Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ocak '09

 
Kategori
Öykü
 

Yeniden var mısın?

Yeniden var mısın?
 

alıntı


Yorucu bir yıl olmuştu onun için,bu yıl işlerinin yoğunluğu kadar özel hayatındaki gelgitlerle de fazlaca yorgun düşürmüştü bedeni.Biraz dinlenmek yalnız kalmak çok iyi gelebilirdi.Zaman zaman öyle kaçıp gitmek istemişti ki bulunduğu diyarlardan ama işler öyle üst üste gelmişti ki tatil yapacak,alıp başını kaçacak fırsatı bile bulamamıştı bir türlü.Belki deniz,güneş,kumsalla süslü bir tatil yapamaya imkan kalmasa da sonunda yalnız kalmak için,kış başlangıcı da olsa yenilenip tazeleneceğine inandığı birkaç gün çıkabilmişti iş yerinden.

Sonunda uzun yol bitmişti ve şimdi sakin sessiz bir kıyı kasabasında oteline ulaşmıştı.Hala burada olduğuna inanamıyor gibi bir his vardı içinde.

Resepsiyon görevlisinin seslenişi ile içindeki kasveti unuttu.

*Hoş geldiniz bayan nasıl yardımcı olabilirim?

**Ben oda ayırtmıştım,tek kişi Esra Kılıç adına.

*Bir saniye bakayım hemen…Evet Esra hanım birinci kat on dört numaralı oda.dedikten sonra anahtarı görevliye uzattı.

Burası küçük,iki katlı,uzun koridorlu,sık odalı pansiyon havasında samimi,ama lüks oteller kadar nezih bir yapıya sahip sevimli bir oteldi.Duvarların boyasında insanın içini ısıtan sıcacık renkler kullanılmıştı.Merdivenlerden çıkıp uzun koridorda görevlinin peşinden odasına doğru ağır ağır ilerlediler.Bir müddet sonra odanın önünde durdular görevli eşyaları içeri bıraktı,bahşiş alma mutluluğuyla sırıttı odadan çıktı.

Yumuşacık yatağın üzerine oturdu ve odayı incelemeye koyuldu.Küçük bir odaydı burası,girişte banyosu vardı,hemen kapının karşısında kocaman bir cam ve bu camdan açılan kapıyla dışarı uzanan küçük bir balkon.Yatağın baş ucunda bir küçük dolap ve üzerinde mini bir lamba duruyordu.Yan tarafta aynalı bir dolap,üzerinde televizyon ve alttaki dolaba yerleştirilmiş bir buzdolabı,onun tam karşısında küçük bir gar dolap ve camın önüne yerleştirilmiş bir sandalye ile tamamlamış sevimli bir oda.Yatağın yumuşaklığı kadar çarşafların beyazlığı da iç açıcı gözüküyordu.

Odasını iyice süzdükten sonra balkon kapısını açtı ve küçük balkonuna çıktı,dağların arasında kendine yer edinmiş gölü ve yeşilliği ile uzanan ormanlar arasında göle su takviyesinde bulunan mini akar suyu gören bu küçük balkon bulutların kasveti altında bile bir bardak kahve ile saatlerini geçirip huzur bulabileceği eşsiz bir manzara ile yüklüydü.

Temiz orman havasını içine çekmek istercesine derin bir nefes alarak içeri girdi,eşyalarını daha fazla buruşmadan özenle dolaba astı ve duşa girdi.

Duştan yol yorgunluğunu atmış bir şekilde çıktı yatağına uzandı ve çok zaman geçmeden uykuya teslim oldu.Gözünü açtığında saat sekiz olmuştu,öğleden sonra uyumak hiç adeti değildi ama yolculuk için erken kalmış olmanın etkisiyle ılık bir duş ve yalnızlık iyice içini geçirmişti.

Odanın içi karanlıktı,yanındaki lambayı yaktı yavaşça kalktı biraz üşüdüğünü hissetti.Karnı da acıkmıştı ama ne mutlu ki otelin akşam yemeği vakti sekizdi ve kaçırmamış olmasına sevindi.Dolaptan özenle bir kıyafet beğendi akşam yemeği için yalnızda olsa şık olmak istediğini hissetti.Zarif ince bir vücudu vardı,boyuda çok uzun sayılmazdı ama ufak tefek de duruyordu,uzun kızıl saçlarını güzelce taradı ve tepesinde topladı,siyah uzun kollu,boğazlı,mini etekli ve güzel vücudunun bütün hatlarını ortaya çıkaran siyah kıyafetini de giydi,yüksek topuklu şık ayakkabılarını da giyince kıyafeti tamamlanmıştı.Odadan çıkmadan önce son bir kez aynaya baktı ve beyaz teni pek renksiz geldi biraz yüzünü de renklendirdi ve odasından çıktı.


.................................

 
Toplam blog
: 205
: 4593
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

86nın bir kış günü doğmuşum, belki de ondadır kışı çok sevişim .Hayatın gerçeklerini görüp nefret..