Yeni Yıl ve Türkiye

                                                                               Yeni Yıl ve Türkiye

Değerli Okurlar; İletişim çağının içerisinden geçiyoruz. Bu hız çağında yıllar birbirini kovalıyor. Günümüzde yaşadığımız yer, işimiz, görevimiz çok farketmeksizin amaç ve hedeflerimize göre sosyal ağlarda çok fazla zaman geçiriyor, internetin hızına yetişemiyoruz. Bizleri ilgilendiren hemen her konuda internetteki sosyal ağlarda zamanımızın önemli bir bölümünü geçiriyor, bilgiler alıyoruz. Sosyal medya bu yönüyle günümüzde yaşamlarımıza devam ederken, hayatlarımızında önemli bir belirleyicisi oluyor. Hayatlarımızda geçen yıl yaşadıklarımız yeni yılda da bugün yaşanmış gibi anlamlı oluyor. Yine hayatlarımız mesela internet ortamlarında bilginin toplanması, yayılması ve hızlıca tüketilip, yeniden inşası gibi çok hızlı bir şekilde geçiyor.

 

2022: 2021’e veda ettik. 2022’ye hoş geldin, dedik. Yeni yılla birlikte hayatımızdan herşey daha güzel olsun dilekleriyle içimizdeki yeni umutları, hedefleri, hayalleri yeşerttik. Ancak gün geçmiyor ki, ülkemizde temel ihtiyaç maddelerinden temel gıda maddelerine ve bir çok kullandığımız ürüne kadar yeni zamlar gelmesin. Geçen yıl başlayan ve bu yılda bizleri yakından ilgilendiren piyasadaki enflasyonla gerek devlet katında gerek kişisel ve hane halkı olarak büyük bir mücadele veriyoruz. Bu bakımdan 2022’nin ülkemizin ekonomik açıdan düzlüğe çıkacağı ve bizlerin de geçiminin ve birikimlerinin artacağı bir yıl olması en büyük isteğimiz oluyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), aralık ayı enflasyon verilerini açıkladı. Yıllık enflasyon yüzde 36,08 ile son 19 yılın zirvesine yükseldi. Buna karşılık yeni yılda Memurun, emeklilerin maaşlarına yüzde 30 oranında zam geldi. Bu enflasyon oranının altında bir zam oldu. Özel sektörde çalışanların durumu daha da zor. Nitekim piyasalarda yüzde 80’leri aşan oranda bir enflasyon var. Enflasyon karşısında kaybımızın büyüklüğü ortada. Bunu iğneden ipliğe gelen zamlardan da anlıyoruz. Peki enflasyonla mücadelede ne olması gerekir. Devletimizin ve vatandaşlarımızın enflasyon boyutunda yeni dönemde en azından birlikte planlı ve koordineli bir biçimde çalışması ve ABD doları karşısında günden güne eriyen Türk parasının gerçek değerini yeniden kazanması gerekiyor. Yerli üretime de aynı şekilde daha fazla önem verilmesi gerekiyor.

 

Ülkemizin hayat pahalılığını aşarak, daha iyi yerlere gelmesi için ekonomik alanda olduğu kadar eğitim ve kültürel alanda da önemli atılımlar yapması gerekiyor. Bu anlayış ülkemizin daha çabuk derlenip, toparlanması ve güçlenmesinin yanında dünyada hak ettiği yerde olması açısından da büyük önem arzediyor. Bütün bunların gerçekleşmesi içinde içinden geçtiğimiz zorlu ekonomik koşullarda ve belki önümüzdeki aylarda ülke olarak her alanda ve her anlamda toparlanmamız için vatandaşlarımız arasında birlik, beraberlik ve dayanışmanın çok daha fazla güçlenmesi kesin şart. 

 

Özet: Yeni yılda da kısacası herkesin taşın altına elini koymasının gerektiğini düşünüyorum. Devletimiz ve vatandaşlarımız topyekun üzerine düşen görevi yapmalı ve hali hazırda ne ile uğraşıyor ve ne iş yapıyorsak en iyisini kendimiz, ailemiz ve ülkemiz için yapmalıyız.