Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '10

 
Kategori
Öykü
 

Yeniden başlamak!

Yeniden başlamak!
 

Baba yadigarı Rus malı saatin gongu vurmaya başladı, yatakta yüzü koyun yatan genç kadın hafifçe irkildi, üşüdüğünü fark edip el yordamıyla yere düşen yorganı aradı, bulamayınca doğrulup birkaç dakika yatakta gözleri yarı uykulu bekledi, yerdeki yorganı alıp üstüne örtecekti ki aklına bir an duvarda belli aralıklarla vuran gongun olduğu tarafa baktı, akrep ile yel kovanının arasındaki amansız takip sabahın 07:35 ‘ini gösteriyordu, üzerindeki yorganı bir kitabın sayfalarını aralar gibi sol yana açtı, ayakları yumuşak halının üzerinde kendine yer buldu, ayağa kalktı, pijamasını beline doğru çekti, uyku sersemliği ile saçlarını kaşıdı, banyoya gitti, aynaya baktı kendi ile göz göze geldi sonra musluğu çevirdi, avuçlarına değen suyun serinliği ile irkildi önce ürkerek sonra avuç avuç serin suyu yüzü ile buluşturdu, şimdi aynada daha dinç, daha net bakabiliyordu kendine. Genç ve güzel bir kadındı, otuzunu bir ay önce doldurmuştu, derin ve biçimli bir vücudu vardı, omuzlarına düşen saçları, bir hilal gibi şehla gözlerinin üzerinde kendine yer bulan kaşları, dolgun göğüsleri, kırmızı nemli dudakları ile etrafındaki erkeklerin dikkatlerini bir anda üzerinde toplayacak kadar alımlı ve güzeldi. İki yıl süren bir evliliğin üzerinde yarattığı yıkımdan yeni yeni kurtuluyordu, kafasını toparlamaya, hayatla tekrar bir iletişim kurmaya çabalıyordu, tıpkı ağır bir travmadan kurtulmuş bir hasta gibiydi. Hayatla tekrar iletişim kuruyor olduğunun ispatı gibiydi şu son birkaç aydır susmayan telefonları, cebine düşen duygu yüklü mesajlar, iş yerine arada gelen çiçekler, güller! Sonsuz maviliklere, aşkın sonsuzluğuna yelken açmaktan korkuyordu aslında, başından geçen o kötü evlilikten sonra şimdi şu kaç aydır etrafında pervane olan adamın duygularına karşılık vermekten de korkmuyor değildi aslında; ama şunun da farkındaydı “önemsenmek, değer verilmek hoşuna gidiyordu. İnsanın yaşamında isabetli ve doğru tercihler yapması, yapabilmesi aslında bazen de şans ve talih işi, ilk şansı onun için bir yıkımdan başkada bir şey değildi ama artık aynı hatayı yapmak istemiyordu, bu seferki tercihinde yanılmak veya öyle bir yanılgıya düşmek sonu gelmez bir felaketin hazırlayıcısı olabilirdi. Nisan ayının parlak güneşi yatak odasının penceresinde gülümseyen güzel yüzlü bir çocuk gibi kendini gösteriyordu, dudağında itinayla gezdirdiği pembe ruj işlevini bitirdikten sonra, makyaj setindeki rimeli göz kapağının üzerine bir ressamın tuvaline düşen fırça darbeleri gibi özenle gezdirdi, komidindeki cep telefonunu hatırladı bir an çantasına atacaktı ki ekrandaki mesaj sembolünü fark etti, çocukça bir heyecanla biçimli parmakları ile mesaja gitti.”ben senin olmadığın yerde kendimi eksik his ediyorum, sevgi ile öpüyorum!”, sevindi, mutlu oldu, varlığının aslında kendisinin de önemsediği bir erkek tarafından dile getirilmesine tebessüm etti, aslında kendisinin de bu ilgi karşısında boş değildi, çantasını aldı ayakkabılarını giydi, asansörün düğmesine bastı ve az sonra kendini sokağa bıraktı iş yerinin yolunu tuttu.
 
Toplam blog
: 166
: 540
Kayıt tarihi
: 02.09.09
 
 

Batmanın Beşiri ilçesinde doğdum, Mersinde yaşıyorum, edebiyata ilgi duyuyorum, yerel ve ulusal d..