Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '09

 
Kategori
Siyaset
 

Yerel seçim harcamaları ve 1920…

Yerel seçim harcamaları ve 1920…
 

Toplumun küçük bir ünitesi içinde yaşıyor olmak, birçok açıdan yararlı bir gözlem olanağı veriyor insana…

Bir beldede ya da bir ilçede yaşıyorsanız, toplumun küçük bir kesitini “bir bütün olarak” gözlemlemek imkânını yakalayabiliyorsunuz…

Balık baştan kokar, diye bir atasözümüz var…

Hayır, bizce tam tersi doğru:

- Çünkü balık, bir toplumda, dipten kokuyor…

Temeldeki koku, yereldeki çürüme gide gide zirveye kadar tırmanıyor… Tırmandıkça ustalaşıyor; yükseldikçe nasırlaşıyor, kökleşiyor…

Kör-döğüşü biçiminde geçirdiğimiz yerel seçim “savaşımı”nda kulak-misafiri olduğumuz bilgileri alt alta koyup, topladığımızda ortaya çıkan sonuç ürkütücü boyutlara ulaşmaktadır…

Örneğin, Akbük gibi sadece 2.500 seçmeni olan bir beldede, bir partinin belediye başkan adayı, rakibi olan diğer parti adayının seçim için 2 milyon TL harcadığını iddia etmektedir…

Bir diğer haber ise, seçim harcamaları için arsaların ve evlerin satıldığı yönünde…

Bir diğer önemli nokta ise, siyasi partilere Devlet hazinesinden yapılan yardımların sözünü ettiğimiz beldeye düşen payının, bu hesabın tamamen dışında olduğu yönündeki önemli bir hesap ayrıntısı…

Ve bize göre işin en endişe verici yanı, bütün bu olup-bitenlerin halk tarafından olağan karşılanmakta olması…

Parayı bastırıyorsun… Ve oyu sipariş ediyorsun.

Sonra sandıkları sayıyorsun ve bu hengâmenin adına halk iradesi ya da demokrasi, diyorsun… Eyvah!..

Bu noktada, paranın kazanılan oy miktarında belirleyici bir rol oynamadığını ileri sürenler, seçim için harcadıkları paranın nedenini de açıklamak zorundadırlar…

Para, pratikte oya dönüşmüyorsa… Sadece 2.500 civarında oyu bulunan Akbük beldesi için 2 Milyon TL harcamanın hikmeti nedir?.. Mantığı nedir?.. Nedeni nedir?..

Peki, yatırılan para alınan oy oranını belirleyen bir faktör ise, halkın egemenliğinden söz etmenin anlamı nedir?.. Sebebi nedir?.. Vitrini nedir?..

Bu ve benzeri sorularla sıkışan bilincimi biraz dinlendirmek için, okumakta olduğunuz bu yazıyı yazdığım koltukta biraz geriye yaslanıyorum… Duvarda asılı 2009 takviminin yapraklarını sanal bir düzlemde geriye doğru ağır ağır çeviriyorum… Ve gele gele, 1920’lerin 16, 17, 18… 23 Nisanlarına takılıyor gözlerim… Ve merak ediyorum…

1920’nin Millet Meclisi’ne giren o güzelim insanlar, kendi bölgelerinde seçim kazanmak için acaba nasıl bir gayret gösterdiler?.. Kaçar para harcadılar?.. Seçmene kaçar para dağıttılar?..

Bu sorunun zihnimde dolaşmaya başlaması, ister istemez, göğüs bir kafesimde kabarmaya ve göz pınarlarımda [önüne geçilemez] bir buğulanmaya yol açıyor…

Ve o güzelim insanlara, o yiğit, o yurtsever, kahraman insanlara duyduğum minnet duygusu benliğimi kaplıyor, sarıyor; bastırıyor…

Ve [yine ister istemez] ülkemin kaderine karşı duyduğum sorumluluk duygusu da bu ölçüde büyüyor…

Biraz daha büyüyor!..

Biraz daha büyüyor!

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..