Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yeni Türkiye'nin acınacak halleri...

Yeni Türkiye'nin acınacak halleri...
 

Kaynak: İnternet


Konuya girmeden önce şunu belirtmek istiyorum: Her şey bir tarafa, doğa diğer tarafa diye düşünen insanlardan değilim.

Mesela, tatil denildiğinde sırtına çadırını alıp da dağ, tepe; koy, köy dolaşan insanlardan da olmadım hiç...

Güzel olmaz mıydı? Olurdu diyor bir yanım, börtü-böcek tarafını düşününce otel, motel, pansiyon falan iyidir diyen yanım ağır basıyor.

Bu konuda kendimi ifade ettiğimi düşünerek devam ediyorum...

Şehir içinde yeşillik özlemi çekmeyen bir muhitte oturuyorum; bu konuda çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Bunu da belirtmeden geçemeyeceğim.

Şimdi; durum buyken, ben kafayı zeytinlik alanların imara açılması projesine takmış durumdayım!

Hadi bir sorun neden diye?

(Hani madem toprak yerine tatil köyünde tatil yapmak istiyorsun da bu atarlı halin ne diye?)

(Modernlik diyorsunuz; alın size modern binalar, evler falan diye?)

Arkadaş, kaç yaşındasın bilmiyorum, mesela yaşın çok gençse, herhangi bir strateji oyununa gir; benim diyeceklerim basma-kalıp gelebilir, ne okumak ne de inanmak istersin, kabul...

Yabancıların hazırladığı o oyunlarda önce kendi topraklarını güçlendirirsin; mesela eker-biçersin. Sonra topladığın ürünlerin en kaliteli olanlarını kendi vatandaşlarına ayırısın ki sağlıklı beslenip, güçlensinler. (Yoksa diğer türlü oyunda istediğin başarıyı yakalayamazsın; mesela savaş olsa, senin vatandaşın beslenme yetersizliğinden hasta olsa, ordunu bile kuramazsın!)

Yine o oyunlarda, kendi topraklarında bolca yetişen ürünleri vatandaşına sunduktan sonra geri kalanları ihraç edersin.

Kendi topraklarında asla yetişmeyen bir ürünü seve seve alanlar olacaktır ki; sen de bu satıştan gelir elde edeceksin. Diğer taraf da eksiğini giderecektir.

Senin kendi vatandaşın için gerekli olan bir mahsül topraklarında yetişmiyorsa, sen de fazlasıyla üretenden satın alacaksın; yani ithal edeceksin.

Ancak; yine de amacın vatandaşının sağlıklı bir şekilde varlığını sürdürmesi olacaktır ki; oyun bu, kazanmak için topyekün bir birlik ve beraberlik içinde olacaksın!

******

Artık Amerika mı kurgulamış oyunu, Avrupa? Çin bile olabilir; mantık doğru arkadaş!

(Savaş-dövüş oyunlarına acayip kılım ama insanlar gençlerine doğru mantığı öğretiyor!)

******

Şimdi dönelim bize...

(Allahım, kaç kez yazdım; ben utanıyorum artık yazmaktan, sevgili sürekli takip eden okurlarım, sizlerden özür diliyorum, ama var ya: Üç tarafımız denizlerle çevrili, çeşitli iklim şartlarına sahip, mesela kara iklimi desen var, Akdeniz var, Ege var, Karadeniz var...

Bir insanın gereksinim duyabileceği her şey üretilebiliyor!

Balık var, bakliyat var, et var, fındık var, tütün var...

Sebze-meyve gani... )

Ve... Geldiğimiz nokta ne?

(Yine bir parantez açacağım; ihracat yaparken dört sektörde çalıştım: 1) Banka(İhracat), 2) Elektronik ve beyaz eşya, 3) Tütün, 4) Yağ)

İlk ikisi hakkında konuşmayayım şimdi; son ikisi konusunda sanki birileri beni takip ediyor! Takip etmekle kalmıyor, sınıyor!

Yine kaçıncı kere tekrarlıyorum: İzmir Tütünü resmen bir dünya markasıdır! Markasıydı yani; bitirildi!

Adıyaman, Samsun... Keza...

Şimdi başı Yunanistan'ın Basma tütünü tutuyordur; Ege, yani İzmir tütününe yakın olmakla birlikte reklamı müthiş yapılmaktadır!

Bizde bitirildi!

Bile bile bitirildi, şahidiyim!

******

Yağ sektörüne gelince; bir Egeli olarak elbette ki ilk aklıma gelen zeytinyağıdır!

(Edirne dolaylarında ayçiçek yağıdır dersem üretim anlamındadır; Karadeniz dolaylarında "fındık yağı" da keza...)

Sağlıklı üretilmiş ürünlerin hiç birinin tüketilmesinde bir sakınca olmadığını düşünüyorum, şahsen, ancak gündem zeytinlik alanların bilmem kaç dönüm altında olanlarının imara açılması olunca, izninizle, zeytinyağının ihracatı konusundaki deneyimlerimi aktarmak isterim: Ege bölgesi zeytin ağaçlarının verimli bir şekilde yetiştiği bölgedir.

Zeytin, öncelikle meyvesi bakımından bolca tükettiğimiz bir gıdadır.

Sofralık zeytinler ayrıldıktan sonra geri kalanlar yağ için kullanılırlar.

İçinizi sıkmayayım; sofralım zeytinin kilosunu kaç liradan alıyorsun Ayşe Teyze, Ali Amca?

(Ne Ayşe Teyzem okur bu yazıyı, ne de Ali Amcam)

Onların çocukları okusa... Teyzem ve amcama anlatsa...

Neyse...

******

Ayşe teyzemin, Ali amcamın çocukları; bilmem haberiniz var mı? Torba yasada bir madde var: Meralar, gerektiği hallerde imara açılacak!

Bu ne demek biliyor musunuz? Hani Doğu'nun geçim kaynağı olan hayvancılık var ya, hah işte, o yok olup gidecek!

Amannn, bana ne Doğu'nun hayvancılığının gitmesinden, zaten et ihtal etmiyor mu hükümet, hem de ucuza falan diye düşünüyorsun ya teyzem, et şu an otuz lira; yaşarsın umarım yıllarca da bir altın fiyatına denk düştüğünde bir kilo et, sakın şaşırma!

******

Hani dedim ya; sırt çantamı alıp da dağ-bayır gezmem diye; bu kişisel tercihimdir.

Yaşadığım ülkenin gelir kaynaklarının göz göre-göre yok edilmesine tanıklık etmek ve de sessiz kalmak ayrı bir konudur!

******

Bor madeni konusunda bu kadar dudak uçuklatacak kapasitedeyken ki bu madenin dünyayı yerinden oynatabilecek güçte olduğunun bilinciydeyken satmak, savmak, yok saymak ne kadar vatana ihanetse; zeytinlik alanların yok edilmesine yönelik kararlar da öyledir!

Bu arada, Seferihisar'daki mandalin bahçelerine de göz dikilmiş gibi; baraj altında kalan yerlerin imara açılması gündemdeymiş ki bu da kırk-elli yıllık mandalin ağaçlarının sökülmesi demekmiş!

Ürettiğimiz her şey yok olsun mu isteniyor?

Yalnız var ya; geçenlerde yeni bir şey öğrendim: Belki siz daha önceden biliyordunuz, devlet ekilmeyen alanlar için belli bir ücret ödüyormuş!

İlk etapta "Ayy ne güzel!" diye gelse de, ekip-biçmeyi baltalamak gibi bir yaklaşım olduğunu, global olarak baktığımızda, görebiliyoruz!

Tütün ekme, zeytin toplama, hayvan yetiştirme, meyve ağaçları kesilsin...

Eeee... İthal edelim!

Ayşe teyzem, Ali amcam anlamaz belki; şeyyy, yanlış dedim: anlamaz değil, onlar bu vatanın kuruluşunun bilincinde olanlar olarak daha iyi anlarlar da, bilgisayar kullanmazlar, bu yazılar ooo nasıl ulaşsın onlara?

Televizyondan takip ederler; alkış kıyamet bir Türkiye'dir gördükleri... Ayy, pardon yaa, yine yanlış söyledim: Yeni Türkiye'dir gördükleri! (Eski Türkiye yok olmuş ya...)

Kişi başına düşen milli gelir bilmem ne kadarmış!

Herkesi kucaklayacaklarmış!...

Milletin elinden gelir getiren herşeyini al, (ki destek verilmesi gereken kesimdir tarımla uğraşanlar), ithalata zorunlu kıl, (ithalat pahalıdır, ucuz geliyorsa zararlıdır ki en basit hali ile başka bir ülkeye kazandırır! Senin ülkende yetişebilecek bir şeyin ithal edilmesi saçmalığın dik alasıdır! Ayşe Teyzemin oğlu kazımıyorsa, şu meşhur oyunları oynayan torunu Alican, Merve, siz anlatın be bir şekilde!)

******

Göz göre-göre tüm gelirlerimiz yok ediliyor; oyun olsa anında biterdik!

Neden görmeyen gözler, anlamayan beyinler ve suskun dudaklar?

Yahu; hangi birimizin babası, dedesi, ninesi tarla ekmedi?

Hangimiz domates, biber yemedik; organik?

Haa, bir de bu olay var: Elalemin GDO'lu ve kısır tohumlarını al,her yıl tekrar ve tekrar tohum almaya teşvik et; ki bizim domatesimiz, biberimiz  falan kendi tohumlarından ertesi yıllara ürün veriyordu ve kendine has kokusu, duruşu da mevcuttu.

******

Fazla uzun yazdım, fazla höykürdüm; elimden gelen yalnızca bu!

Bir işe yarar mı?

Hiç sanmıyorum!

Zira, benim gibi düşünenler zaten bir çok platformda duygu ve düşüncelerini ifade ediyorlar ki sonuç maalesef sıfır! (İktidar bildiğini pek güzel okuyor!)

Okuyamayan grup için söyleyecek bir şeyim yok; gazete okusalar dahi, ulaşabilen yazılar belli...

Diyeceksin ki madem ne diye hırpalıyorsun kendini?

Ben, çocuğumun çocuğunu düşünüyorum be şekerim!

Senin, onun, bunun çocuğunu da keza...

Üzerinde yaşadığın toprak emek ister; öyle istediğin gibi hunharca kullanamazsın!

Sen, keyfin için kullanırsan, çocukların bedelini öder ki "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" lafı da boşuna ortaya çıkmamıştır!

 

Mail: gulgun_2006@hotmail.com

https://twitter.com/Gulgunkaraoglu

 

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..