Yerlerdesiniz!

Başa dönelim birlikte ve hatıralarımızı tazeleyelim, olmaz mı? Sağlama yapalım bir diğer şekliyle..

Yönetim nasıl geldi? Biliyoruz, nasıl gideceği de malumumuz. Bana kimse anlatmasın "seçimle geldiler, seçimle gidecekler" yalanını. "Sen yaparken doğru oluyor da, sana yapıldığında neden yanlış olsun" diye sormazlar mı, Sayın Demirören. Mustafa Denizli gitmek istedi, durdurdun bu hamleyi. Yeniden çalışmaya gönülsüzdü. Elbette yorgundu ve içerde yaşanan ne kadar saçmalık varsa görüyordu. Daha fazla duramazdı. Teknik Direktör değişimi yapılamadı, hoca kendi bildiğini okumaya devam ettiği ve popülaritesini yönetimde yer alanlardan daha fazla arttırdığı için de altını kazmaya başladılar içerden, yavaş yavaş..

Önce şampiyonlar liginden elde edilen gelirin tamamı diğer bir türk takımına neredeyse hibe edildi. Mehmet Topuz transferi yapılamadı. Delgado'nun sözleşmesi ile çok uğraşıldı. Zaman kaybına tahammül yokken futbolcular arasında kazançlar dengelenemedi. Şimdi bunlar gün yüzü gibi ortada dururken kime neden suç buluyorsunuz? Tepkinin azalacağını düşünerek aldığınız kupayı Türkiye'nin dört bir köşesinde gezdirip, eğlenceler balolar düzenlerken, atı alan Üsküdar'ı geçmişti beyler.

Taraftar üzerine düşeni yapıyor elbet. Maksimum seviyede destekse destek, köstekse köstek oluyor takıma, lakin; makama küfür bizim alışkanlıklarımız arasında değil. Saha içinde sonuç ne olursa olsun ve daha düne kadar "formaları çıkarın, çıplak oynayın" söylemi kulaklarımızdayken, Beşiktaş başkanı kim olursa olsun, nasıl bir hata yaparsa yapsın küfürü o makam hak etmiyor. Ayıbımız üzerimize yapıştı. Kirlendiniz. En kısa sürede temizlenmenizi tavsiye ediyorum.

Mustafa Denizli Hoca için aslında söylenecek o kadar çok şey var ki, bu satırlara sığdırmak imkansız. Zor şartlara rağmen geri döndü takımının başına, eldeki mevcut kadroya beklentisinin çok altında kalitesiz futbolcu transferleri yapıldığı halde, O yılmadan görevine devam ediyor, hem de dimdik. Üzerine giydiği ateşten gömleği taşırken yaşadığı acıyı hiç kimselere farkettirmemeye özen gösteriyor. Tebrikler!

Eleştirmenlerin gazete köşelerinde okuduğunuz yazılarını dikkate almanın, yapılabilecek en yanlış iş olduğunu bildirmekle beraber, bir kaç örnek vermeyi de istiyorum. Sahaya diziliş, solda kim oynadı, sağ kanat işlemedi.. Nobre oynasa soru şu: Bobo nerde? Veya tam tersi, beraber oynatsa: "bu adam delirmiş.." Yusuf'un nerde nasıl oynayacak.. Zannedersin ki, onlardan iyi bilen yok. Ters ayaklı Tello'nun sağ tarafta oynamasının aslında rakipler için ne kadar tehlikeli olduğunun farkına varmadan yaz çiz.. Sahada ne olmuş önemli değil.. Ben eleştirmenim, yazarım, asarım, hedef gösteririm, yem ederim, afişe ederim, yanlış yazarım. Altına imza atacak cesaretim olmaz..

Bilinmelidir ki, biz ne kadar var isek, onlar da o kadar var olacaktır bu hayatta. Merkez biziz ve bizden olana sahip çıkmakla yükümlüyüz Beşiktaş ailesi olarak.

Saygılarımla,