Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Aralık '12

 
Kategori
Yılbaşı
 

Yeni yıl paradoksu

Yeni yıl paradoksu
 

Sabah kalktım. Erkendi. Hava yağmurlu, gökkuşağı çıkmış. Bir önceki gün öyle gri ve bulutluydu ki. Sonra bulutlar patladı. Gümbür gümbürrr! Ses çıktı. Yağmur dindi, her yer ıpıslak. Yağmurlu olunca sokaklar ıpıssız oluyor. Sokakta yağmura yakalananlar saçak altına kaçıyor. Ya da bir anda Çin malı şemsiyeciler çıkıyor. Onlar da saçak altında aportta bekliyorlar sanki. Yağmur sonrası çıkan mantarlar gibi. Radika da diyebilirdim fakat radika şemsiyeye benzemiyor. Şemsiye ve mantar. Birbirlerine benziyorlar. Biri yağmur öncesi, diğeri sonrası…

 
Sabah kalktım. Yine çok sıcak. Gün çok uzun. Harca harca bitmiyor. Günün rengi soluyor bu sıcakta. Rakı gibi oluyor. Karşıyaka karşımda tir tir titriyor. Hayır! Terliyor.
 
Kış. Kara değil kış, beyaz. Ama burada hiç beyaz olmuyor. Dize kadar karlarda yürümek de yok. Sobanın yanında ayaklarını uzatıp oturmak da. Şimdi ne renk?
Bekliyoruz. Hep ama hep beklemek. Hayatı yaşarken bekliyoruz. Bazen zamanın geçmesini. Zamanın geçmesini de ne demeye bekler ki insan? Sayılardan medet ummak? İnsanın paradoksu olmalı.  Topuğuna sıkmak gibi. Evet anlıyorum ki; kimse bu dünyada sonsuza kazık çakmak istemiyor.
 
Zaman zaman zaman… zaman göreceli. 30 sene öncesi bazen dün gibi, bazen asır gibi. Yeter ki zihninde olayları  yitirme ya da büyütme.
 
Bi de internete sanal diyorlar, asıl sanal olan zaman. Zaman sonsuz. Sonsuzluğu bölmeye çalışan insan, zamanı bölmüş bir takvim oluşturmuş. İnsan herşeyi kendi algısına göre tasarlıyor. Belki yedi uyurlarız. Belki göz açıp geçen  zamanı,  biz yavaş çekimde yaşıyoruz. Bknz: Inception filmi. Hala izlemediyseniz, izleyin.
 
Tv kanallarında eski yılın muhasebesi yapılıyor. Şu oldu, bu oldu. Oysa her şey bir gün arayla eskisi gibi devam edecek. Atıyorum belki 14 mayıs günü acayip bi şey olacak olumlu ya da olumsuz anlamda. Bütün bu kutlamalar eskide kalmasını umduğumuz olumsuzluklar için mi? Ama Perşembe, çarşambadan belli ki.
19. yy da zaman 18. yy a göre yeniydi. Ama günümüzde zaman içinde zamanı yaşıyoruz. Geleceği, uzay çağını, geçmişi kölelik sistemini, ilkelliği, yaşıyoruz.  Bu ikisi tamamen zıt ve bu çağda sürekli farklı zamanları yaşıyoruz. Bu da insanların kafa karışıklığı yaşamalarına neden oluyor.
Adam uzaydan paraşütle atladı. Ve anladık ki hayalleri gerçekleştirmemek için neden yok.
 
Neyse biz her şeye gangham style yapalım bari:) Bu senenin gangham style dansı süperdi.
 
Yukarıdaki fotoyu geçen sene çılgınca eğlenirken çektirmiştik. Nasıl da çılgın, eğlenceli bi yılbaşı partisiydi, o kadar olur… Aslında bu yazıyı yarın akşamüstü yayına verecektim, ki siz beni çılgınlar gibi eğlenin sanın diye…
 
Bazılarının yeni yılı mutlu, sağlıklı olsun.
 
 
Toplam blog
: 246
: 1012
Kayıt tarihi
: 15.02.08
 
 

..