Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Kasım '09

 
Kategori
Güncel
 

Yeniçağda işsizlik nasıl önlenecek

Yeniçağda işsizlik nasıl önlenecek
 

Söylendiğine göre ülkenin her tarafında gömü varmış. Bu iş için bile kahvede oturan adamların eline birer kazma kürek verip Anadolu’ya sal. Teknolojik alet kullan, olmadı abuk sabuk ihtiyarlar, hacı hoca muskası derken kim bilir bekli de beş on küp altın buluruz.

2 milyon memur devletin sırtında kambur.

10 milyon aracı, tüccar, satıcı da halkın sırtında kambur.

Ey devletim! Sen o kamburla, ben de bu kamburla zor aşarız Tozanlının düzünü!

Şu işsizlik oranlarından nefret ediyorum. Rakamları parça parça etmek geliyor içimden. Ruhsuz, vicdansız insanlar kurabiye yaparken eklenen katkı maddesi oranı gibi algılıyorlar. Hani ayakkabın yok. Yalınayak gezersin. Hem güzel olur serin serin. Eskiden de öyleymiş. İşsizsin ve yemeye ekmeğin yok. Hem de 3, 5 milyon aile reisi ile bakmak zorunda oldukları eşleri çocukları. Neredeyse 15 milyon kişi. Allah Allah! Allah Allah! Bu nasıl şey ya!

Çocuk, meme çağında. Ağzında yalancı emzik. Annesinin gözüne bakıyor. Mama istiyor, süt istiyor. Çocuk bu laf dinler mi? Baban çalışmıyor; emekliliğine üç yıl kala işten attılar, desen inanır mı?

Ben işsiz olmayı kabul etmiyorum arkadaş. Ey işsiz kardeşlerim, görmüyor musunuz tuzağa düşüyoruz. Bu ülkenin sahipleri(Biz bu ülkenin sahibi değiliz) belli oranda insanın işsiz olmasını normal karşılıyor. 3–5 milyon işsizin içine giriyorsan hiç ümit bekleme. Ülkenin başbakanı bir ülkede bu kadar işsiz olabilir diyor sanki. Adamın konuşmasından ben bunu çıkarıyorum. O kadar rahat ki. Sen üç yıldır işsizsin. Kredi kartı borçları nedeniyle haciz memurları evini yol etmiş. Çıkış yolun yok. İntiharı bile düşünüyorsun. Adam işsizlik oranını buğday taban fiyatı gibi açıklıyor. Yazıklar olsun! Yazıklar olsun!

3–5 milyon işsiz için hükümet çaba göstermeyecek bilesin. Rakamlar onlara göre normalmiş. Açlık nasıl normal olabilir ya? İyi de siz niye sessizsiniz? Bu ülkede enteller köpek maması zammını protesto için sokaklarda. 2 milyar alan memur, maaşım az diye sokaklarda. Siz niye sessizsiniz?

Bu ülkede sokaklarda yürümeye hakkı olan aslında sizlersiniz. Yoksa polisin bir job darbesiyle açlıktan düşer ölürüm diye mi korkuyorsunuz? Haklısınız. Nenize gerek. Oturun evinizde. Ölümü bekleyin!

Baykal neyi konuşuyor? ”Laiklik elden gidiyor” Başka derdi var mı? Yok.

Bahçeli neyi konuşuyor? ”Ülkeyi sattırmayız” Bu haliyle satsan da kimse almaz.

Sizlerin, taraftarlarınızın, tabanınızın gerçekten gözlerinde perde var.

İnanılması güç ama bu boş sözlerinizi hala milyonlarca kişi dinliyor. AKP gitti. 50 kuruşluk patlıcan ve el kadar bez parçasıyla bu milleti ancak bu kadar kandırabilirsiniz. Lakin o gidiyor ama bu halinizle siz de gelmeyin. Laikliği mi pişirip yiyeceğiz? Anıtkabir’in taşlarından başlayalım isterseniz. “vatanın bütünlüğü” nden de çorba yaparız.

Ey halkım! İnsanların işsiz olması kabul edilemez bir durumdur. Kabul eden, razı olan ve hiçbir şey yokmuş gibi her şeyi normal karşılayan alçaktır! Kabul edilemez durumları niye kabul ediyorsun? Dumura mı uğradın? İşsiz, aç demektir. Aç, ölecek demektir. Somali gibi toplu ölümler olmuyor diye Türkiye’de açlık yok mu sanıyorsun? Adam grip oluyor, ölüyor. Şeker oluyor, astım oluyor, baş ağrısı, diş ağrısı… İnsanlarımız her şeyden ölüyor. Hepsi işsizlik ve parasızlık yüzünden.

Deden böyleymiş. Baban böyleydi. Sen de böylesin. Ya torunların, çocukların? Bu ülkede işsizlik normal, fakirlik normal, sahipsizlik, kimsesizlik normal. Bu ülkede ölmek normal. Allah belasını versin sizin istatistiklerinizin! Kuru kuru yayınla dur. Niye gözüne gözüne sokmuyorsunuz o istatistikleri Ankara beylerinin, Çankaya uyanıklarının? Adam cebine 15 bin lira maaşı koyuyor, asgari ücretliyi, işsizi köpekler yesin.

2011’de yine bunları seçeceksin. Hazreti Baykal yine açıklayacak: %15 işsizlik. Bahçeli dem vuracak: Türkün gücüyle inşallah… Tayyip yüklenecek: Daha ben ölmedim. Patlıcan 50 kuruş. Başımda türban… Sürünmek hoşuna gidiyor. Seviyorsun rezilliği. Sen hiç akıllanmayacaksın arkadaş!

Özkök paşa, Özdil beyefendi, Ilıcak hanım, Göktürk hanımefendi ve daha niceleri gerçekleri yazıyorlarmış. Oturduğunuz yerden bağırmalı, haykırmalısınız. Sesiniz Anadolu bozkırlarında yankılanmalı. Gerçekler yazılmaz, yaşanır. Benim sizin kadar gücüm olsaydı tek satırda Türkiye’yi ayağa kaldırırdım. Ama demek ki siz sürünen, sürüklenen, ayaklar altında bir ülke istiyorsunuz. Nasılsa kendiniz ayaktasınız ya. Ülkemizde 15 milyon kişinin işsiz bırakılarak açlığa mahkûm edilişi sizin sorununuz değil.

Yazılarımızı okuyanlar yeniçağda ülkemizde işsizlik diye bir şey olamayacağını biliyorlar. Türkiye’yi bir uçtan bir uca taşıyla toprağıyla ayağa kaldırdığın zaman dışarıdan bile işçi getirmen gerekir. Türkiye’de işsizlik plansız, projesiz, vizyonsuz adamlara göredir.

İnsanımız dişinden tırnağından artırarak, yemeyerek, içmeyerek ülkesini yeniden kuracaktır. Bir Tarım Devrimi tek başına Türkiye’yi kurtaracak bir projedir. Tahmini 5 yıl içinde, 5 milyon kişi tarafından Türkiye topraklarında her biri 1000 dönüm, 300 bin adet Tabir(modern tarım işletmesi)kurulacaktır.5 milyon işçi 10 milyon kişinin istihdam edileceği olağanüstü bir projeyi gerçekleştirecektir. Diğer doğal kaynakların da devreye girmesiyle Türkiye bulunduğu coğrafyanın tarım merkezi haline getirilecek, 150 milyar dolar tarım ihracatı yapılacaktır.

Bu devasa proje yerli kapitalistlerin ya da IMF’nin parasıyla değil halkın parasıyla yapılacaktır. Elleri öpülesi Hatice nine körlük kefinlik dar günlere sakladığı burmalı bileziğini bozdurmaya hazırdır. Emekli Hüsamettin abimiz 600 liralık maaşından 50 lirayı ayırmıştır bile.

Benzeri bir çalışma hemen Tarım Devriminin bitiminde Orman Devrimiyle devam edecektir. Bu proje sanki Türkiye’de fantastik bir güzellik yaratmak amacıyla yapılacak gibi algılanıyor. Bense bu çalışmanın başarıya ulaşması halinde Tarım Devriminden daha fazla ülkemize maddi kazanç sağlanacağını düşünüyorum.

Yeniçağda Türkiye’nin hedef sektörleri tarım ve turizm olarak belirlenmiştir. Mega kentler projesini gerçekleştirebildiği takdirde tabiî ki ileri yıllarda inşaat sektöründe de dünya yıldızı olmak mümkündür.

Orman devrimi turizmde yepyeni bir yaklaşım ortaya çıkaracaktır. Büyük çalışma sonucu oluşturulan ülkenin yarısı büyüklüğünde dev orman alanlarında bir yandan milyonlarca yaban hayvanları ile Afrika görüntüleri oluşturulurken diğer taraftan sayısız eğlenme dinlenme tesisleri Türkiye’de turizmi patlatacaktır.

Sınırlarımızı ve kapılarımızı bütün dünyaya açmamız sonucunda her yıl 100 milyon turistin ülkemizi ziyaret edeceğini düşünüyorum. Ayrıca insanlarımız şehirlerde oturacaklar ama doğada yaşayacaklar.

Bu büyük kapasiteyi burada anlamak ve anlatmak çok zor. Ülkemizin yarısı içerisine girilemeyecek sıklıkta gür ve dev ormanlarla kaplı. Bir milyon yabani hayvan dağlarımızda Afrika savanaları ve ulusal parkları tarzında düzenlenmiş. Her ne kadar ithalat yoluyla bunlar sağlanacak diyorsak da belki bu kadar hayvanın başka yerlerde de olamayacağı düşünülürse söylemimiz havada kalır. Biz yine de hedeften vazgeçmiyoruz. Hedef küçültme yok. Anadolu böyle bir yer olacak. Gerektiğinde yıllar içinde ülkenin birçok yerinde dağ hayvanlarının üretimi için tesisler kurulacak. ”Ayılar bizi yer” hikâyesi hiç aklınıza gelmesin. Vahşi hayvanlar için serbest dolaşım yok.

On binlerce doğa turizm tesisleri yerli ve yabancı turizm işi yapmak isteyenlere kiralanacaktır.

Yine, tabiatın mucizesi dünyadaki bütün bitkileri içlerinde bulunduran insanımızın hayal gücünü zorlayan Anadolu botanik bahçeleri ülkenin dört bir yanında göz alıcı bir şekilde uzanacaktır.

Görüleceği gibi madenlerimiz ve diğer doğal kaynaklarımız da işin içine katılırsa bu sektörde de 5 milyon insanımızın istihdam edilmesi mümkündür. Elbette orman devriminin ürünleri biraz geç alınacaktır. Sistem oturduğunda bütün bu çalışmalar sonucu bu güne göre yılda toplam 350 milyar dolar gelir elde edilmesi mümkündür. Bu para bu toprakların sahibine yani Türkiye halkına dağıtılacaktır. Biz görür müyüz bilmiyorum ama benim çocuğum ya da torunum her yıl 5 bin dolar ülke gelirinden pay alacaktır.

Yeniçağda sanayi hareketimiz, yani modern sanayiye geçiş tersine işsizliğe yol açabilir. Çünkü bugün ülkede kayıtlı kayıtsız, en küçükten en büyük holdinge kadar bütün tesisler taramaya tabi tutulacak. Yeniçağın üretim ilkelerine uygun olmayanlar kapatılacaktır.

Buradan işsiz kalabilecek insanlarımız zaten işsiz gibidirler. Sağlıksız çalışma, kalitesiz kontrolsüz çöplük tarzı üretim, sigortasız ve kaçak işyerleri, geç ödenen ya da hiç ödenmeyen ücretler, düşük kapasite, ortada var veya kayıtlı fakat fiilen çalışmayan, hatta kaydı olup hiç ortada olmayan işyerleri tarama sonucu belirlenen çizgilerin içine çekilecek ya da kapatılacaktır. Buralarda işsiz kalan kimseler diğer sistemlerde önceliklidir.

Ve mega kentler… Çağın değil çağların en büyük projesi.

Her biri 2 yılda tamamlanacak toplam 20 yıl süreli 10 mega kentin alt yapı çalışmasında milyonlarca insanımız görev alacak. İki yıl süreli, bir mega kentin alt yapı çalışmasının tamamlanmasıyla ilgili baştan sona (kendi çalıştığı işin mesai saatleri dışında)görev alan kimseden 50 bin lira daire parasının hiç alınmaması konusu henüz düşünce aşamasındadır. Çünkü devletin bu projede çalıştıracağı kişilere ücret ödeyebilme imkânı olmayabilir ve sonuçta kişi kendi evi için çalışacak, alın teri karşılığında dairesini alacaktır. Ayrıca fakir insanlarımızın daire alacak durumları olmayabilir. Onlara bu şansı yaratmak gerekir.

Elbette bir kentin altyapısı tamamlandıktan sonra hızla yapılaşma başlayacaktır. Ülkemizdeki sayısız inşaat birimi şüphesiz milyonlarca eleman çalıştıracaktır. Görüldüğü gibi mega kentler ulusal çalışması ülkede işsizliğin ortadan kaldırılmasında çok önemli bir rol oynayacaktır.

Tarım sektöründe, Tabir sisteminde sürekli olarak en az on milyon kişinin ve ormanlarımızda proje tamamlandıktan sonra daimi olarak sırf ormanla ilgili bir milyondan fazla kişinin çalıştırılacağını da unutmamalıyız. Diğer sistemlerin istihdam sayıları da tahmini şöyledir.

Evlilik birimi 100 aileye 3 kişiden toplam 450.000 kişi.

Doğum birimi 100 aileye 3 kişiden toplam 450.000 kişi.

Çocuk yetiştirme 20 aileye 3 kişiden toplam 2.250.000 kişi

Temel eğitim 20 aileye 3 kişiden toplam 2.250.000 kişi

Mesleki eğitim 20 aileye 3 kişiden toplam 2.250.000 kişi

Ev işleri 20 aileye 3 kişiden toplam 2.250.000 kişi

İç güvenlik 100 aileye 2 kişiden toplam 300.000 kişi Dış güvenlik 100.000 kişi

Genel güvenlik 400.000 Profesyonel ordu, 100.000 destek toplam 500.000 kişi

İhracat birimi 100.000 kişi(ithalat işlerini de bunlar yürütür)

Alım satım birimi tüm ülkede tahmini 100.000 kişi

Bunlar ağaç hareketinin kendi sistemleridir. Ayrıca ülkenin çok sayıda kurumunda insanlar istihdam edilecek fakat aynı zamanda çok sayıda kurum(Muhtardan Cumhurbaşkanına kadar bugünkü yönetim kademesi, belediyeler, sendikalar, bugünkü anlamda görev yapan memurlar, on milyon civarında satıcı, aracı, tüccar vs) da kaldırılacağı için bu şekilde işlerini kaybedenler öncelikli olarak yeni sisteme dönüşüm yapılacaktır. Unuttuğumuz ya da sonradan eklenecekler elbette olacak. Bunların şu anki sayısı da 11 milyon.

İşsizliği önleyeceğini söyleyen Kerim Korkut’un bunun yerine hayallerini anlattığı bazıları tarafından iddia edilebilir. Hatta bazıları bu yazılanları deli saçması olarak görüp kayda değer bulmayabilirler. Millet görüyor. Onlar yüz senedir akıllı düşüncelerle ne yapmışlar?

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..