Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Aralık '06

 
Kategori
Eğitim
 

Yeni sınıf rehberlik müfredatı seminerleri ve kaygılar

Yeni sınıf rehberlik müfredatı seminerleri ve kaygılar
 

Yeni İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Sınıf Rehberlik Programı Uygulamaları Seminerleri sayesinde çok değerli meslektaşlarımla yüz yüze paylaşım olanağı buldum. Bu seminerler çerçevesinde iki farklı rehber öğretmen grubuyla beşer günlük paylaşımlarımız oldu. Yedinci yılına girdiğim meslek yaşamım boyunca birçok veli, öğrenci, öğretmen ve hatta okul müdürlerine yönelik eğitim programı yönetme olanağım oldu. Her bir programdan mutlaka öğrendiğim çok şey oldu. Fakat ilk defa sadece meslektaşlarıma yönelik bir eğitim programı gerçekleştirme olanağını, formatörlük eğitimini aldığım yeni ilköğretim ve ortaöğretim kurumları sınıf rehberlik programı eğitimleri vesilesiyle yakaladım.

Bütün samimiyetimle belirtiyorum ki iki grupla da gerçekleştirdiğimiz beşer günlük programlardan büyük keyif aldım. Kesinlikle hitap ettiğiniz grup farklılığını fark ettiriyor. Örneğin yaklaşık 40 kişilik grupta tartışmaya açtığınız konularda hiç ikili atışmalara ve zıtlaşmalara rastlamıyorsunuz. Birbirinden çok farklı yaklaşımlar dile getirilmesine rağmen tartışmanın dozu kesinlikle kaçmıyor ve farklı yaklaşımlara saygı korunabiliyor. En bildik denebilecek konularda bile farklı bakış açıları ve yeni yaklaşımlar çıkabiliyor. Gruba yayılan paylaşımlardan gerçekten yararlanıldığını size bakan gözlerden fark edebiliyorsunuz. Ne diyeyim tadı damağımda kaldı desem abartı olmaz J

Beş günlük paylaşımların sonunda yeni programa yönelik düşüncelerin ifade edilebileceği bir vakti özellikle ayırdım. Açıkçası yeni programın meslektaşlarım tarafından nasıl algılandığını fazlaca önemsiyorum. Zira biliyorum ki, programın başarısı meslektaşlarımızın konuya sahip çıkmaları ile mümkün olacak.

Genel itibariyle programın meslektaşlarımız tarafından olumlu algılandığı söylenebilir. Programın okullarımızdaki rehberlik hizmetleri açısından ciddi bir çalışma olduğu, neredeyse genelin kabul ettiği bir yaklaşım. Rehberliğin 15 günde bir değil de (ilköğretimlerde) her hafta olacak şekilde planlanması gerektiğine de vurgu yapanlar olmadı değil hani… Fakat birtakım kaygılar da yok değil…

Öncelikle artık rehber öğretmenlerin de derslere girecek olması birincil kaygılardan. Fakat bu kaygı derse girecek olmaktan ziyade, özellikle fazla şubeli okullarda yetiştirememekten ve ders peşinde koşarken diğer psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinin aksayabileceği yönünde… Bu konuda takas yöntemi (ders takası) ve farklı yöntemler uygulanmasına rağmen bu durumun makul bir çözüme kavuşmadığı ifade ediliyor. Hele bir de aynı haftada rehber öğretmenin girmesi gereken farklı sınıflar düzeyinde kazanım olduğunda, ortalık iyice karışıyor…

Derse girmenin bir diğer boyutu ise, daha önce sınıflara girmek rehber öğretmenin inisiyatifindeyken yeni programla zorunlu hale geliyor. Bu durum pozisyonumuzu uzmanlıktan öğretmenliğe kaydırdığı gibi suiistimallere de kapı aralıyor. Zira artık idareciler “hocam şu sınıfa bir girin de rehberlik yapın, çocuklar boş kalmasın” isteğini çok daha rahat ifade edebilirler.

Kaygılardan bir diğeri ise, dersleri grup dinamiği oluşturarak etkinlikler çerçevesinde yönetmesi gereken sınıf rehber öğretmenleri, girdikleri diğer derslerdeki rolleri ile çelişen rehberlik saatindeki yeni rollerini ne kadar yerine getirebilecek ve gruplarını rehberlik ilkeleri açısından ne kadar yönetebilecek? Özellikle kalabalık sınıflarda ipin ucunun kaçma ihtimali kaygıları artıran unsurlardan. Zira rehberlik dersinde kontrolün kaçarak grup etkileşiminin sağlanamaması, öğrencilerin rehberlik saatine ve devamında da rehberlik hizmetlerine bakış açısını olumsuz yönde etkileyecektir.

Meslektaşlarımın bir diğer kaygılandıkları konu ise, sınıf rehber öğretmenlerinden en fazla direnç alabilecekleri konu olarak tanımladıkları programın ölçme ve değerlendirme yaklaşımı ve ölçme ve değerlendirme materyalleri. Bu konuyu daha ayrıntılı ele almayı düşündüğüm için burada fazlaca üzerinde durmayacağım.

Programın tanıtım ve eğitimine yönelik zamanlamanın çok ters olduğu yönündeki yaklaşım ise genele ait… Eğitimlerin yazın yada eylül ayında okullar açılmadan tamamlanacak şekilde programlanması gerektiği altı çizilen bir konu…

Diğer formatör arkadaşlarımın neler gözlemlediğini tam olarak bilemiyorum. Fakat sorduğum arkadaşların gözlemleri belirttiğim konularla paralel seyrediyor. Sanırım bu durumda yetkililerin meslektaşlarımın kaygılarını en aza indirecek önlemleri almaları gerekiyor.

Yeni program hayırlı uğurlu olsun efendim…

Başarı mutluluk ve huzur dolu günler dileklerimle üç şeyden asla vazgeçmeyin; SEVMEKTEN, GÜLÜMSEMEKTEN ve de HEDEFLERİNİZDEN...

 
Toplam blog
: 157
: 12370
Kayıt tarihi
: 22.08.06
 
 

1996-2000 Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü, Psikolojik Danış..