Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '13

 
Kategori
Siyaset
 

Yeni Türkiye Cumhuriyetine doğru…

Yeni Türkiye Cumhuriyetine doğru…
 

Yeni Türkiye Cumhuriyetine doğru…

Cumhurbaşkanlığının forsuna baktığınızda on altı köşeli bir yıldız göreceksiniz. Bu Türklerin bilinen tarihinde on altı devlet kurduklarını gösterir. Günümüzde yüz yaşına yaklaşan Türkiye Cumhuriyeti de on yedinci devlettir. Biz bu kadar devleti kurmakla övünüyoruz. Peki, kurulan bu on altı devlete ne oldu? Maalesef hemen hepsini kendimiz yıktık. Günümüzde ülkemizde yaşanan olaylara tarihi gözlük ile baktığımızda bilerek veya bilmeyerek, oyuna geldiğimizi, on yedinci devleti de kendimiz yıkmak üzere olduğumuzu görüyoruz. Türk analarının sanki gözlerindeki yaşın kuruması yasak edilmiş.

Mevcut Türkiye Cumhuriyetini yıkıp yerine vahşi batının isteği doğrultusunda, mümkünse adında “Türk” kelimesi geçmeyen bir devlet kurma isteği iki nedene dayanıyor. Birincisi sosyal nedendir. Batı demokrasiyi, laikliği kendine ait kavramlar olarak algılamaktadır. Türkler bir doğu devletidir. Barbardır. Asla batı ile bir kefeye konulamazlar. Bu yüzden Atatürk’e ve onun kurduğu batı ölçülerinde bir devleti asla kabul etmiyorlar. En büyük amaçları, Türkiye’nin yüzünü tekrar doğuya döndürüp, Osmanlının son dönemlerindeki gibi şamar oğlanı gibi kullanmaktır. Özellikle 1980lerden beri Türkiye’yi bir ılımlı İslam devleti yapabilmek için el birliği ile çalışmaktadırlar.(*) Günümüz iktidarına baktığımızda vahşi batının başarılarını görmek mümkündür. Batılı düşünce kuruluşlarının gündeminden asla düşmeyen ılımlı İslam ve Türkiye’ye bu planda verilecek rol batı dünyasının gelecek için en önemli planıdır. Batılı bir Türk devleti asla istenmemektedir. Bu yüzden Atatürk ve onun mirası derhal terk edilmeli, ortaçağ karanlığına geri dönülmelidir.

Emperyalizm ise konuya farklı pencereden ama ortak hedeflerle bakmaktadır. Parasal anlamda dünyayı yöneten İsrail’in ana devleti orta doğuda rahat ve güvence altında değildir. Biraz boş bırakıldığında ne yapacağı belli olmayan radikal ve çok çabuk radikalleşen guruplar, ellerinde gördükleri paralar yüzünden her an kendini bir şey sanıp kontrolden çıkabilen Araplar İsrail’e rahat uyku uyutmamaktadır. Bu itibarla, Ortadoğu parçalanıp ufak devletler, mümkünse federasyonlar haline getirilmeli, başlarına da batı değerlerinin ve gücünün farkında olan Türkiye konmalıdır ki bundan sonra orta doğuda çıkacak olaylarda batılı efendilerin canı yanmasın. Maşaları Türkiye onlar adına bu işi halletsin. Böylece hem ekonomik çıkarlar garanti altına alınsın, hem de İsrail rahat etsin, kurdurulacak İsrail Kürdistan’ı sayesinde zamanı geldiğinde kendine vaat edilmiş topraklara kavuşsun. Tabii bütün bunlar yapılırken 75 milyonluk bir Pazar olan Anadolu bir savaş ile ekonomik gücünü kaybetmesin.

Özellikle 1980 sonrası Türkiye’ye atanan hükümetler kanalı ile gidilen nokta budur. Ancak halledilmesi gereken bazı konular vardır. Bunların nispeten kolay olanı kendine müteyeddin diyen Anadolu halkının Yahudi karşıtlığıdır. Öyle ya, hem orta doğuda el ele çalıştığınız İsrail olacak, hem de Yahudi düşmanı görüneceksiniz. Bu konu ara sıra İsrail ile düzenlenen hafif bir sürtünme, bir laf dalaşı ile hallediliyor. En son 5. Medeniyetler İttifakı formunda başbakanın konuşması ve İsrail’in tepkisi. Tıpkı daha evvelki Marmara gemisi ve Davos zirvesindeki traji komedi gibi. Bütün bunlar kendini müteyeddin kabul eden toplumu rahatlatma amacı güdüyor görünümündedir.

Halledilmesi gereken asıl zor konu ise, Atatürk’ün izinde olan, yönünü batıya dönmüş, laik, demokrat kesimdir. Bunlar böyle ufak oyunlarla halledilemiyor maalesef. İşte Silivri esarethanesi vatanseverlerin tutuklanarak üzerlerine suç atılması, azıcık protestoya yönelen her kesime polisin saldırıltması bunları susturmaya, asimile etmeye yöneliktir. Bizce en ağır saldırı, özellikle düzmece dijital suç delilleri üretip bir de bunların deşifre edilmesine gizli yardımcı olmalarıdır. Beyinlere, “sizin suçunuz olup olmaması önemli değil, ben istediğimi yaparım” düşüncesini kabul ettirmektir.

Sözde Atatürk’ün partisi de bu oyuna getirilmiş ve bölünmüştür. İçindeki batı uşaklarının ayrılmamalarının nedeni bizce içerden kemirerek partinin genlerindeki son Atatürk mirasını da yok etmektir.

Vahşi batı çalışmalarının semeresini almış ve ülkenin yönetimine “Ben Türküm” diyemeyenlerin gelmesini sağlamıştır. Besleme basını da aynen mütareke basını haline getirmiş ve artık ülkenin dönüştürülmesi için istedikleri her şart oluşmuştur.

Öyle ki, 40 000 insanımızın katil olan teröristle anayasa pazarlıkları yapılır hale gelmiş ama kimseden ses çıkmamaktadır. Zaten ufak bir ses çıkaranların hali her gün gazetelerde çarşaf çarşaf verilmektedir.

İşte bu durum zaman ve olaylar farklı olsa da gidiş yolu itibari ile yıktığımız on altı Türk devletini hatırlatmaktadır.  Türk’e her şey yaptırabilirsiniz. Ama ASLA ESİR EDEMEZSİNİZ. Dolayısı ile bu gün değilse yarın veya öbür gün Türk yumruğunu vuracak, o vahşi batıya ve yıllarca uğraşarak yetiştirdikleri işbirlikçilerine dünyayı dar edecektir. Batı da işbirlikçileri de maalesef tarihten ders almamaktadır. Tarih ise ders almayanlar için tekerrürden ibarettir.

(*) Ilımlı İslam = Hıristiyanlaşmış İslam

İzmir 2013-03-01

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..