Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '12

 
Kategori
Güncel
 

Yeni Yargı Reformu Paketi- İcra, haciz, rüşvet, molotof, basın

Yeni Yargı Reformu Paketi- İcra, haciz, rüşvet, molotof, basın
 

Adalet sadece mülkün değil, insan haklarının da temeli olmalıdır.


 -ALO Rüşvet Hattı kurulmalıdır bence.

Yargının altından kalkılması gittikçe güçleşen sıkışıklığını, bu arada oluşan mağduriyeti gidermek amacıyla çıkarılan yeni yargı paketi bir dizi yeni uygulama getiriyor. Bu sayede 2 milyon dosyanın temizlenmesi bekleniyor.

İCRA-HACİZ

-Brüt asgari ücretin yani 887 TL’nin altındaki borçlar için icraya başvurmadan önce borçluya ‘davet’ yazısı gönderilecek. Bu yazıda borcun 5 iş günü içinde ödenmesi  istenecek.  Davet gönderilmeden icra takibine başlanamayacak. (İsabetli bir uygulama. Böylece ihmalin faturası kabarmayacak. Ancak alacaklıya tebliğ masrafı çıkacak.) 

-Borçlu ile aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için gerekli olan hiçbir ev eşyası haczedilemeyecek. Ancak para, banknot, altın ve gümüş gibi değerli şeyler haczedilecek. (Bu da çok isabetli. Zaten eşya 2. elde para etmiyor, ancak cezalandırmaya yarıyordu. Yalnız şimdi hacizden korku azalacak. Her önlemin bir de sakıncası oluyor. Bu konuda borcun şahsiliği için bir şeyler yapılmalıydı. Tanıdığım birisi kefil olduğu arkadaşına gelen haciz yüzünden ev eşyasını hacze gelmişlerdi. Oysa evliydi, eşyalar eşine aitti.)

-Hacizli mal satış prosedürü yeniden düzenlenerek, hacizli malların satış ilanının elektronik ortamda da yapılması sağlanacak. Açık artırmaya, ihalenin yapılacağı yere gitmeden, elektronik ortamda da teklif verme olanağı getirilecek. (Bu da iyi bir yenilik, satışa katılımı çeşitlendirebilir fakat bir yere kadar geçerli olabilir. Alınacak şeyi görmeden, araştırmadan internetten teklif vermek zor.)

-İcra dairelerinin para ile teması, zorunlu haller dışında, tamamen kesilecek. Her türlü tahsilat ve ödeme bankalar aracılığıyla yapılacak. (Ne için getirildiği meçhul. Daha ekonomikse anlayışla karşılanabilir. Fakat bankalarda sıra beklemek de hiç kolay olmuyor)

KAÇAK ELEKTRİK

-Türk Ceza Kanunu’na göre hırsızlık suçu kapsamına giren ‘kaçak elektrik kullanma’, yeni düzenlemeyle TCK. 163. Madde, ‘karşılıksız yararlanma’ kapsamına alınacak. Hırsızlık sayılırken öngörülen 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası değişmeyecek. Borcun faiziyle birlikte ödenmesi durumunda hapis cezası verilmeyecek Aynı suçun 5 yıl içinde tekrarlanması durumunda kişi hapis cezası alacak. ( Karşılıksız yararlanma doğru bir ifade olabilir. Adamın parası yoksa bu zorunlu ihtiyaçtan dolayı hapis yatması yine de yanlış. Sosyal Dayanışma Fonundan ödenmesi sağlanmalı. Firmaların kayıp kaçak bedelini kolaya kaçıp tüketiciden alması yerine hiç olmazsa yarısını alması getirilip, önlemek konusunda daha aktif olmaları sağlanabilirdi)

RÜŞVET

-Kamu görevlilerinin yapmak zorunda oldukları işler için vatandaştan para almaları ‘görevi kötüye kullanma’ suçu kapsamından çıkacak. Bunun yerine ‘rüşvet’ kapsamına alınacak. Böylece uygulanan hapis cezası da 1 yıldan 3 yıla kadar iken; 4 yıldan 12 yıla çıkacak.  (Zaten bu rüşvet sayılmazsa böyle bir suç yok demekti. İsabetli, ancak rüşvet daha çok işlerin savsaklanmasından ve kişi inisiyatifinde olmasından kaynaklanıyor. Akış izlenmeli,denetlenmeli)

Doktorun ameliyatı para karşılığı yapması, icra memurunun görevi için para alması, tapu veya gümrük memurunun işlemleri para karşılığı hızlandırması artık ‘rüşvet’ sayılacak. (Sayılacak da asıl olan önlemek. İşlerin savsaklanması rüşvet beklendiği izlenimi veriyor insanda. Asıl bu önlenmeli. Bu kez ameliyat için kalifiye doktoru ikna imkansız. İş şansa ya da deneyimsizlere kalıyor.)

-Vatandaş, haklı bir işinin, zamanında veya hiç görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek kamu görevlisine ‘rüşvet’ vermiş ise suçlu sayılmayacak.  Bu durumda menfaat sağlayan kamu görevlisinin suçunun ne olduğu, rüşvet mi icbar suretiyle irtikap mı, konusuna da açıklık getiriliyor. (30 senelik kamu hizmetim bu konuda temizdir. Ama çoğu zaman yasal işimiz görülmeyecek diye vermek durumunda kalıyoruz. Saatlerce bekletip sudan bahaneler engeller çıkaranlara, yüzsüzce beklenti vurgulayanlara başka ne yapılabilir? İnsan kendini mecbur hissediyor. Rüşvete gerçek önlem bu konuda idarenin güçlü iradesidir. Benim önerim, ALO RÜŞVET hattı kurulsun, anında baskın yapılsın. İhbar yeterli olsun, takip edilsin.Vatandaş gibi işleme girilip suçüstü yapılsın. Şu anda tam yetkili merci bulmak zor.Bir birim oluşturulmalı)

-Yapılan düzenleme ile Türk Ceza Kanunu'nun 254'üncü maddesinde düzenlenen rüşvet suçunda etkin pişmanlık hükmü yeniden ele alınıyor.. Bu düzenlemeye göre, rüşvet alan, rüşvet veren veya bu konuda kamu görevlisi ile anlaşmaya varan kişinin ve rüşvet suçuna iştirak eden diğer kişilerin, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilmesi söz konusu ve bunun için, olayın resmi makamlarca öğrenilmeden önce, pişmanlık duyarak durumdan yetkili makamları haberdar etmeleri gerekiyor. Yani rüşvet veren veya alan kişi soruşturma açılmadan pişmanlıkla bunu ihbar ederse, affedilebilecek. (Buna karşın alınan rüşvetin ve varsa daha öncekilerin tahsil edilip edilmeyeceğine ilişkin bilgi edinemedim. Bunun zoruna gidip de intikam almak isteyen kişilerin ve dolayısıyla çarkı öğrenmede adli makamların işine yarayabileceği düşüncesindeyim)

ADLİ KONTROL

-Mevcut sistemde cezası üç yıla kadar olan suçlarda tutuklama yoluna gidilmesi yerine, adli kontrol uygulanıyordu. Şimdi, hapishanelerdeki tutuklu sayılarının azaltılması için adli kontrol sistemi uygulamasının kapsamı, üst sınırı 3 yıl olan suçlardan, 5 yıl olan suçlara kadar genişletiliyor. Böylece hafif suç şüphelilerinin tutukevine konulmak yerine, güvenlik makamlarına imza vererek hayatına kontrollü şekilde devam etmesinin kapsamı genişletiliyor. (Bunun kapsamı daha da genişletilmeli, kamu görevlileri ile basın yoluyla işlendiği iddia edilen suçlar da kapsama alınmalı bence. Seyahat özgürlüğü kısıtlanıp her gün imza vermesi zorunlu hale getirilebilir)

ÖRGÜT ÜYESİ OLMAK

-Mevcut düzenlemede, bir terör örgütü üyesi olmadan, örgüt adına suç işleyenler, işledikleri suçun yanısıra, bir de “örgüt üyesi olmak” suçuyla cezalandırılıyorlardı (TCK 6. Madde). Şimdi, örgüte üyeliği kesinleşmeyen, ancak örgüt adına suç işleyenler öncelikle esas suçlarından ceza alacaklar. Örgüt üyesi olmaktan alacakları ceza ise yarı yarıya indirilecek. Böylece çocukların 10 yıla kadar ceza almalarının önüne geçilecek. (Aslında ilegal bir örgütün üye listesi mi var ki örgüt üyeliği kesinleşir? Sade çocuklar için değil, büyükler için de geçerli bu. Örgüt sempatizanı olabilirler. Üyeliğin ispatı yapılmadan varsayımlarla, emarelerle hareket etmek zaten hukuk adına üzücüydü. Düzenleme isabetli. Bu olaylara velilerince yönlendirildiği saptanan çocuklar da ailelerinden alınıp, yetiştirme yurtlarına konulmalı)

-Şener ve Şık’ın durumuna uyan bir düzenleme. Örgüte yardım ve yataklık suçunu düzenleyen TCK’nın 7. Maddesinde de yapılıyor. Mevcut sistemde, örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmadan örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişiler aynı zamanda “örgüt üyesi” olmaktan da ceza alıyorlar. Şimdi bu durum kaldırılıyor. Sadece işledikleri suçtan ceza alacaklar, buna ek olarak örgüt üyesi olmaktan alacakları  ceza üçte iki oranına kadar indirilebilecek. Örneğin, Ahmet Şık ve Nedim Şener gibi gazeteciler de TCK’nın 6. Ve 7. Maddesi kapsamında yargılanıyorlar. (Herkesi hemen üye diye damgalayan hukuk yorumudur zaten bu düzenleme ihtiyacını doğuran. Örgüt tamamen bitmemişse kimsenin isteyerek mi istemeyerek mi yardım ettiğini asla bilemezsiniz ki.)

GİZLİLİK KARARI

-Özel yetkili savcıların, şüphelinin ifade tutanağına, bilirkişi raporuna ve diğer delillere koyduğu gizlilik kararı en fazla 3 ay olabilecek. İddianame hazır olmasa bile, bu unsurlar üzerindeki gizlilik kararı 3 ay sonunda kalkacak. (Zaten gazetelere yansıyordu. Kamuoyunun bilme hakkı uzun süre engellenmemeli. İsabetlidir)

MOLOTOF KOKTEYLİ SİLAHTIR

-Gösterilerde molotof kokteyli kullanan, ya da molotof ile saldırı yapanlar hakkındaki cezalar, mevcut düzenlemede molotof “silah” sayılmadığı için daha düşük kalıyordu. Türk Ceza Kanunu’nun ilgili 6. Maddesine eklenecek “yangın çıkarıcı” ibaresi ile, Molotof da “silah” kapsamına alınıyor. Böylece  kullananlara yönelik cezalar da çok ağırlaştırılıyor. (Çıkmasına en sevindiğim konulardan biri. Zaten mantıksızdı. Yakabilen, adam öldürebilen bir şey nasıl silah olmaz?)

YARGILAMA YERİNE PARA CEZASI

--Daha önce yargılamayı gerektiren bazı fiilerde, yargıç önüne çıkma şartı ortadan kaldırılıyor. Mesela; bir gösteride yabancı bir devlet bayrağını yakanlar/yabancı bayrağa hakaret edenler,

baktığı hastanın suça karıştığını bilip de söylemeyen doktor, mevcut işi dışında, ek iş olarak ticaret yapan kamu görevlileri,yedieminlik görevini kötüye kullananlar, izin verilmeyen yere cenazesini gömenler bu kapsamdan yararlanacaklar.

Yeni düzenlemeye göre, bu fiileri işleyenler, önceden bir sabıkaları olmamaları şartıyla, hakim önüne çıkmadan, öngörülen para cezasını ödeyerek, soruşturma ve yargılamadan kurtulabilecekler. (İsabetli ancak yedieminlik görevini kötüye kullananlar konusunda çekinceliyim. Büyük maddi menfaat elde etmişlerse para cezası hafif kalacaktır)

BASIN YAYIN SUÇLARI

-Mevcut sistemde, “suç işlemeye alenen teşvik, işlenmiş olan suçları ve suçluları övme, terör örgütünün propagandasını “ fiillerini işleyen süreli yayınlara, ileriye dönük olarak da yayın durdurma cezası veriliyordu. Ancak AİHM, ileriye yönelik verilen bu cezaların “sansür” olduğuna hükmetti. Bu çerçevede yapılan yeni düzenleme ile, ileriye yönelik bu yayın durdurmalar kaldırılacak. (Böylece bir yayını batırmaya yönelik ceza hafifletilmiş oluyor)

-Kamuoyunu yakından ilgilendiren davalar konusunda, iddianameler yayınlanmadan delillere ilişkin haber yapan, ifadeleri yazan gazeteciler hakkında “yargıyı etkileme” gerekçesiyle çok sayıda dava açılmıştı. Şimdi yeni düzenleme ile, bu suçlara, tekrar edilmemesi şartıyla af geliyor. Gazeteciler hakkında,  yayın yoluyla işlediği suç  gerekçesiyle açılan dava ve soruşturmaların çok büyük kısmı, bu düzenleme sayesinde ertelenecek. Gazetecinin 3 yıl içinde (daha önce 5 yıldı) aynı suçu işlememesi halinde, tüm soruşturma ya da davalar yok hükmünde sayılacak. (Bence erteleme yine suç vasfını koruyor. Yargıyı etkilemenin birkaç örnekle somut ve kasti hal alması, ancak düşünce ve ifade özgürlüğü sınırlarını aşması hallerinde söz konusu olmalıydı.)

Bu gibi yeniliklerde işleri yolunda giden başka ülkelere bakılmalı bence. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok.Yeni düzenlemelere bazı eksiklikler olduğu kanaatime rağmen olumlu bakıyorum. Hayırlı olsun.

 
Toplam blog
: 61
: 25799
Kayıt tarihi
: 09.07.08
 
 

Ankara'da yaşayan Afyon doğumlu, Gazetecilik Halkla İlişkiler Radyo-TV bölümü mezunuyum.. Kamuda ..