Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ocak '08

 
Kategori
Özel Günler
 

Yeni yılda... bi eğlendim, bi eğlendim ki; sormayın gitsin...

Yeni yılda... bi eğlendim, bi eğlendim ki; sormayın gitsin...
 

Eğlendin mi böyle eğleneceksin işte. Buyrun siz de alın:))


Aslında bu yıl hiç dışarı çıkmak yoktu niyetimde. Gündüz bazı işlerimi kovaladıktan, yeni yıl kutlamalarını ve tahsilatlarımı yaptıktan, bir de yıllık reklam kaptıktan sonra biraz üşümüş ama keyifli olarak eve gelmiş, klimayı açmış, yeterli olmadığını görünce de iki yıldır sıcağını çok sevdiğim ama en çok da üstünde çay demleyip içmekten keyif aldığım odun sobamı yakmış, bu anın tadını çıkarıyordum. Hamama dönen odada kemiklerime kadar ısınan ben bu sıcaklığın verdiği rehavetle uyumaya karar verdim.

Fakat ne zaman böyle bir karar versem ya telefonlar hiç susmaz ya da kapı zili. Bu defa da öyle oldu. İkide birde gelip giden kız kardeşim ve babamın yanı sıra oğlum, elbirliğiyle uykumun içine ettiler. Kız kardeşim;

-annen niye uyuyor bu saatte hayrola diye oğluma soruyor.

Ben ise bildiğim ne kadar küfür varsa sıralıyordum içimden ama yine de kalkmadım. Zira hiç kimseyle konuşmak istemiyordum. Dostumun bir tanesi canımı sıkmıştı. Tabii uykusunun içine edilen benin de bu saatten sonra uyuması mümkün değildi.

Kalktım demlediğim ama içmediğim çayımı doldurdum. Biraz blogda gezinip birkaç yorum yaptım, mesaj cevapladım. Bu arada hatunlara kaptırdığım kocam, bir baktım msn’ ye girdi.

-Ne yapıyon hanım dedi.

-Ne yapayım oturuyom dedim.

- Bir planın var mı dedi.

-Bilmem dedim. Aslında şeytanın biri çık dağıt ortalığı diyor ama diğeri de otur oturduğun yerde, ne işin var dışarıda diyor. Ne yapacağımı şaşırdım. Hatunlardan arta kalan yerlerinle çıkalım istersen dedim.

- Tamam, atla gel. Dağıtalım!!.

Bu arada canımı sıkan dostumdan da bir mesaj aldım. Normalde kızgındım affetmiycektim ama o kadar güzel, o kadar güzelllll bir mesaj çekmiş ki:)) içimin yağları eridi resmen, dayanamadım. Ve aynı güzellikte cevapladım. Huzura ermiştim. Hem de ne huzur. O da huzura erdi mi bilemiyorum. Çünkü şu saat itibari ile kendisiyle görüşmedik henüz. Sanırım ermiştir. Her neyse. Saat oo1 de kalkıp, jet hızıyla giyinip, “çingene gibi:))” soluğu dışarıda aldım. Zaten İstanbul macerasından bu yana hiç dışarı çıkmamıştım. Dolayısı ile Odabaşı’nın da dediği gibi bir birikmişlik, bir susamışlık, bir özlem vardı içimde.

Geç kaldım diye koştura koştura gittiğim, merdivenlerini bir solukta çıktığım, dört gözle beni beklediğini sandığım kocama baktım, ortalıkta görünmüyordu. Vay hain vay!Kalkmadın di mi hatunların kucağından hala diyerek acil bir çağrı attım zat-ı aline.

On dakika sonra yanımdaydı. İki püklüm, bir süklüm, el pençe divan.

-Vallahi ben bir şey yapmadım karıcığım. Onlar yaptı:)) Sen bilmiyor musun hem bu gün yılbaşı ve ben de otelde çalışıyorum diye.

-İyi, iyi. Yedik... Geç karşımada boyunu görelim o zaman diyerek; gece 02 de başladığımız çılgın eğlence saatlerini sabah altıya kadar aralıksız sürdürdük.


- Ne çok özlemişim meğer eğlenmeyi. Ne var ne yoksa içimde biriken, sazların ritmine emanet edip bir yıllık kadar eğlendim. Utanmasalar kalkın gidin artık diyecekler ama yüzsüzlük edip kendime bir kahve ısmarlatmadan da çıkmadım.

Oradan çıktık çıkmasına da o kadar tepinme sonrasında çalan karnımın zilleri dur durak bilmiyordu. Hadi dedim bizimkine. Bu şekilde eve gidilmez şimdi. Birer de çorba içelim. Yine çok sevdiğim bir dostumun restoranına uğrayıp güzel birer işkembe içtik. Amaç dostumun yeni yılını kutlamak, yeni yıla bana şans getireceğine inandığım, güler yüzlü pozitif insanlarla girmekti biraz da. Çorbalar dostum kadar sıcak, dostum kadar güzeldi. Bilirsiniz sevgiyle yapılan her şey, yapılan işin içine, tadına, kokusuna siner. Dostum da bu anlamda hem kişilik, hem karakter, hem de her daim gülen yüzüyle o bölgede tek geçtiğim ve aynı zamanda iş ilişkilerimde olan çok muhterem bir insan. Kendine teşekkür ediyoruz güzel çorbalar için. “Umut pide.” Side. Reklamını da yapalım bu arada. Değil mi?:))

Tabii ki bize bu doyumsuz geceyi yaşatan Beyzade Nostalji barın tüm çalışanlarına da… Ve… İnanıyorum ki… Yaşanan tüm bu güzellikler sonrasında bu yıl benim için çok güzel geçecek. Hem de çokkkk. Umarım sizin içinde öyle olur.

Ha bir de son bloglarımla iyice içinizi karartmıştım biliyorum. O kadar kahrımı çektiniz. Bari biraz içinizi ferahlatıp helalleşeyim istedim bu vesileyle. Benim kadar sizin de ihtiyacınız vardı buna. Onu da biliyorum. Farkındaydım. Öggg olmuştunuz. Gına gelmişti. Biliyorum da… Bi sorun niye:)) ? Bunun için işte. Sırf bunun için. Biriktirip, biriktirip öyle paylaşmak için sizlerle. Bir yıllık yani:))! İyi etmiş miyim? Ne dersiniz? Beklediğinize değdi değil mi? :)) Hadi, hadi söyleyin çekinmeyin.

Bu arada hepinizin yeni yılını kutlar, sevgi, saygı dolu nice mutlulukların, paylaşımların yaşandığı, özü güzel, sözü güzel, sazı, sohbeti, yazı güzel günler dilerim hepinize. Sevgilerimle…

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..