Yeniden Atatürk'ün öğretmeni olmak

24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle tüm öğretmenlerimizin günü kutlu, gönlü umutlu olsun.

 Güneş balçıkla sıvanmaz. Er geç gerçekler gün yüzüne çıkacak, cumhuriyetin çocukları ulus devlet yapısının barışın ve kardeşliğin teminatı olduğunu göreceklerdir.

Türkiye zor günler geçiriyor. Ülkede ve bölgede savaş çığlıkları yükseliyor. Ortadoğu emperyalizmin planlamasında yeniden yapılandırılıyor. Irak parçalandı. Libya’ya müdahale edildi. Mısır’da Mübarek’in düşmesiyle olaylar durulmadı, yeniden gösteriler başladı.

Şu günlerde komşumuz Suriye hedef tahtasında. Türkiye ve Suriye birbirine düşürülmeye çalışılıyor. Ülkemizde terör eylemleri hız kazandı. Emperyalizmin ayrı bir Kürt Devleti vaadine kananlar seslerini yükseltmeye başladılar.  Muhtemeldir ki Suriye’nin, Libya’nın, Irak’ın başına örülenlerden Türkiye de nasibini alacak.

Ama bu kaygı verici durum gözden kaçırılmaya, olaylar arasında bağ kurmamız engellenmeye çalışılıyor. Tehditle, baskıyla, şantajla kontrol altına alınan medya insanlarımızda kafa karışıklığına, geri çekilmeye, kararsızlığa ve tutarsızlığa yol açıyor.

Kürt kardeşlerimiz feodalizmin kucağına düşeceklerini hesap etmeden emperyalizmin desteğiyle özgür ve bağımsız bir devlet kuracaklarını zannediyorlar.

Birtakım sözde aydınlar Kürtlere özerklik, anadilde eğitim hakkı tanıyarak, Anayasadaki Türk kavramını çıkararak sorunun çözüleceğini kanısını yayıyorlar. Dersimde yaşanan acı olayları tekrar tekrar gündeme getirerek kışkırtıcılık yapıyorlar.

Tarihe baktığınızda Anadolu halkları bölünmenin yol açtığı acıları defalarca yaşadı. Bu topraklarda gücünü kaybeden hiçbir devlet ayakta kalamadı.

Ey Türk kardeşim, Kürt kardeşim, Arap kardeşim! Türk doğman, Kürt doğman, Arap doğman senin isteminle gerçekleşmedi. Sen insansın ve bu toprakların çocuğusun. Bu topraklarda barış varsa güvendesin, huzur içindesin. Çıkış noktamız bu olmalı.

Onun için söyledi atamız “Yurtta sulh, cihanda sulh” diye. “Cumhuriyetin temeli kültürdür” diye. Emperyalizmin böl ve yönet anlayışına karşı, kimseler bizi bölmesin, birbirimize düşürmesin, dirliğimizi bozmasın, ilelebet bu topraklar üzerinde özgür ve bağımsız kalalım diye ulus devlet yaratma projesine girişti. Doğru olan bu yolda devam etmek, süreci tamamlamaktır.

Günümüz Türkiye’sinde ayrışma kavramı yüzlerce yıl sürecek acıyı, yoksulluğu, ölümü, öldürmeyi ifade eder. Kaynaşma kavramı ise dostluğu, mutluluğu, üretmeyi, varsıllığı, dayanışmayı ifade eder. Artık aynı dili konuşuyoruz, aynı yemeği yemekten zevk alıyoruz, aynı türküyü dinliyoruz, aynı şeylere gülüyoruz, aynı şeylere ağlıyoruz.

Eğer rehberimiz duygularımız, kişisel menfaatlerimiz değil akıl ve bilim olabilseydi gerçekleri daha iyi görebilecek, birilerinin tuzağına düşmeyecek, ülkemizin kaynakları bu denli israf olmayabilecekti.

Ama hala iş işten geçmiş değil. Yeniden toparlayabiliriz. Yaşadıklarımızı, yaşayabileceklerimizi, hatalarımızı gözden geçirebiliriz.

Bu hususta Cumhuriyetin öğretmenlerine çok iş düşüyor. Toplum önderleri olarak ilk dersi onlar çıkarmalı, özeleştirisini onlar vermeli. Atatürk’ü yeniden tanıma, anlama çabasına girişmeli.

Öğretmenlerimize güveniyoruz. Atatürk’ün öğretmenleri olmanın gereğini yerine getireceklerine inanıyoruz.

 Türkiye Cumhuriyeti’nin öğretmenleri bunu başaracak yeteneğe, bilgiye ve birikime sahiptir.