Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '11

 
Kategori
Eğitim
 

Yeniden yapılandırma

Ülkelere hangi noktada, nasıl bir operasyon uygulandığı konusuyla ilgili olarak “Bir Ekonomik Tetikçinin itirafları “adlı kitapta yeterince bilgi bulunmaktadır.
Buna göre ilgili ülke ya da bir başka deyişle topun ağzındaki ülkeye, önce emperyalizmin ekonomik tetikçileri gelir…
Amaçları ülkeyi, çeşitli yatırımlar yapması konusunda ikna etmektir. Burada aslan payını tetikçinin mensup olduğu ülkenin alacağını da unutmamak gerekir.
Tabi bu ikna etme süreci her zaman çok başarılı olmaz, ama bilinmesi gereken bu iknanın sadece sözel fikirlerle yapılmadığı…
Yani rüşvet, şantaj ve seks bunu gerçekleştirmek amacıyla kullanılmaktadır.
Eğer ülke yöneticileri buna direnirse ki örneği oldukça çoktur…
Bu kez ortaya çakallar olarak tabir edilen bir tetikçi türü çıkmaktadır.
Bunlar daha acımasız ve daha vahşidir.
İş bu noktaya geldiğinde suikast ve cinayet başrolü oynamaktadır, yani bu süreci biraz göz önüne getirdiğinizde ortadan kaybolan ülke yöneticilerinin…
Suikasta kurban giden yetkililerin…
Nedeni belirsiz trafik kazalarının…
Hatta uçağı düşürülerek yok edilen devlet görevlilerinin de nedenlerini anlamış olacaksınız.
Elbette her şey tüm bu yapılanlarla sınırlı değil…
Eğer bu çakallar da başarılı olamazsa sonunda…
Sonunda ordu gelir, yani işgal. Hem zaten başta Irak olmak üzere birçok ülkede gerçekleştirilen ve bugün Libya’da oynanmak istenen oyun tamı tamına budur.
Bazılarının şirazesi kaydığından, olayların içindeki sıradan insanı görmekte, ısrarla onu vurgulamakta ama…
İş emperyalizme gelince onun her türlü rolünü her nedense? Israrla yadsımaya çalışmaktadırlar.
Bunun, bilinmeden yapılan basit bir hata olduğunu düşünmek asla hiçbir şekilde mümkün değil, özellikle de bu kişiler çeşitli televizyon kanallarında uzman olarak başköşede oturtulmaktaysalar, konunun bilinmezlikle ilgisinin olamayacağı da haliyle son derece açıktır.
Aslında yapılan iş ya da gerçekleştirilen operasyon bölgenin yeniden yapılandırılması sürecidir.
Yoksa çeşitli ulvi kavramlarla olayları anlatmak, onlara halk hareketi vs. gibi anlamlar yüklemek işin sadece yanıltıcı bölümüdür…
Emperyalizm amacına ulaşmak için şiddeti ve kaos’u kullanır, ama esas amaç bölgenin yeniden yapılandırılmasıdır.
Bölgedeki kapalı ekonomiler (siz bunu ulusal olarak anlayın), emperyalizmin egemenliğine açılacaktır.
Yani esas amaç küresel sermayenin o bölgede hakim olması ve o ulusal ekonominin yerle bir edilmesidir.
Şimdi bir bakın, birçok ülkede ortaya çıkan eylemlerle birlikte ilgili ülkelerin tamamında üretim durdu…
Sizce bu süreç daha ne kadar devam edebilir?
İlgili ülkede istenilenler gerçekleştirilip, seçilen yöneticiler iş başına gelinceye kadar.
Düşünebiliyor musunuz bu ülkelerde yaşanan kaos sonucunda üretim çöküyor, istenilen yönetici iş basına getirilinceye kadar da bu süreç devam ediyor.
Bu arada birileri (Bu arada 12 Eylül’ü anımsamakta yarar var.)kurtarıcı olarak halkın da desteğini alarak iş basına getiriliyor, sonra bu bozulan ya da çökmüş ekonomiyi düzeltebilmek için çok sayıda koşulu da içeren borç anlaşmaları yapılıyor.
Sonra olacakları lafı çok uzatmadan çok kısaca söylüyorum…
“Kaos biter, ülke gider.”
Yeter mi?

03–03–2011
Nusret KEBAPÇI
 

 
Toplam blog
: 207
: 398
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Ben Ankara'da yaşayan kendi halinde okur yazar  bir öğretmenim...     ..