Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ocak '12

 
Kategori
Otomobil
 

Yerli araba üretimindeki sorunlar (1)

Yerli araba üretimindeki sorunlar (1)
 

     

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Otomotiv Sektör Kurulu Türkiye İstişare Toplantısı’nda konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, “Biz yerli araç, yeni marka ve modeller konusunda duygusal nedenlerle, ‘Milliyetçi hislerimizi tatmin edelim’ diye değil, rasyonel nedenlerle hareket ediyoruz. Büyük yan sanayi ve pazarın ortasına, yerli marka ve modeller koymazsak geleceğimiz parlak olmaz’’ dedi. (1)

Hükümet Yerli Araba konusunda bastırıyor. Peki bu arada , yerli araba yapımındaki sorunlar neler? Şöyle madde madde incelemeye çalışalım:

1. Motor üretimindeki sorunlar.
Şimdiye kadar “Yerli Araba” diye lanse edilen arabaların çoğunun motorları dış ülkelerden, tanınmış markalardan adapte edilmiş motorlardı. Özgün olarak Türkiye’de geliştirilen, motoru Türkiye’de dökülen ve başarılı olan bir araba henüz görülmemiştir. Yerli araba diye gösterilen arabaların çoğunun motoru dışardan alınmış, sade şase ve karoseri ve diğer aksamlar, boya işleri Türkiye’de tamamlanmıştır.

Türkiye’de hem motor tasarımını yapacak, hem bunu dökecek, metalurjik halitasını hazırlayacak kimseler yok mudur? Olmaz olur mu? Üniversitelerin Metalurji Bölüm’leri hangi gün için öğrenci mezun ediyorlar? Mutlaka bu konuda da istenilirse başarılı olurlar.  Ama üstün verimli, üstün performanslı, teknolojik açıdan de yeni ve güvenilir bir motor olur mu? Yapılacak ön testlerin başarısına bağlıdır. Aynı zamanda, bu yılların deneyimine bağlıdır. Bütün bu konulardaki dar boğazlar da aşılabilir. Önemli olan bu alanda alınacak patentlerdir. Uluslararasında bu konuda patent alabilmek de pek kolay değildir.

2. Elektrikli arabalarda akü verimliliği.
Kurşun-asit aküler ki halen yaygın olarak kullanılmaktadır (çok hantal; verimliliği %70-90 arasında) den sonra kullanılan  Nikel-kadmiyum aküler  de tam tatmin etmeyince piyasaya, Nikel Metal-Hibrid aküler çıktı ; daha sonra geliştirilen Lityum-İon tip aküler daha tatmin edici bulundu; onu izleyen Lityum-Demir-Fosfat aküler en başarılı akü tipi olarak gözükmektedir; solar-jel aküler  çıktı. Diğer yanda geniş ölçüde kullanılma yaygınlığı bulunmayan Nikel-Hidrojet tipi akülerin sınırlı kullanım aralığına sahip oldukları görülüyor...

Velhasıl kelam, ister benzin-motorlu olsun, ister elektrikli araba , arabanın en önemli aksamlarından biri de elektrik şarj cihazı olan aküdür. Ve en zayıf aksam da odur. En iyi denilen akü beş yıldan fazla dayanmaz, ondan sonra mutlaka değiştirilmelidir. Akülerin gücü, verimliliği de en büyük sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Bu alanda bütün dünya fizikçileri bütün bilim adamları bir sürü araştırmalar yapmalarına karşın, “Hah işte buldum…” diyebilecekleri mükemmel bir aküye sahip değiller. Onun içindir ki elektrikli arabalar da malul oluyorlar. En fazla 90 km hızlı yapabiliyor; 160 km yol yapabiliyorlar ; ondan sonra hadi bakalım 6 saat şarj yap… Tabii bu koşullar her gün daha iyiye doğru yol alıyor ; aküler her gün biraz daha verimli ve güçlü oluyorlar ama ne yazık ki henüz mühendislerin “İdeal” dedikleri bir akü ortada yok… Zaten böyle bir  “akü”  bulunsa, bütün teknoloji değişecek ; hatta denebilir ki, benzinli motorların pabucu dama atılacak; belki de dünya değişecek… Akü meselesi o kadar önemli.

3.Model çeşitliliğine sahip olma.
Haydi diyelim güzel bir yerli araba yaptınız. Ama bir araba yaptınız… Çünkü şimdi büyük araba fabrikaları müşterilerine çeşitli klasmanda çeşitle büyüklükte ve modelde arabalar sunuyorlar. Duyuyorsunuz, büyüklüklerine göre, A Sınıfı, B Sınıf, C Sınıfı … Çift kişilik , dört kişilik arabalar; spor arabalar… Bir sürü çeşit araba. Hepsinin kendine göre adı var. Kimi Coupe diye adlandırılıyor…Kimi… Neyse bu işlerin uzmanı değilim; her yıl da bir araba değiştiriyor değilim… Ama her yıl araba değiştirenler var ; beş yılda mutlaka bir araba değiştirenler var. Çünkü araba sahiplerine göre, beş yıl sonunda artık araba “Eski Araba” sınıfına giriyor… Daha çok onarım istediği için, daha pahalıya mal oluyor. Onun için en aşağı beş yılda bir araba değiştirilmelidir… Motto bu… İnanç bu olunca da… Araba fabrikaları kendilerini bu inanca uymaları fikrine kaptırıyorlar ve her tipe göre araba çıkarmaya çalışıyorlar. Kadınlar için ayrı, genç erkekler için ayrı… Güç sevenler için farklı, hız severler için farklı…
Siz kendi yerli arabanızı yaptığınız zaman bu ürün çeşitliliğini sunabilecek misiniz? Yoksa sadece bir tek araba modeli üzerinde çalışıp; “Ama bizim arabamız çok güçlüdür…”mü diyeceksiniz. Biliniz ki, araba alanlar, araba sevenler para sahibi insanlardır ; bundan dolayı, çeşiti ve farkları hemen ayırt ederler ve kararlarını ona göre verirler. Ama siz fakir sınıfa göre, Hintliler gibi  “Tata” tipi bir araba yapmak istiyorsanız; o da sizin bileceğiniz bir iştir.  

Birtakım risklerin olduğuna, risk olmayan yerde kazancın da olmayacağına dikkat çeken Sanayi Bakanı Nihat Ergün, “Yerli otomobilde erken davranan bir değil, birkaç adım öne fırlayacaktır. Yapmayan, imkânı ve gücü var da, yapmıyorsa, ‘Niye ben yapmadım’ diye pişman olacak. ‘Kime satacağız?’ sorusu son derece yanlış. Önce ülkemize ve sonra dünyaya.. İlerde ‘Ah, vah’ etmeden, bu işe kafa yoranlar iyi değerlendirmeli” dedi. Ergün, “Volkswagen ve Opel’in bu yıl mutlaka Türkiye’ye yatırım kararı almalarını bekliyoruz” dedi.(HT Gazete)

 

 

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..