Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yeraltından Gelen Mektup

Yeraltından Gelen Mektup
 

http://www.nethaber.com/Toplum/149481/IKI-MADENCI-HALA-BULUNAMADI-Kayip


Sevgili Ö.,

Birkaç gündür aynı rüyayı görüyorum biliyor musun? Benim gibi rüyalarını hatırlamakta güçlük çeken, neredeyse düş görmediğine inanacak olan birinin rüyalarında aynı iki adam var son birkaç gündür. Yüzleri yok; yüzlerinin yerinde sadece bir karanlık...Sesleri yok; seslerinin yerinde büyük harflerden oluşan koca bir çığlık...İsimleri, isimleri var evet ama benim, senin, hepimizin çoktan unuttuğu, yok saydığı, hatırlamadığı, üzerine kim bilir daha ne çok şeyin konuşulduğu, konuşulacağı birkaç kelime sadece...Ve ben sürekli bu isimleri fısıldar buluyorum kendimi. Takılmış plak gibi aynı isimler dönüp dolaşıyor dilimde. Sonra bir kuşun kanat sesleri bölüyor uykumu ve hemen ardından uyanıyorum.

Birkaç gündür sürekli aynı şeyi düşünüyorum biliyor musun? Anka Kuşu’nu; Şili’nin 33 insanını yerin en dibinden tekrar günyüzüne çıkardığı kapsülün adı Zümrüdü Anka’yı...Hani şu ölümsüzlüğü simgeleyen, öleceği zaman kendi kendini yakan ve küllerinden yeniden doğan, tüm zamanların bilgisine sahip olduğuna inanılan efsanevi kuşu...Belki de diyorum, bir yanımızla masallara, efsanelere inanmayı sürdürebilseydik her şey çok daha başka, çok daha güzel, çok daha kolay olurdu.

Ama biz masalları da bıraktık ardımızda sevgili dostum, efsaneleri de. Biz birbirimize inanmayı bile çoktan bıraktık gerilerde. Şimdi herkes kendi aklında, kendi yüreğinde sadece, kendi derdinde. Baksana Anka Kuşu’yla yaşamlarına yeniden kavuşan 33 madenci için tüm dünya gibi bizler de haklı olarak sevinirken Gülüzar Kartal’la Hayriye Düzcük’ün yüreklerindeki acıyı çoktan unuttuk. Biz bu iki gözü yaşlı, yüreği yaralı kadının kocalarını; Dursun Kartal’la Engin Düzcük’ü yerin tam 700 metre altında unuttuk Ne yaşatmayı becerebildik onları ne de ölülerine sahip çıkıp saygı duyabilmeyi...Biz insanlığı unuttuk sevgili dostum, insan olabilmeyi, insan kalabilmeyi. Sol yanımızın farkında olmayı ve her şeye rağmen sol yanımızın farkıyla yaşamayı unuttuk. Şimdi bana “unutmak” diye bir şey olmadığını hatırlatacaksın biliyorum. Haklısın. Ama biz bunun olmadığını da unuttuk!

Birkaç gündür aynı rüyayı görüyorum biliyor musun? Benim gibi rüyalarını hatırlamakta güçlük çeken, neredeyse düş görmediğine inanacak olan birinin rüyalarında aynı iki adam var son birkaç gündür. Yüzleri yok, sesleri de öyle. İsimleri ise bir mıh gibi kazılı kalmış belleğimde. Görmediğim gözlerinin ağırlığı üzerimde, tam karşılarında oturuyorum mekansız ve zamansız. Oturuyorum ve onlarla birlikte aynı çocukluğumuzda olduğu gibi yeniden bir masala inanmayı dileyerek Anka Kuşu’nu bekliyorum.

*17 Mayıs’ta Zonguldak’ta yaşanan grizu patlamasında 30 maden işçimiz, 30 insanımız göçük altında kaldı. 3 gün sonra 28’inin cesedi ailelerine teslim edildi. Dursun Kartal ve Engin Düzcük’ün cesedi ise 5 aydır göçük altında. Cesetlerin göçükten çıkartılabilmesi için 18 Ekim’de ihale yapılacak ve bu ihalenin ardından çalışmalara başlanacak.

 
Toplam blog
: 246
: 980
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

30’ lu yaşların ağırlığında geçiyor artık yaşam ama teğet geçerek, ama kurcalayıp didikleyerek...İst..