Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '10

 
Kategori
Siyaset
 

Yeni sol partinin hedef kitlesi kimler olmalı?

Yeni sol partinin hedef kitlesi kimler olmalı?
 

Yeni bir sol parti siyasi hayatımızda yerini aldı.

Benim de büyük bir heyecanla beklediğim parti, bilinmezleri de beraberinde getirdi.

Partinin kurulduğu gün gelen, Ahmet İnsel, Fuat Keyman ve Mithat Sancar’ın parti girişimi ile yollarını ayırdığı haberi, açıkçası benim için sarsıcı oldu.

Gerçi bu durum, parti oluşumuna dair henüz olumsuz bir fikir oluşturmama neden olmadı. Hala belirli bir heyecan duyuyor ve beklenti üretiyorum. Ama diğer yandan partinin, daha henüz başlangıç aşamasında bir yol ayrımında ve bir eşik ucunda olduğunu fark ediyorum.

Bu ayrım, partinin hedef kitlesinin ne olacağı ve bu kitleye yönelik ne gibi bir politik söylem üreteceğinde kilitleniyor.

Eğer yeni sol parti, kendisine hedef kitle olarak CHP’ye oy veren kesimi seçerse, yeni partimizin ölü doğan bir bebek olduğunu düşünebiliriz. Bunda birkaç etken var. Öncelikle CHP’nin oynadığı toplumsal kesimin üst sınırları belli. Maksimum %25’lik bir oy dilimi var. Ergenekon davası sanıklarından Gürbüz Çapan’ın geçenlerde güzel bir tespiti oldu ve “Türkiye'de bütün partileri kapatın, tek CHP seçime girsin, yüzde26 oy alamaz" dedi. Gürbüz Çapan’ı siyaseten ne kadar takdir ettiğim ayrı bir konu ama bu tespitine katılmamak mümkün değil.

Yeni sol parti için CHP’nin tabanını hedef kitle belirlemenin tek sıkıntısı, varılacak maksimum oy yüzdesinin düşüklüğü de değil sadece. CHP’den ne kadar oy koparabileceği de meçhul. Çünkü CHP tabanı her ne kadar Baykal’dan memnun olmasa dahi, bugün oy verirken kararını belirleyen şey Baykal’ın kendisi değil, düşman olarak gördüğü siyasi rakipleri. Çünkü şu an CHP’nin geniş tabanı, başka bir partiye oy vermenin, kendi cephelerini bölmekten başka bir işe yaramayacağını düşünerek, istemeyerek de olsa CHP’ye oy vermeye kendisini mahkum hissediyor. Bu nedenle de yeni parti için CHP tabanını çıkmaz bir sokak gibi.

CHP’nin meclis dışında kaldığı 1999 seçimlerini de düşünecek olursak, partiye her koşulda oy veren %10’luk bir kesim var ve bu rakamı son seçimde alınan %21’den düştüğümüzde geriye kalan rakam bir siyasi parti için meclise girmek dışında bir siyasi zafer vaat etmiyor. Kaldı ki, Türkiye’nin içinden geçtiği gerilim ortamında CHP ve Baykal, kendisine kökten bağlı cemaat oranını daha da arttırdı. Söz konusu kitle o halde ki, soldaki yeni parti kurma çabalarını emperyalizmin yeni bir oyunu olarak görecek kadar kemikleşmiş ve sağlıklı algılama yetilerini kaybetmiş durumda. Bu nedenle, o cenahtan alınabilecek maksimum oy oranının %5-6'ı geçmeyeceği ortada.

Yeni sol partinin, CHP tabanını hedeflemesinin daha büyük bir handikabı ise, CHP tabanına hoş görünmek için girişilecek söylem ve politikaların, toplumun diğer kesimlerinden gelebilecek oyların önünü tıkayacak olması. Yüzünü toplumun geneline çevirmekten şiddetle imtina eden CHP’ye benzer söylemler üretmek, onunla aynı hatayı üretmekten öteye geçmeyecektir.

Kaldı ki, şu anki CHP tabanının, bir sol parti tabanına ne kadar yakıştığı da ayrı bir sorun. Toplumdaki çeşitliliği barındırmayan, farklılıklara kapalı ve reddiyeci, bugünü ve toplumsal değişimi anlamak istemeyen bir taban, bir sol parti için ideal bir hedef sayılmaz.

Peki yeni sol partinin hedef kitlesi kim olmalı? Elbette ki, son seçimde en fazla oyu alan partinin kendisi, yani AKP.
Biraz dikkatli bakıldığı zaman kolaylıkla anlaşılacağı üzere AKP’nin oy aldığı toplumsal kesim, AKP’nin siyasi kimliği ile birebir uyuşmuyor. Hatta AKP’nin oy aldığı her üç kişiden ikisi için bu tespiti yapmamız mümkün.

Türkiye’de 1990’lı yıllarda ağırlıklı olarak yapılan bir balon kitle tespiti vardı ve bu tespit son derece doğruydu. Bunun için, 1989 ve 1994 yıllarında gerçekleşen İstanbul Belediye Başkanlığı seçimleri oldukça iyi bir örnektir. O seçimlerde sadece iki partinin oylarında büyük oynama olmuştu. ANAP (23, 70 – 25, 30), DYP (15, 83 – 13, 52) ve DSP (13, 57 – 14, 41) ’nin her iki seçimde de aldığı oylar hemen hemen aynıydı. Ama SHP 1989 aldığı 35, 66’lık oy oranı 1994’de 16, 97 düşmüş, Refah Partisinin 1989’da aldığu 10, 75 oranındaki oy, 25, 30’a çıkmıştı. Kolaylıkla göründüğü üzere SHP’den umudunu kesen gecekondu kesimleri (%15’lik bir oran) yeni tercihini Refah Partisinden yana kullanmışlardı.

Bu tercihlerini ideolojik ya da ciddi teorik temeller üzerinden şekillendirmeyen, sadece beklentiler ve sisteme entegre edilme umudu üzerinden şekillenen bir kitlenin varlığını gösteriyordu. Bugün karşımızda aynı toplumsal kesim yok. AKP, o toplumsal kesimlerin geniş bir kısmını orta sınıf katmanına, sistemden nemalanan toplumsal sınıf noktasına yaklaştırdı. Kitleselleşmesinin de arkasında yatan bu oldu. Bu kitlenin beklentileri farklılaşsa da, balon kitle olma vasfı çok fazla değişmedi.

Yeni kurulan sol partinin bu toplumsal kesimin röntgenini iyi çizmesi ve kendi doğruları ile bu toplumsal kesimin gerçekleri arasında bağlantıyı kurabilmesi gerekiyor. Bununla ilgili birkaç temel çizgiyi şu andan çizmek mümkün.

İlk olarak, yeni kurulan sol partinin, toplumdaki tüm farklılıkların ve bireysel tercihlerin güvencesi olduğunu hissettirmesi, hatta bunu son derece açık bir şekilde deklare etmesi gerekiyor. İktidara geldiği durumda, iktidar gücünü, toplumu kendi iradesi dışında değiştirme uğraşına girmeyeceğini taahhüt etmeli. Çünkü toplumdaki geniş kesimlerin “sol” denilince aklına gelen tek şey, hayatlarına istekleri dışında müdahale edilecek olması. Oysa, söz konusu toplumsal kesimin şu an en büyük beklentisi, kişisel tercihlerine dair temel özgürlüklerine sahip olmak ve bunlardan dolayı ayrımcılığa maruz kalmamak.

Bu sıkıntı aşıldıktan sonra, bu toplumsal kesimin AKP ile bağları daha da zayıflayacaktır çünkü CHP dayatmacılığından çekinerek AKP’ye yaklaşan bu kitlenin, özellikle ekonomik ve sosyal haklar konusunda AKP’ye içten içe itirazlar var. Bu toplumsal kesim, ekonomiyi geliştireceğini, artan refahın daha eşit ve adil paylaştırılacağını, sosyal yaşamın daha özgürlükçü ve demokratik olacağını vaat eden bir partiye yaklaşması hiç de zor olmayacak. Çünkü bahsettiğimiz toplumsal kesim, giderek orta sınıf karakteri kazanan bir yapı.

Tüm bunları düşündüğümüzde, yeni kurulan sol partinin söylem ve politikalarının renginin ne olması gerektiğini kararlaştırmak biraz daha kolaylaşıyor.

 
Toplam blog
: 453
: 1826
Kayıt tarihi
: 14.11.06
 
 

36 güneş yılı. 27 yıl G.antep, 9 yıl İstanbul. İstanbul, 90’lı yıllarda yaşandı, bitti.  Hep şe..