Yeni yine yeniden

Türk Sineması son yıllarda hem yurt içinde hem yurtdışında elde etiği büyük başarıların ardından gişe hasılatlarını da artırmasıyla beraber sinema sektöründe ben de varım diyebilmiştir. Özellikle geçen sezon sanatsal başarısının yanı sıra gişe hasılatında da Kurtlar Vadisi-Irak'ı geride bırakan Babam ve Oğlum, bunun en büyük göstergesidir.

Türk Sineması kalktığı atağın ardından kendisini tekrar etmeyen-sinemamızın en büyük dertlerinden biri idi-hatta yurt dışında da kendisini kabul ettiren örneklerle varlığını sürdürmektedir. Milliyetçilik duygularını sömürmeden sanatsal amaçla yaklaşılan insani boyuttaki filmler uzun süre akıllarda kalmayı başarabilecek filmlerdir. Gelecek yılın ortalarına kadar gösterime girecek olan 40'a yakın film biz izleyicilerini beklemekte.

En çok merak ettiğim film askerlik görevimi yapmakta olduğum için katılamadığım Altın Koza Film ve Kültür-Sanat Festivalinde "Halk Jürisi Ödülü","Jüri Büyük Ödülü" ve "Enİyi Erkek Oyuncu" ödüllerini kazanan ve sinemasever bir arkadaşımın bana çok övdüğü Dondurmam Gaymak. Bunun yanında Korkuyorum Anne ile özgün bir yönetmen olduğunu ortaya koyan Reha Erdem'in yönettiği "En İyi Film" Ödülünü kazanan Beş Vakit de bir diğer merak ettiğim film.

Dünyayı Kurtaran Adam ile Cem Yımaz'ın Hokkabaz'ı da çok şey beklediğim filmlerden!Ancak ikişer saatlik film süreleri ve sinema çıkışı arkadaş muhabbeti sırasındaki yarımşar saatten fazlası değil. Cem Yılmaz için süre biraz daha uzun olabilir!

Oyunculuları birbirinden farklı olan Mehmet Ali Alabora ile Sibel Kekilli'nin bir 12 Eylül Filmini nasıl kotaracaklarını da merak ediyorum doğrusu. Filme önyargılarla gidilmesi halinde hayal kırıklığı yaşanacağını düşünüyorum.

Taylan Biraderler'den Haluk Bilginer'e, iki ayrı filmde karşımıza çıkacak olan Özgü Namal'dan her filminde başarısını daha da ileriye ileriye götüren Kenan İmirzalıoğlu'na birçok ismin karşımıza çıkacağı bu sürede en şanslı olanların biz izleyiciler olduğunu düşünüyor, filmleri büyük bir heyecanla bekliyorum.