Yeni ordu tartışmaları ve YAŞ toplantısı

“Türk askerinin şerefini, ülkemizin güvenliğini, Türkiye'nin birliğini, halkın hukukunu, devletin bekasını koruyabilmek için bu "kurumsal yapı"ya son vermemiz ve yeni bir ordu kurmamız lâzım. Bizim bir Nizam-ı Cedit ordusuna ihtiyacımız var.” Bu sözler ünlü Türk Düşünürü Sayın Mümtazer Türköne’ ye ait. 29 Ekim 2009 tarihli Zaman Gazetesi’ nde bulunan köşesindeki yazısını, yeniçeri ocağının tarihine ve olumsuzluklarına ve hayırlı bir olayla kaldırılmasına kısaca değindikten sonra, darbe planlarıyla ilgili olarak bu senaryoyu TSK’ ya uygulamayı teklif ettikten sonra yukarıda aldığım şekliyle bitirdi. Dün bir televizyon kanalının ana haberinde bir stratejist de bu kapsamda, bütün generaller emekli edilse ve albaylardan kuvvet komutanı yapılsa ne olur ? gibi bir soru sordu. Anlaşılan o ki yeni ordu fikri yavaş yavaş zihinlerde yer etmeye başlamış ve halk arasında da bu fikre sıcak bakanlar çoğalmakta.

Evet tarihimiz askerlerin karıştığı darbelerle doludur. Buçuk tepe isyanından beri sayısız yönetici darbelerle alaşağı edilmiştir ve tarihsel bir devamlılık içerisinde bu unsurlar TSK’ ya da sirayet etmiştir. Hepimiz Ordunun ve onu oluşturan unsurların anayasaya bağlı kalmaları taraftarıyız ve darbecilerin ayıklanmasından yanayız, ama orduyu lağvedip yeni bir ordu kurmak bize ne kaybettirir ne kazandırır bunun derinlemesine incelenmesi gerekir. Bu gün ordu üzerinde yürütülen operasyonun ve son YAŞ toplantısının bu yazılanların ışığında değerlendirilmesi gerekir.

Bunun olumlu yanlarını, yazarlarımızın kendisine ve okuyucuya bırakıyorum; Ancak olumsuz yanlarıyla ilgili yine Sayın Mümtazer TÜRKÖNE gibi tarihimizden, fazla detaya girmeden, örnekler vermek istiyorum.

ll. Mahmut 1826 yılında yeniçeri ocağını kaldırdı ve yeni bir ordu kurdu. Tarihimizde bu olaya vakayı Hayriye yani hayırlı olay denir. Peki sonra ne oldu? Yeni kurulan ordu Mora ayaklanmasını bastıramadı, bunun üzerine sultan Mısır Hidiv’i Kavalalı Mehmet Ali Paşa’dan yardım istedi. Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Girit ve Mora valiliğinin kendisine verilmesi koşuluyla yardımı kabul etti ve gelip ayaklanmayı bastırdı. Ama 1829 Edirne antlaşmasıyla Mora Yunanistan’a verilince, Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Suriye Valiliği’ni istedi. Çok güçlenmesinden çekinen sultan tarafından bu isteği reddedilince isyan etti, yeni Osmanlı ordusunu iki kez bozguna uğrattı ve Kütahya’ ya kadar ilerledi. Osmanlı tahtı ani bir yok oluşun korkusunu iliklerine kadar hissetti ve Rusya’dan yardım istedi…… Daha fazla anlatmak istemiyorum.

İkinci bir örnekte 31 Mart ayaklanmasından önce ve hemen sonra İttihat Terakki Cemiyeti’nin ordu içerisindeki operasyonudur. Bu operasyonla pek çok general ve mareşal emekliye sevk edildi ve ordu gençleştirildi. Ancak ne yazık ki bu operasyon l.Balkan Savaşı’nın kaybedilmesinin nedenlerinden biri oldu. Osmanlı ordusu bu savaşta tarihinin en ağır yenilgilerinden birini almış, kendinden yeni ayrılmış küçük devletlere karşı başarısız olmuş ve balkanlar Edirne dahil elimizden çıkmıştır. Üstelik ordu içerisinde halaskar zabitan grubu adı altında yeni bir cuntanın tezgahlanmasının da gerekçesi olmuştur.

Yeni ordu kurulması fikrinin güncel durumda göz önüne alınarak tekrar değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum ya da akla gelen her fikir olur olmaz yazılmamalı.