Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '11

 
Kategori
Güncel
 

Yenilenebilir varken neden nükleer?

Yenilenebilir varken neden nükleer?
 

Japonya'da yaşanan deprem felaketinin ardından, nükleer yıkım tekrar dünya gündemine oturdu. Ama maalesef benim ülkemde gündemin alt sıralarında yer alıyor nükleer tehlike. Geçtiğimiz yıl Mersin Akkuyu'da yapımı için imzalar atılan nükleer santral için, ülke kamuoyunun bu kadar tepkisiz ve duyarsız olması son derece rahatsız edicidir. Oysa ki, elektrik enerjisi için güneş ve rüzgar gibi alternatif ve yenilenebilir enerji kaynakları, ülkemiz için çok uygun bir konumdadır. 

Hatırlarsanız geçtiğimiz yıl tüm Türkiye CHPlideri Baykal'ın kaset komplosunu tartıştığı zamanlarda, Rusya lideri kaşla göz arasında Türkiye'ye gelmiş ve Mersin Akkuyu'ya nükleer santral yapımı için imzalar atılmıştı. Maalesef ki yurdum insanının ruhu bile duymamıştı. Hükümet bu konudaki en küçük protestoları dahi örgütlere bağlamış ve elektrik enerjisi için nükleer santralin gerekliliğini vurgulamıştı. 

Enerji konusunda kamuoyu son derece kasıtlı olarak yanıltılmaktadır. Ülkemiz açısından enerji kaynaklarını ele aldığımızda; 

Türkiye'nin sebze ve meyve ihtiyacının büyük bir kısmını karşılayan ve ülkemizin en büyük turistik gelir kaynağı olan Akdeniz Bölgesinde, nükleer santral gibi bir tehlike ne derece mantıklıdır? Bu santralin yapımı ile birlikte, bölgede yaşanması muhtemel turist sayısı düşüşünün hesabını kim verecektir? Nükleer sonucu toprağın kirlenme riski karşısında, bölgenin sebze ve meyve üretimi ne olacaktır? 

Bir taraftan nükleere geçit veren iktidar, diğer taraftan ülkenin hemen hemen tüm su kaynaklarını, çoğunluğu yabancı sermayeye ait firmalara hidroelektrik santrali yapımı için tahsis etmişti. Türkiye'deki doğal yaşamı tahrip edip, derelerimizi kurutan bu uygulama, özellikle Türkiye Dereler Birliğince protesto edilmiş ve davalar açılmıştı. Bu davaların büyük kısmı HES'lerin aleyhine sonuçlanınca, SİT alanlarını yağmaya açan bir yasa Meclis'ten geçmişti. HES lisansları ile, su kaynaklarının kullanma haklarının da ayrıca bir tartışma konusu olduğunu hatırlatırım... 

İktidar partisinin enerji konusundaki beyanatlarının tamamını, "Biz geldiğimizde dışarıdan elektrik ithal ediyorduk. Şimdi elektriğimizin tamamını kendimiz üretiyoruz." cümlesi oluşturmaktaydı. Bu beyanatı bizzat Enerji Bakanının ağzından, Kanal D'de yayınlanan "Genç Bakış" programında da duymuştum. Doğru! Türkiye artık dışarıdan elektrik ithal etmiyordu, ancak elektriğinin %50'sini doğal gazdan üretiyordu. Peki doğal gaz dışarıdan ithal gelmiyor mu? 

Şimdi diyeceksiniz ki; nükleer olmasın, HES olmasın, doğalgaz olmasın, peki nerden elektrik üreteceğiz be adam! 

Yanıt çok basit; Çağdaş ülkelerin uzun yıllardır kullandığı yenilenebilir enerji kaynaklarından. Yani güneşten, rüzgardan... 

Güneş verimliliği %35 dolaylarında olan Almanya'nın, mlli elektrik üretiminin 3'te 1'ini solar enerji, yani güneş oluşturmaktadır. Ülkemiz ortalama güneş verimliliği %80 dolaylarında olmasına karşın, üretim miktarı maalesef sıfırdır. Rüzgar ise çok sınırlı sayıda olarak enerji üretiminde kullanılmaktadır. 

Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimine ilişkin yasa, yaklaşık 2 senedir Meclis'te bekledikten sonra, nihayet (nükleerin imzalanmasından çok sonra) 2010 yılı sonunda yasalaştı. Ancak teşvik rakamı ve alım garantisi çok düşük tutuldu. Yunanistan'da 27 Euro/cent, Almanya'da 38 Euro/cent olan teşvik rakamları bizim ülkemizde 10 Euro/cent olarak belirlendi. Ayrıca 10 sene alım garantisi verilerek, yatırımın geri ödeme süresi bile sağlanamadı. 

Uzun lafın kısası, çıkan yasa ile solar enerji konusunda yatırım çok zor görünüyor... 

Nükleer gibi bir tehlikenin riskine girmeden, doğayı ve SİT alanlarını tahrip etmeden, doğalgaz gibi ithal hammadde girdisine ödeme yapmayı gerektirmeyen yenilenebilir enerji, yeterli tanınırlığı olmadığı gibi, desteklenmiyorda. Oysa ki, nükleere ödenecek yatırım tutarlarının bir kısmı ile, yenilenebilir kaynaklar teşvik edilebilse, başkaca bir kaynağa ihtiyaç kalmadan kendi elektriğimizi üretebiliriz diye düşünüyorum. 

Bu konuda herkesi bilinçlenmeye, doğayı, insanı ve sağlığımızı korumaya davet ediyorum... 

 
Toplam blog
: 109
: 1269
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Yorum yapmaktan ve metin yazmaktan zevk alıyorum. Her insanın yorum yapması kişisel görüşlerini beli..