Yeri bilmiyorlarmış...

"Sözde" insani amaçlarla alıkonulan askerlerimizi kurtarmaya gidenler, gittikleri yerlerin neresi olduklarını bilmiyorlarmış.

Öyle demişlerdi…

Ne var ki “Yalanıcının mumu yatsıya kadar yanar” özdeyişine uygun olarak yalanlar çok çabuk ortaya çıkıverdi.

O “Sözde” heyetin içinde bir kişinin, daha önce PKK saflarında “Fiilen” dağlarda çalıştığı ve daha sonra da şehir örgütlenmesi için dağdan şehre gönderildiği fotoğraflarla ortaya çıktı. Ne yazık ve ne kadar üzücü ki PKK terör örgütünün bu üyesi, şimdi “Milletvekili” sıfatını taşıyor ve devlet olanaklarından sonuna kadar yararlanarak, devletine karşı her türlü eylemleri bu sıfat altında yürütüyor, yürütebiliyor.

Bakalım gelecek günler içinde TBMM’de bu kişi hakkında ne gibi işlem yapılacak, merak ile bekleşeceğiz.

Bu durum, yenilir yutulur ve kabul edilebilir bir durum asla değildir. Hele bir taraftan halen terör faaliyetleri devam ederken ve askerlerimiz şehit edilir ve sivil halkımız katledilirken.

Diğer bir taraftan da PKK terör örgütü üyesi olmaktan yargılanıp ceza almış birisinin siyasi parti başkanlığına getirilmesi de ayrı bir garabet…

Şimdi bu partinin PKK terör örgütü ile bağlantısı olmadığına nasıl inanacağız?

Hoş inanmamamız için özel bir çabaya gerek yok, her söylemlerinde bu bağlantının göstergelerini görüyoruz. Sadece demedikleri bir şey var, o da “Biz, PKK terör örgütünün siyasi kanadıyız” diye açık bir ifadede bulunmuyorlar. Diğer taraftan her söylemleri PKK örgütü ile birlikte çalıştıkları açıkça ortada.

Sözünü ettiğimiz “Milletvekili” sıfatını taşıyan kişi, bu güne kadar PKK içindeki çalışmalarından ötürü herhangi bir şekilde yakalanmamış, gözaltına alınmamış ve yargılanmamış. Çünkü faaliyetlerinden muhtemelen “haberdar” olunmamış.

Şimdi ortaya çıktı ki, bu şahıs, terör örgütü içinde faaliyet göstermiş. Belgeleri ile ortaya çıkarılan bu durumdan sonra, sanırım hakkında yasal soruşturma açılması ve gereğinin de yapılması şart. Kaldı ki 13 senedir görüşmediğini belirttiği kocası da halen dağda ve terör faaliyetine fiilen devam ediyor. Şimdi bu karı kocanın “Haberleşmediklerine” nasıl inanacağız.

Diğer taraftan terör örgütünün faal bir üyesi TBMM çatısı altında ve her türlü bilgiye kolayca ulaşabilecek, terör örgütü hakkında alınacak her türlü kararda hem katkısı olacak hem de bilgi sahibi olacak bir kişi, nasıl olur da o çatının altında tutulabilir?

Böylesine bir sakat durum, sanırım bir tek Türkiye’de görülecek bir şey olsa gerek. Çünkü bu ve benzer olayları bu güne kadar çok yaşadık.

Şimdi, bu “Milletvekili” sıfatlı kişi hakkında gerekli olanın yapılıp yapılmayacağını takip edip göreceğiz.

Böyle bir “Kepazeliği” yaşamak istemiyoruz.

11 KASIM 2007