Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '14

 
Kategori
Otomobil
 

Yerli araba ve tuzlu su ile çalışan araba

Yerli araba ve tuzlu su ile çalışan araba
 

siralio.com


İlk yerli araba yapılacak, cadde ve sokaklarımızda koşturup duracak diye bekleyip dururken adamlar neler yapıyorlar; araba yapma konusunda ne gibi yeni icatlar yapıyorlar; izleyince insanın aklı şaşıyor.
 
“Tuzlu su ile çalışan araba,”  lafını gazetelerde okuyunca aklım şaştı. Biz , “Ah ..ah şu arabalar suyla çalışsa..” diyerek hayal kurarken; adamlar hiç de hayal kurmamışlar ve tuzlu suyla çalışan arabayı 600 km yürütmüşler. Haberin aslı aşağıda…
 
İnsanoğlunun otomobil konusundaki en büyük hayallerinden biri olan "su ile giden otomobil" fikri gerçek oldu. 
 
“Tuzlu su ile çalışan otomobil Cenevre'de tanıtıldı. Lihtenştayn firması olan NanoFlowcell AG'nin 2014 Cenevre Otomobil Fuarı'nda tanıttığı Quant e-Sportlimousine, tuzlu su ile çalışıyor. Süper spor otomobil kategorisine girecek kadar hızlı olan bu muhteşem otomobil, gücünü 200 litrelik tuzlu su deposunun beslediği dört elektrik motorundan alıyor.
 
2 bin 300 kilogram ağırlığındaki Quant, 100 km/sa hıza sadece 2.8 saniyede çıkarken, maksimum süratinin ise 350 kilometre/saati bulduğu söyleniyor. 920 beygirlik motor, elektrolitler arasında akan tuzlu suyun ürettiği enerji ile çalışıyor. Aracın 200 litrelik tankını doldurup, 600 kilometre yol kat edebildiği belirtiliyor.”(teknolojioku.com/2.9.14)
 
Aracın 200 litrelik tankını doldurup, 600 kilometre yol katedilebildiği belirtiliyor. Firma, Quant için yakında seri üretime geçileceğini açıklarken, uzmanlar böylesi bir aracın fiyatının 1.7 milyon doları bulabileceğini söylüyor.
 
Diğer yandan okuduğum bir haber beni daha da çok şaşırttı.
 
Biz Türk malı, yerli malı ilk otomobili ne zaman yapacağız diye düşünürken; Kazakistan “Atilla” adlı ilk Türk otomobilini yapıp piyasaya vermiş bile. Yakında T.C.  sokaklarında Kazakistan malı “Atilla”yı görürsek hiç şaşırmayalım.
 
Bizimkiler hala Nasrettin Hoca’nın meşhur Hindi’si gibi düşünüyorlar: “Benzinli mi yapsak; mazotlu mu; yoksa elektrikli mi…” derken, atı alan Üsküdar’ı geçiyor. Bizim sokaklarımızda da Japon, Alman, İtalyan, Fransız arabaları cirit atıp duruyor.
 
Biz de Fransız arabasını Türkiye’de yapıyoruz diye horozlanıyoruz. Motoru onlardan, tasarımı onlardan, her şey onlardan sadece işçilik bizden… Neymiş Türk arabasıymış.. Sevsinler.!
 
Elelam, benzinli arabalardan da vazgeçti, şimdi elektirikli, tuzlu sulu, bor’lu arabalar peşinde… Biz hala düşünüyoruz ve bir babayiğit arıyoruz.
 
Belli ki batı emperyelizmi yakamızdan tutmuş, o ne isterse onu yaptırıyor; biz de düşünmeden satın alıyoruz… Utanmıyoruz..
 
Oysa Atatürk zamanındaki slogan neydi?
 
“Yerli malı, yurdun malı, her Türk onu kullanmalı..”  Şimdi nerede, söyleyin nerede böyle düşünen adam, var mı; kaldı mı…??
 
Artık Türk filan da kalmadı. Sadece mezhepler, dervişler, zaviyeler filan var… Bol bol imam hatip açıyoruz. Herkesin eli havada… Öyle..
 
Otomobil meselesi mi..? O iş Fransızlara, İtalyanlara emanet… Bu işleri en çok onlar bilirler. Utanmadan onların arabalarına binip fink atıyoruz. Onlar da durmadan ellerini oğuşturuyorlar, “Allah bin bereket versin,” diye.
 
“Eller aya, biz yaya..” diye yazıklanıyoruz. Niye ki? Biz Allaha, şunu versin, bunu versin diye durmadan dua ederken, onlar bilim ve teknoloji geliştirmek için gecelerini gündüzlerine katıyorlardı. Tembellerin sonu budur? Hazır yemek… Tıpkı Ağustosböcekleri gibi… Biraz kalkıp düşünelim :” Yahu bu adamlar, tuzlu suyla çalışan arabayı nasıl yaptılar?” diye.. Ama bizde öyle adam, adamlar nerede? Nerede bizim babayiğitler? Onlar şimdilik : Japon, Alman, Fransız, İtalyan arabaları satıyorlar… Çok yakında da Hint, Çin, İran arabalarını da sokaklarımızda görürsek şaşmayın. Ya Kazakistan arabası : Atilla… Çok güzel bir araba. Üstelik adı da Atilla… Yanmaz mısın?
Ee.. babayiğitlerimiz emperyalizm ajanlığına soyunurlarsa; vatanın geleceği nokta budur. Yazıklar olsun.
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..