Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '09

 
Kategori
Blog
 

Yerinde oturanlar hızlı yürüyenlerden daha fazla gürültü koparırlar

Yerinde oturanlar hızlı yürüyenlerden daha fazla gürültü koparırlar
 

Kullanılan ifadeler ortada.
“Söz konusu Mustafa Kemal olursa, her kim ki onun aleyhinde atıp tutuyor, gözünün yaşına bakmam.”
Bir dernek faaliyeti var ve bir kesim ille de “Neden dernek içerisine Kemalist olmayanları katıyorsunuz da “Ne olursan ol, sen de gel” diye bir terane tutturup, böyle bir derneği hayata geçirmek için uğraşıyorsunuz. ”Şayet bu derneğin içerisine Mustafa Kemal’i sevmeyenler alınırsa, o derneği başlarına geçiririm” minvalinde bir yaklaşım sunuyor.
Bu ifadeler okunuyor ve değerlendiriliyor.

Sayın Mustafa Mumcu bir süreden beri dernek kurma çabasına soyundu ve dernek ile ilgili bilgilendirici yazılarındaki düşünceleri birilerini inanılmaz düzeyde rahatsız ediyor.
Rahatsızlıklarının nedenlerini yukarıda bir nebze olsun açıklamaya çalıştık.
Garip ve tuhaf bir durum var ortada.
Dernek kurmak için gerekli olan kurucu sayısı en az yedi kişi olmalıdır ve her hangi bir yüz kızartıcı ceza almamış olan herkes derneğe üye olabilir, dernek kurucusu olabilir, genel kurullarına katılabilir, dernek yönetim ve denetim kuruluna aday olabilir ve seçildiği takdirde yönetim ve denetim kurulunda görev alabilir.

Bu derneğin ilke ve prensiplerini beğenmeyenler kendi istedikleri çizgide bir dernek kurabilir ve şemsiyesi altında insanları toplayabilir.

Şimdi sormak evla değil midir?

Bu derneğin çizgisini ve prensiplerini beğenmeyeler, dernek kurma girişiminde bulunmuşta birileri onların ayağına bağ mı olmuş?
Dernek kurma girişiminde bulunmuşlar da, birileri kurmaya çalıştıkları derneği baltalamaya mı çalışmış?

Kullanılan ifadelere ve maksatlara bakar mısınız? “Derneğe Mustafa Kemal’i sevmeyenler kabul edilirse yaygarayı basar, ortalığı kasıp kavururum” minvalindeki yaklaşımın ne denli sığ olduğunu görmek için özel bir çaba göstermeye gerek var mı?
Neresinden bakarsanız bakın, tam bir saçmalık abidesi olarak blog sayfalarındaki yerini almıştır bu ifade.
Tehditler ve yıldırma soslu ifadelerle derneğin kurulmasını sabote edeceklermiş.
Tam bir mizah izliyoruz.

İki yıla yakın bir zamandır Milliyet Blogda yazıyorum.
Birçok blogger arkadaşın yazılarını okurum ve habercime onlarca blogger arkadaş kayıtlıdır.
Mustafa Kemal’i eleştiren birçok yazılar yazılmıştır, o yazıları yazan blogger arkadaşların hiç birisinde Mustafa Kemal’e saygı duymayanına rastlamadım.
“Sevmek” kavramına gelince ise Sayın Ümit Culduz bu kavramı son derece net bir şekilde açıklamıştır.
Üzerine laf konuşmanın bir esprisi yoktur.
Mustafa Kemal’i tırnak içerisinde “sevmeyen”, Mustafa Kemal’e saygı duymayan piyasada o kadar çok dernek var ki, sıralasak bu derneklerin sayısını, sayfalar sığmaz.
O çok Mustafa Kemal’i sevdiğini iddia edenler buyursunlar bu derneklerle savaşsınlar.
O dernekleri onların başına geçirsinler.
Hamaset nutukları savurmak kolay, yiyorsa gidip tarikat ve cemaat vakıf ve derneklerine karşı savaş versinler. Şurada mütevazi bir dernek kurma çabası var, bu çabaya saygı duyacaklarına “bu derneği nasıl sabote edelim” diye kafa yoruyorlar.
Sınırlarını kendilerinin çizdiği bir Atatürkçülük anlayışını da her önüne gelene dayatmanın yollarını arıyorlar.

Bilmem ki acaba Mustafa Kemal kendisine kuru kuruya saygı duyup, eleştirmeyen ve biat eden yurttaşlar topluluğuna mı saygı duyardı, yoksa kendisini eleştiren yurttaşların oluşturduğu topluluğa mı saygı duyardı?

Bu çevreleri de maruz görmek gerekiyor efendim.
Eleştiri kavramının ne olduğunu bilmiyor olabilirler.
Ne yapalım?
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..