Yerel seçimler ve aydınlarımız-2 (DTP)

Yazımın birinci bölümünde 2009 Yerel Seçim sonuçlarına aydınlarımız tarafından Antalya için yaptıkları yorumları değerlendirmiştim. Seçim sonunda aydınlarımızı ve Başbakanımız'ı şaşkınlığa uğratan, büyükşehir belediye başkanlığının nasıl AKP'den CHP'ye geçtiğini akılları almayanlara durumu halk gözüyle anlatmıştık. Kısaca hatırlatmak gerekirse; evet 5 yıllık AKP büyükşehir belediyesinin yönetiminde Antalya'ya 10 tane köprülü kavşak yapılmıştı. Ama, yapılan köprülü kavşakların bir kısmındaki proje hataları nedeniyle trafik daha da kötüleşmiş, hatta bazı kavşakların yeni projelerle yeniden yapılması gerekeceğini anlatmıştık. Hafif raylı sistem inşaatı ile de, şehrin merkeze ulaşım ana caddelerinin nasıl tek şeritli sokak yollarına çevrildiğini ve trafiğin atardamarlarının kesilerek geri dönüşü çok zor ve maliyetli bir duruma sokulduğunu, böylelikle özensiz, düzensiz, çözümsüz, aceleci bir projeye nasıl imza atıldığını, şehir merkezi trafiğinin kabusa dönüştürüldüğünü, bu ana caddelerin sokaklara çevrilmesi ile 1500 esnafın nasıl yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakıldığını yazmıştık. Bu yapılanların birer hizmet değil sadece ve sadece Antalyalılar'ın sırtına büyük bir külfet olduğunu, bunun sonucunda da AKP'nin tahtından halk tarafından indirildiğini anlayabilene anlatmaya çalıştık.

Şimdi gelelim seçimden sonraki Doğu ve Güneydoğu Anadolu tablosuna ve yapılan yorumlara. Yorumlar gerçekten çok acı. Bu seçim sonucundaki yorumlar beni gerçekten aydınlarımızın inandırıcılığı, yol göstericiliği ve güvenilirliğinden uzaklaştırdı. Ey ahali! Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yapılan seçimleri, yöre halkının özgür iradesi, gönül rızası ile yapılmış olarak görüyorsanız ben sizin o gören gözlerinize ne diyeyim? O zaman yorumlayın yorumlayabildiğiniz kadar. Halk hükümetin sözlerini tutmadığını söyledi deyin, halk açılımları yeterli bulmadı deyin, halk herşeye kulağını tıkadı etnik oy verdi deyin, hatta halk artık ayrı bir vatan istiyor bile deyin yani. Belli olmaz, bu gözle bakan insanlar herşeyi diyebilir benim ülkemde.

Ben de halktan birisi olarak diyorum ki, DTP'nin üstün gözüktüğü yerlerde seçmen özgür iradesini kullanamamıştır. Gündüz Devlet'in, gece teröristin kucağındaki insanların özgürce, gönüllerinden geçtiği gibi, elleri titremeden oy verebileceklerine inanabiliyor musunuz? Hakkari Çukurca'nın bir mezrasında, Mardin Kızıltepe'nin bir kırsalında, Tunceli'nin bir dağ köyünde, DTP dışında bir partiye oy çıktığı zaman, o insanları Devlet ya da siz koruyabilecek misiniz? Onlara böyle bir güvence verebilecek birileri var mı bu ülkede? Eee, o zaman...

Güneydoğu'daki seçim sonuçları, özgür irade ile verilmiş oylar olmadığından gerçek dışı yorumlar yapılmamalıdır. Bu bölge için yapılabilecek yorumlar şunlardır:

- Bölge halkına seçimler dahil her türlü kendi menfaatleri yönünde baskı uygulayan PKK temizlenmeli, DTP kapatılmalıdır. DTP'nin kapatılma süreci niye uzatılıyor anlamak da mümkün değildir. PKK'yı reddetmeyen, Apo hapiste olduğu için genel başkansız parti olarak kendilerini açıkça beyan eden ve halen PKK bağlantıları nedeniyle birçok DTP parti üyesinin tutuklu olarak yargılanmaları sürerken, daha ne bekleniyor. Bunda gocunacak birşey yok. Terör örgütü ile bağlantısı olan her parti İspanya'da da kapatılıyor, Kuzey İrlanda'da da.

- Bu süreçlerle birlikte, yöre halkının etnik kimliği ile ilgili açılımlara hız verilmeli, ana dilde eğitim hakkı getirilmelidir.

- Yeni demiryolu ağları döşenmeli ve yeni hava limanları bölgeye hemen yapılmalıdır. Ulaşım sorunu bertaraf edildikten sonra, GAP projesi acilen devreye sokulmalı ve yeni yatırımlar hemen götürülmelidir. İnsanlara eğitim ve iş imkanları sağlanmalıdır.

Bölge terörizmden temizlenir, insanlar cahillikten kurtarılır, temel hak ve hürriyetleri kendilerine verilir, iş ve aşları da olursa birlik ve beraberlik içinde yaşamaktan kimse rahatsız olmaz. Bunu bilen PKK, yıllardır bölge halkına yapılacak hizmetleri engelleyerek, onları kitapsız, işsiz ve aç bırakarak tutunmaya çalıştı. Köylere yol açmak için çalışan iş makinalarını yaktı, çocuklara alfabe öğretmeye çalışan öğretmenleri öldürdü, insanlara aş götürecek olan fakbikaları kundakladı. Böyle ortamda büyüyen cahil, işsiz ve aç nesiller kendisine militan oldu. Yani kendi insanını aç bıraktı, örgütü besledi. Kendi insanını bu hale getiren bir terör örgütü, DTP'yi de ele geçirerek bölge insanı için özgürlüklerini kısıtlayıcı, can ve mal güvenliklerini tehdit edici bir unsur olmuşlardır. Gündüz herşey güllük gülistanlık gibi gözükse de, gece olduğunda herkes PKK tehdidi altındadır.

Şimdi böyle bir ortamda yaşayan insanların verdikleri oylara bakarak bizler diyoruz ki, bölge insanı etnik oy kullanmıştır. Gerçekten aydınlarımızı anlamakta zorluk çekiyorum.

Ne zaman ki bu bölgedeki insanlar hür iradeleri ile oylarını kullanabilecekler, ben de o zaman seçim sonuçlarını yorumlayacağım.

Sevgiyle kalın.