
 

Yabancıların da üzerinde ittifak ettikleri gibi Türkiye tam bir gündem memleketi. Bazen "Allah Allah..Bu da mı olacaktı?" diye şaştığımız öyle şeyler vukubuluyor ki apışıp  kalıyorsunuz. İşte Meclisteki kadın tiyatrocular olayı. Yarım saatte olup bitecek bir sahne gösterisinden ortaya yıllarca konuşalacak trajedi gibi bir olay çıktı. Galiba bu ülkede hangi devir olursa olsun bazı şeyler hiç değişmeyecek...

Değişmeyen Yalnız Gözyaşları mı?: Sıcak bir sonbahar ramazanıydı. Hanımla birlikte iftar için çalıştığım kurumun sosyal tesisinde yer ayırtmıştık. Güzel bir iftar ümidiyle tesise gidip bize ayrılan  masaya oturduğumuzda yanımıza gelen bir garson başı örtülü olan hanımın bu şekilde tesise giremiyeceğini, bu durumun tesis yöneticisi tarafından bize tebliğ edildiğini söyledi. Hanımla, ikimiz de şok olmuştuk. Doğrusu böyle bir şeyi beklemiyorduk. Aslında tesise hemen hiç gitmezdik. Yalnızca bu ramazanda kendi tesisimizde güzel bir iftar yapalım derken neyle karşılaşmıştık. Şu saatte bir kiliseye gidip, iftar yapacağımızı söylersek eminim papaz efendi elinden geleni yapardı.

Hanım adeta alt üst olmuştu. Benim "Gelsin  de zorla çıkarsın bakalım!" çıkışımı kabul etmedi. Ağlayarak mekanı terk ederken ben öfkeli bir halde yukarı fırlayarak bu kaba davranışın hesabını sormaya gittiğimde yönetici beyi yerinde bulamadım. Anlaşılan tepkimden korktuğu için makamını terk etmişti. Ben de aşağı inerek eşimle birlikte gözlerimiz yaşlı, dilimizde "Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya " dizeleri eve döndük. O akşam oldukça gecikmeli bir iftar yapmıştık.

Bu şüphesiz insan haklarına da, kadın haklarına da kaba bir saldırıydı. Geçenlerde TBMM'de düzenlenen Çanakkale gecesinde; çağrılı oldukları ve sergilenecek gösteride rolleri olduğu halde emirle sahneye çıkartılmayıp, ağlayarak meclisi terk eden kadın sanatçıları görünce üzüntüyle bu eski acı hatırayı hatırladım.

Galiba bu ülkede değişmeyen tek şey göz yaşlarımız. Her devirde boyuna akıp duruyor.

türkiyede okunan kitap sayısı ile ilgili görsel sonucu 

Bu Kadar Kitap Nerede?: Geçenlerde yayınlanan bir istatistikte Türkiye'de yayınlanan kitap sayısının 300 milyonu geçtiğini gösteriyordu. 300 milyon kitap.. Neredeyse bebekler dahil adam başına 4 kitap düşüyor. Oysa hepimiz biliyoruz ki bu ülkede bir yıl içinde  kişi başına kitap okuma sayısı 1'i bile bulmuyor. Üstelik 300 milyon kitabın neredeyse yüzde doksani ders kitabı ve benzeri olmalı.

O vakit, ya bu rakamda bir hata var, ya da kitap okuma sayısında. Ancak tanınmış yazarlar  dışında yerlerde sürünen kitap tirajları Türkiyede hâlâ sözlü kültürün egemen olduğunu gösteriyor. Kitaba gelince bazen kendisinden korkulan bir meta, bazen de lüzumsuz şey olarak görüldükçe yarınlarımız hiç de aydınlık olmayacaktır.irlanda milli maçı kadrosu ile ilgili görsel sonucu 

 

Yeni Bir 2002 Jenerasyonu mu?: 2002 Dünya kupasından sonra çıkarılan Kupa Günlüğü kitabını hâlâ en değerli kitaplarım arasında saklarım. Kitabın kapağını süsleyen ve içeriğinde çok büyük bir yer kaplayan 2002 Üçüncüsü Türk Milli Takımı içimizde bir efsane gibi yaşıyor.

Aradan 16 yıl geçmesine rağmen bu görkemli başarının gölgesine bile yaklaşamadık.Tam 3 dünya kupası bizsiz oynandı.Başkaları dünya sahnesinde oynadı, biz seyrettik. Geçenlerde Lucescu yönetiminde 2 maç yapıp bir galibiyet, bir beraberlik alan milli takım  genç oyuncularıyla gerçekten ümit verdi. Cenk, Cengiz, Hakan, Emre Mor, Okay, Yusuf, Alper ve diğerleri.Galiba yeni bir 2002  jenerasyonu geliyor.

2002'den 20 yıl sonra 2022'de yer alır mıyız dersiniz?

 

 

 

 
Toplam blog
: 343
: 446
Kayıt tarihi
: 19.02.11
 
 

Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi mezunuyum. Teknoloji Yönetimi dalında mast..