Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '15

 
Kategori
Deneme
 

Yeniden

Yeniden
 

çalış gün batımı


Gün başlamıştı. Aynı güneşe uyandığımı düşündüm. Aynı alışkanlıkların devam edeceği sadece bir gündü işte. Telaşsız ama hızla toplanan eşyalar, her şeyin yerli yerinde olması gerektiğini düşündüğüm evimin düzeniydi kafamdaki.  Kahvaltıda ne yapsak düşüncesi kafamdan hızla geldi geçti. Sürekli açılıp kapanan dolabın kapağı eşliğinde masaya sıralanan besleyici yiyecekler yeni bir günün  habercisiydi.
 
Gün içinde yapılması gerekenlerin anlatıldığı, ihtiyaç için kurulmuş cümlelerden ibaret masa başı konuşmaları. Kavga istemiyorum mesajı veren sakin  cümleler.
 
- Çay alır mısın?
 
- Ekmeği alabilir miyim?
 
- Çok açmayın şu televizyonun sesini!
 
- Oğlanın kursu kaçta?
 
Gün gerçekten yeni başlamıştı ama biz çoktan dünde kalmıştık. Kahvaltıyı uzatmak için elimizden geleni yapsak da bir saat sonra toplamaya çalıştığım aynı masaydı. Hızla hazırladığım kahvaltıyı dolabın kapağını açıp kapatarak aynı hızla geriye yerleştirme işini yapıyordum. On beş dakika sonra hiç kahvaltı yapılmamış bir görüntüye sahip olan mutfağımda tezgahın üstünü silerken buldum kendimi.
 
Artık huzur içinde herkes kendi alanına, kendi işine döndü. Her gün yapılması gerekenler yapıldı. Çamaşırlar makinaya atıldı. Kuruyanlar toplanıp tek tek tek yerleşti. Akşam yemeği yapıldı ve günün yarısına geldiğimde bir makine gibi hiç ara vermeden ve programın dışına çıkmadan işlerimi bitirdim. Yeni bir günün ortalarındayım artık. İşleri bitirdiğime göre özgürüm. Ne güzel bir sözcüktür özgürlük. Şimdi özgür zamanlarda ne yapacağız yeni günümüzde? Belki kuaföre giderim. Bir arkadaşla kahve içerim. Biraz kitap okurum. Belki biraz müzik eşliğinde balkon keyfi de yapılabilir. Her neyse asıl olan yeni günümüzde hayatıma yeni bir şey katıp katmadığım sanırım.
 
Bu anlattıklarım sıradan günlerimin devamı olan her yeni gün için aşağı yukarı geçerli olabilir. Hafta içi ve hafta sonu birbirinden farklı gibi olsa da onlar da kendi içinde bir birinin devamı sonuçta. İnsan sadece böyle hayatını geçirmeli mi? Bütün bunlar sorumluklarımızla sınırladığımız gündelik hayatın dıştan görüntüsü. Ben bu görüntüden ibaret olabilir miyim?
 
Ruhum nereye gitti. Hüzünlerim, özlemlerim, aşklarım, çıkmazlarım, açmazlarım, iç sıkıntılarım bütün bunlar yeni başlayan günümde neredeler? Kiminle paylaşmalıyım içimde her gün benle uyananları? Hiç susmayan bir iç sesimin bana söylediklerini? İşte bir günü özetler gibi bunları özetleyemiyorum. Ama biliyorum ki benim ruhuma, yüreğime dokunmasını istediğim bir insan olmalı yeni günümde.
 
Paylaşımların yüzeyselliğini ya da ihtiyaçları karşılayan paylaşımların ağırlığını hafifletecek , yüreğine dokunacak bir el gün içinde çıkmalı karşıma. Varlığımızın tek sebebi sorumluluklar dünyası olmamalı. Bize sunulan modern hayat koşullarının sıkıştırdığı insanların kaçtığı bir yer vardır mutlaka. Belki de benim için kaçış bu sayfalara döktüğüm sözcüklerdedir.
 
       
 
 
Toplam blog
: 36
: 2748
Kayıt tarihi
: 14.10.08
 
 

1970 Kaş doğumluyum. Trakya üniversitesi edebiyat fakültesinden 1992'de mezun oldum. Halen edebiy..