Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '11

 
Kategori
TV Programları
 

Yerden göğe ateşli tartışma

Berna Laçin, Rasim Ozan Kütahyalı ve Fulya Özkalyoncu’nun sunduğu Yerden Göğe programını seyrediyor musunuz bilmiyorum. Programa ne ad takacağımı bilemedim aslında. Tartışma programı mı, magazin programı mı, aktüel program mı? Bir tarafta oyuncu Berna Laçin, diğer tarafta Taraf gazetesinin hırçın ve radikal yazarı Kütahyalı… Fulya Özkalyoncu’yu ise bu programda tanıdım. TV eleştirmeni Yüksel Aytuğ’un yazılarında da belirttiği gibi programı sunanlar arasında bir uyum ve uzlaşı yok. Özellikle Laçin ve Kütahyalı bağırarak konuşuyor, birbirlerinin sözlerini kesiyor ve sanırım birbirlerinden hoşlanmıyorlar. Programla ilgili bu gerçeği, Yüksel Aytuğ, bir eleştiri olarak sunmuş. Bana gelince nedense programdaki gerilimden ve bağırış çağırışlardan ben gizli bir zevk alıyorum. Kendimi Reha Muhtar’ın Ateş Hattı’nda farzedip (o programı da, Savaş Ay’ın A Takımı’nı da çok özledim) konuklardan ziyade sunucuları izliyorum. 

Geçen hafta programa, çok eşliliğin yasal olmasını savunan Sibel Üresin’le aynı görüşte olan bir psikiyatr katıldı. Berna Laçin çığırından çıktı. Sibel Üresin’e gıcık oldu, eline geçirse temiz bir dayak atabilirdi. Çok eşlilik konusundaki görüşlerimi daha önce aynı başlıklı blogumda açıklamıştım. Ben aslında Laçin’in tarafındayım. Daha sakin ve mülayim olmak koşuluyla. Sibel Üresin sakin ve kendinden emin tavırlarıyla muhafazakarlardan puan toplamıştır herhalde. Üresin'in, boşanmanın eşiğinde mutsuz bir kadın olmaktansa çok eşliliği tercih edeceği görüşü gerçekten enteresandı. Dindar ve itaatkar bir kadın olmak uğruna, kabul edilemeyecek görüşleri hazmetmeye çalışıyor gibi geldi bana. Her halükarda bir erkeğe muhtaç olma fikri Laçin’i çileden çıkardı. Üstelik Üresin bir yandan da kadının, erkeği hayatının merkezine koymaması gerektiğini söylüyordu. 

Adını öğrenemediğim ‘muhafazakar’ psikiyatr, “Ya kadın da çok eşli olmak isterse?” sorusuna karşılık, “Valla Türkiye’de erkekler zaten psikopat. Kadın çok eşli olsa, erkekler onu parçalar” diye cevap verdi. Erkeğin çok eşi olunca da kadın için hayat o kadar kolay gitmiyor sayın doktor! Benim eşimin de ikinci bir eşi olsa parçalarım, bunu bilin. Bir kusuru tedavi etmek için o kusuru serbest bırakmak da mantıklı gelmiyor. “Madem erkek çapkın, çok eşlilik yasal olursa, çoğu erkek ikinci hanımla evlenmez” görüşüne katılmıyorum. Hırsızlık serbest bırakılırsa azalmaz, artar. Çünkü toplum nezdindeki ayıplanma, dışlanma korusu ortadan kalkar. Dolayısıyla çok eşlilik meşru hale getirilirse, erkek de ilkel içgüdülerini tatmin etmenin normal bir davranış olduğunu, bunu dizginlemenin anlamsız olduğunu, zaten kadınların da dünyaya erkekleri tatmin etmek için geldiğini düşünmeye başlarlar. 

İşin dini boyutuna gelince… İslam dininde ‘zaruri’ durumlar söz konusu olduğunda çok eşlilik için ‘ruhsat’ verilmiştir. Ancak, hiçbir kural kadınları mutsuz etmek, onurunu kırmak, onları ağlatmak, incitmek uğruna uygulanamaz. Bir istatistik yapılsa, muhafazakar, az dindar ya da ateist kadınların büyük çoğunluğu sevdiği erkeği paylaşmaz. Dayakla, baskıyla, aşağılanarak sindirilenler müstesna... Nerden mi biliyorum? Ben de kadınım, kadın ‘fıtratı’ çok eşliliği kaldırmaz. ‘Elti gemisi’ bile yürümemiş, ‘kuma’ gemisi nasıl yürüyecek? 

Geçen haftadan önce de Hilal Cebeci Yerden Göğe programına çıkmıştı. Programı sonlarına doğru yakalamıştım. Anlaşılan son iki haftadır Berna Laçin programında nerdeyse nefret ettiği iki zıt kutupta kadınları ağırladı. Biri çıplaklar kraliçesiydi, diğeri ise muhafazakar kadınların kraliçesi. Kadın hakları söz konusu olduğunda Berna Laçin’in bu kadar sinirlenmesini anlayabiliyorum. Ben de öyleydim ve belki hala öyleyim. Ama ben artık haksızlıklara ve saçmalıklara bu kadar celallenmemeyi öğrendim. 

Laçin’in bazı kadınlara karşı neden bu kadar alerjisi olduğunu yine de anlayabilmiş değilim. Onun daha önceden de, mankenlikten oyunculuğa geçenlere aşırı tepkili olduğunu biliyorum. Laçin gibi güzel, oyunculukta başarılı, görünüşte hayatın sillesini pek yememiş birinin bu kadar tepkili olmasını pek anlayamıyorum. Sanki sakin de görüşlerini ifade edebilir aslında. 

Berna Laçin’i geçen hafta en çok sinirlendiren konulardan biri de, Sibel Üresin’in Laçin’i çok eşliliği kabul etmediği için şirke düşmekle suçlamasıydı. Bilenler bilir, şirk Allah’ı inkardan bile daha büyük bir günahtır. Laçin Üresin’in bu sözüne “beni dinle tehdit etmeyin” diye cevap verdi. Laçin’i diğer sinirlendiren hususlar, ‘kadını almak’ tabiri ve bir erkeğin sevgilisi olmakla aynı evde kumalarla komün hayatı yaşamanın bir tutulmasıydı. Zina kavramı sadece evli erkek ya da kadın için mi kullanılıyordu, yoksa iki taraf bekar olsa bile mi adı zina oluyordu, anlayamadık. Nihayet Berna Laçin’in siniri doruğa çıktı, “bari biz kadınları köle pazarından alın” dedi, söyledikleriyle bol bol alkış aldı. 

R.O. Kütahyalı’ya gelince, siyasi görüşlerini hiç tasvip etmem. Ama kadınlardan bile daha iyi bir kadın hakları savunucusu olmasını takdir ettim. Belki bunda dünya görüşü kadar, eşi Nagehan Alçı’ya duyduğu aşk da etkili olmuştur. Kadına şiddet uygulayıp öldürenlerin idam edilmesi gerektiğini savunması ise ayrıca takdire şayandı. Siyasi görüşlerini ateşli bir şekilde bağırarak ileten Kütahyalı’nın magazinsel konularda da bu kadar ateşli olmasını yadırgadım. Bu arada programın sakin gücü Özkalyoncu, Laçin ve Kütahyalı arasında gölgede kalıyor gibi geldi bana. 

Sonuçta Yerden Göğe, sunucuların tüm agresifliğine, yıldızlarının birbirlerini tutmamasına, tüm bağırış çağırış ve gürültü kirliliğine rağmen ilgimi çeken programlardan biri oldu. Ama bu program, konukların sunucuların gölgesinde kaldığı ender programlardan biri olacak sanırım. Bu yüzden önemli olan kimin konuk olduğu değil, Yerden Göğe’de neyin tartışıldığı. 

 
Toplam blog
: 111
: 670
Kayıt tarihi
: 01.02.11
 
 

ODTÜ Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği mezunuyum. İlgi alanlarım edebiyat, sinema, tiyatro, TV..