Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Şubat '09

 
Kategori
Öykü
 

Yeniden var mısın?

Yeniden var mısın?
 

Alıntı


Bölüm 13

‘’Bir şey demeyecek misin Esra?’’ diye yenilemesi üzerine adam.

‘’Ben ne diyeyim ki,biz arkadaş değil miyiz?Daha ne kadar tanımak istiyorsun ki?’’dedi ve sesi oldukça sert çıkmıştı.Adam çok utandı ve yanlış anlaşıldığını düşünerek hemen ne diye lafı buraya getirdim diye pişman olarak:

‘’Bilmem yani seni aradığımda rahatsız eder miyim diye düşünmek istemiyorum,bu soruma neden bu kadar kızdığını anlamak istiyorum.Ben daha iyi tanımak istiyorum seni sadece o kadar…Özür dilerim eğer seni inciten bir şey söylediysem…’’

‘’Hayır’’ dedi sadece ve kendi düşüncelerinden kurtulamadığı için daha fazla konuşmadan sadece susuyordu.Adamda söylediklerine pişman olmuştu ve daha fazla uzatmamak için sustu.

Başka konular konuşmaya çalıştılar,Mine’yi sordu ve işler ile ilgili sohbet etmeye çalıştılar ve suskun bir yemek sonrası ikisi de ofisine döndü.

Esra doğruca Minenin odasına gitti ama onun henüz dönmediğini görerek odasına girdi.Koltuğuna oturmuş bu öğlen yemeğine neden evet dediğini düşünüyor ve kendisine kızıyordu.Kendine kızdığı kadar ona da kızıyordu ne cesaretle bir iki görüşme sonrası seni daha iyi tanımak istiyorum diyordu ki…

Bütün bunlarla sinirden yerinde duramıyorken Mine odasına girdi.

‘’Beni sormuşsun…Hey neyin var,evlenme teklifi mi aldın?’’diye gülümsedi.Bir çırpıda olanı biteni anlattı ve Minenin kahkahaları ile daha da sinirlendiğini fark ediyordu.

‘’Ben sana ne anlatıyorum sen ne yapıyorsun Allah aşkına’’ diye köpürdü.Kız bir an durakları ve:

‘’Tatlım adamı nerenle dinledin sen,sadece seni daha sık aramamda mahsur var mı daha iyi arkadaş olmamız seni rahatsız eder mi demiş,sende evlenme teklif etmiş gibi burada kuduruyorsun,hem evlenmede teklif edebilirdi.Sen bu adamla görüşmedin mi sohbet etmedin mi belki etkilendi senden ne bu halin?Hem bugünkü isteği o kadar masumane ve seni kırmamak için kibar ki yani…’’

‘’Off!Sana neden anlatıyorum ki ben…’’

‘’Çünkü bunu duymaktan bile delice mutlu oldun ama içinde aşamadığın şeyleri,yıkılmış hayallerini yeniden filizlendirir diye korktun ve bendende sana destek olmamı bekliyorsun.Ama kusura bakma güzelim bu sefer senden yana değilim ve bence çok kaba hatta kırıcı da davranmışsın anlattığına göre…’’

‘’Odana gitsene sen Mine…’’

‘’Peki,ama boşa kurma prenses bu sefer sen hatalısın’’dedi ve odadan çıktı.

Esra kendini haklı bularak düşünmeden işlerine bakmaya çalıştı.

Eve döndüğünde hala öğlen olanları düşünüyordu ve Minenin söylediği gibi hatalı olduğuna karar vermişti.Belki de gerçekten daha rahat olmak istemişti diye kendine kızıyordu ama yapacak bir şey yoktu kırdı ise bile şimdi arayıp özür dileyecek değildi.

Canı yemek yemek istemiyordu ve koyu bir kahve yaparak arada da olsa yaktığı sigarasını da alıp koltuğuna kuruldu.Günü düşünüyor,düşündükçe kendini haksız buluyordu ve pişman oluyordu.

Saat dokuza geliyordu ki kapısı çaldı,açtığında çok şaşırmış bir şekilde baktı,dondu kaldı kapıda…

Gelen Erkandı.Ama neden gelmişti?Şaşkınlıktan öylece bakakalmışken:

‘’Merhaba içeri girebilir miyim?’’dedi adam.

‘’Şey…tabi…’’

Erkan salona geçti ve elinde bir buket çiçekle gelmişti,kapıyı kapatıp arkasından oda içeri girdi.Erkan çiçekleri uzattı:

‘’Özür dilerim…bugün gerçekten çok kaba davrandım ben ve kırdım seni,eğer kabul edersen bir özür çiçeği bunlar’’

Esra bu hareket karşısında daha da şaşkına dönmüştü asıl hatalı olan kendisiydi ve aramamak için inat ederken elinde çiçekleriyle ve onu üzdüğünü düşünerek gelmiş bu adam…Çiçekleri aldı teşekkür etti.Bir süre sessiz ve ayakta kaldılar.Esra oturmasını söyledi ve kahve içmek ister mi diye sordu.Çiçekleri vazoya yerleştirdi ve kahve yaparken kafası iyice karışmıştı ama artık kızmıyordu ona çünkü kendi hatalıyken ince davranışıyla söylediklerinde kötü niyetli olamayacağını düşünüyor ve iyice pişman oluyordu davranışından ötürü...Kahveyi alıp Erkanın karşısındaki koltuğa oturdu.

‘’Beni kabul etmene çok sevindim…ben fazla kabaydım bugün tekrar özür dilerim’’

‘’Lütfen keser misin şunu,asıl ben çok kabaydım,yani sanıyorum yanlış anladım söylediklerini ve ben kırdım seni,asıl ben çok özür dilerim…’’

ikisi bir güldüler bu komik hallerine ve kahvelerini yudumlarken:

‘’Ben aslında sadece seni ararken…rahatsız etmek istemem yani… onun için bunun seni rahatsız etmeyeceğini bilmek isterim demek istemiştim ama yanlış ifade ettim sanırım…’’

‘’Hayır ben yanlış anladım,biliyorum öyle demek istediğini ama o an beklemiyordum galiba…Ben zaten aramandan kesinlikle rahatsız olmam hatta uzun zamandır Mineden başka kendimi kimseye bu kadar yakın hissetmemiştim bu arkadaşlık beni de mutlu ediyor…’’dedi.

İkisi bir rahatlamış gibi bir iki saat kadar sohbet ettiler.Erkan saat on bire gelirken müsaade istedi ve evine doğru yola çıktı.

İkisinin de içi bütün gün kendini yemişti ve şimdi bu sohbet ile rahatlamanın huzuruyla evlerindeydiler.

Esra ne kadar inkar etse de oda en az Erkanın kendini düşündüğü kadar düşünüyordu onu.

Erkan ise bu gün ve geceden sonra hiç inkar etmiyordu artık,bu kızıl saçlı,ürkek,hırcın ve hüzün dolu güzel gözlü kıza aşık oluyordu.



...........................

 
Toplam blog
: 205
: 4593
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

86nın bir kış günü doğmuşum, belki de ondadır kışı çok sevişim .Hayatın gerçeklerini görüp nefret..