Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Yeriniz mi dar geldi? Yoksa...

Yeriniz mi dar geldi? Yoksa...
 

Resim. Alıntı


Son zamanlarda iyiden iyiye alevlenen şiir miydi değil miydi tartışmaları sizi bilmem de, benim acayip canımı sıkmaya başladı.

Kimi donu sökük der. Kimi pabucu yırtık der. Kimi kasketi pırtık der. Bu konuda tartışmaya girmek istemediğim için, daha doğrusu bunu bünyem kaldırmayacağı için şimdilerde isim verip kimseyle uğraşmak istemiyorum.

Onların; hangisi şiir hangisi değil diyerek ortaya laf sallama hakları varsa, benim de isim vermeden yazma hakkım olmalı diye düşünüyorum.

Şiir hakkında yorum yapanlar, bol keseden atıp tutanlar! …

Sahi siz kimsiniz. Şiir otoritesi mi?

Belgeniz, kaydınız küreğiniz var mı?

Şair olabilirsiniz, kitaplarınız da olabilir.

Onu demiyorum ben.

Otorite… Otorite belgeniz var mı?

Kaldı ki otoritelerin bile bu konuda şair veya değil, yazarını kıracak, incitecek, yaralayacak biçimde davranmaya haklarıı olmadığını düşünüyorum.

Belki size göre biz şiir yazamayanlar, iki kelimeyi bir araya getiremeyenler, kelimelerin, cümlelerin kafasını, gözünü patlatanlar, sağa sola koşturup, yüzlerce yorum yapıp, bak ben sana yorum yaptım sen de bana yap demeye getirenler, getiriyorsak bile… Bu bizim sorunumuz değil mi?

Siz nasıl ki şiirlerinizi, öyle her yerde ulu orta savuramayacak kadar değerli görüyorsanız, belki biz de her yere savuracak kadar, hatta yorum dilenecek kadar değersiz görüyoruzdur kim bilir?

Bırakın da… İzin verin de… Bizim de böyle bir özgürlüğümüz olsun ha. Ne dersiniz?

Biliyorum. Bu yalnızca burada değil, şairler arasında da yapılan bir tartışma zaman zaman. Fakat eğer siz şairseniz, eğer siz haktan, hukuktan, özgürlükten yanaysanız, eğer siz bir şairin ince, narin, nazende bir ruh yapısına sahip olduğunu bilmiyorsanız, ya da şair ruhundan anlıyorsanız öyle yapmamanız gerektiğini de bilmeniz lazım.

Onun için bırakın da şiir de olmasa yazdıklarımız, bizim de yazdıklarımızı savurmaya, ya da yayınlamaya hakkımız olsun.

Neden bu karın ağrınız. Yoksa bir miktarda olsa kıskançlık mı var işin içinde. Ne dersiniz?

Değerli şair Orhan

Veli’ nin bir şiirinde dediği gibi…

Şu şairler sevgililerden beter;

Nedir bu adamlardan çektiğim?

Olur mu böyle, bütün bir geceyi

Bir mısranın mahremiyetinde geçirmek?

Şeytan diyor ki: "Aç pencereyi;

Bağır, bağır, bağır; sabaha kadar."

Yanisi, velhasılı, keremi, hatta filasekeremi…

Şiirse de değilse de yazdığım, yazdıklarımız, bırakın kendi adımıza biz karar verelim. Ya da okuyan. Çünkü o benim çocuğum.

Elinin biri olmasa da, gözünün biri kör, pantolonu yamalı, ayakkabısı delik de olsa…

O benim şiirim!

O benim çocuğum!

Onu ben doğurdum! ...

Ben sancı çektim geceleri… Ben katlandım tekmelerine…

Dünya güzeli de olmasa, bir gözü şaşı da olsa, hatta yatalak olup yerlerde de sürünse…

Bırakın! … O benim! …

O benim ceylan gözlüm.

O benim sevgilim ya da…

Size ne oluyor dostlar! …

Yeriniz mi dar geldi?

Yoksa…

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..