Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '13

 
Kategori
İnançlar
 

Yeryüzünde İlk Kadın, Hz. Âdem'in eşi ve insanlık aleminin anası Hazreti Havva…

Yeryüzünde İlk Kadın, Hz. Âdem'in eşi ve insanlık aleminin anası Hazreti Havva…
 

Arafat dağı


“Arafat dağıdır. Bizim dağımız. Orada kabul olur dualarımız.”

(Yunus Emre)

 

Dünyadaki ilk kadın Havva anamız.

 

Hz. Âdem ve Hz. Havva hakkında bildiklerimizin başında; Cennette yaşadıkları, Hz. Havva’nın yasak ağacın meyvesinden yediği, Hz.Adem’de yedirdiği ve cezalandırıldıkları. Dünyaya gönderildikleri. Hz. Âdem ve Havva’nın her batında (doğumda), biri erkek biri kız olmak üzere, yirmi batında, kırk çocuklarının olduğu ve bunlardan birinci batında doğan ile ikinci batında doğan karşı cinslerin evlendikleri…

 

Ayrıca bir çok yerde yine Hazreti Havva’nın nasıl yaratıldığı yazılıdır fakat bizim doğrumuz Kuran-ı Kerim olduğundan orada nasıl yaratıldığı bizim için doğru olandır.

 

Kur'an-ı Kerîm'de, onun Hz. Âdem’den veya Âdem aleyhisselâm ile aynı maddeden yaratıldığına şöyle işaret edilmiştir:

 

"Sizi bir tek nefisten yaratan ve gönlünün huzura kavuşacağı eşini de ondan var eden Allah'tır."(el-A'râf, 7/189)

 

 "Ey İnsanlar! Sizi tek nefisten yaratan, ondan eşini var eden ve her ikisinden pek çok erkek ve kadın türeten Rabbinize karşı gelmekten sakının." (en-Nisâ, 4/1.)

  

Hz. Âdem’in zevcesi ile birlikte cennette ikâmet ettirildiği Kur’an’da açıkça belirtilmektedir. (Bakara 35, Araf, 19)

 

Kur’an’ın ifadesine göre zaman tahdidi konulmaksızın, Âdem (a.s.) eşi ile birlikte cennete yerleştirilmiş, istedikleri gibi hareket edebilecekleri, diledikleri yerde, arzuladıkları şeyi yiyebilecekleri, kendilerine bildirilmiştir.

Ancak bu serbesti, dünya hayatına hazırlanan bir insanın, istikbalde karşılaşacağı bazı zorluklar ve kısıtlamaları göğüsleyebilmesi için “yasak ağaç” ile sınırlandırılmıştır. (Bakara, 35, Araf, 19)

 

Böylece dünyada başıboş bırakılmayan insan (Kıyame, 36), orada da aynı şekilde kontrol altında tutulmuş, bir başka ifade ile ilk insan Hz. Âdem’e, dünya hayatının kontrollü yaşantısının küçük bir tecrübesi, cennette yaptırılmıştır.

Buna rağmen, Hz. Âdem ve Havva, orada dünyevî ihtiyaçlarından kurtulmuş olarak yaşamışlardır. (Tâhâ, 117, 118)

 

Hz. Âdem ve Havva için yasaklanan ağaç Kur’an’da dört yerde geçer. (Bakara, 35; Araf, 19, 20; Tâhâ, 120)

Fakat burada ağacın adından ve cinsinden söz edilmemiş sadece, ağaç (şecere) kelimesi kullanılmış, “şu ağaca yaklaşmayın” emri ile o, Hz. Âdem ve Havva için yasaklanmıştır.

 

Fakat şeytanın vesvesesi ile kendilerine konan bu yasağı çiğneyerek, “yasak ağaçtan” yemişler ve imtihanı kaybetmişlerdir. (Araf, 22; Tâhâ, 121)

 

Bunun üzerine Hz. Âdem, Allah’tan nasıl tevbe edileceğine dair bilgi almış (Bakara, 37),

“Rabbimiz, kendimize yazık ettik, bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, biz kaybedenlerden oluruz.” (Araf, 23) şeklinde dua etmişlerdir.

 

Bu samimi yakarışları karşısında Yüce Allah, onların tövbelerini kabul etmiş ve doğru yolu göstermiştir. (Tâhâ, 122) (alıntı-Ahmet Karaoğlu)

 

Hazreti Havva ile Hazreti Âdem’in cennetten ayrı - ayrı çıktıkları bir çok yerde yazıyor.

Önce Hz. Âdem ardından Hz.Havva…

Hazreti Âdem yaptığı hatadan dolayı devamlı tövbe etmiş, çok üzülmüş ve hep Allah’a yalvarmış.

 

Mekke’ye gitmiş. Kâbe’yi inşa etmiş, hac ibadetini yerine getirmiş.

Hazreti Âdem’le, Hazreti Havva’nın yeryüzünde buluştukları yer Mekke’nin 21 Km doğusunda Taif Dağı yolu üzerinde ova görünüşünde düz bir alan olan Arafat’mış.

Âdem Aleyhisselam yıllarca uzak kaldığı Hz. Havva’ya Cebel-i Rahme’ye çıktığı zaman orada kavuşmuş. Onun için buraya Arafe yani tanışma yeri olmakla Arafat denilmiş…

 

Kabil ile Habil’in hikayseni de biliriz.

Onlar ilk çocuklardır ve kıskançlık yüzünden Kabil kardeşi Habil’i öldürmüştür.

 

Hazreti Âdem bin yıl yaşamış, hastalanmış ve ölmüştür.

 Bir yıl sonrada Hazreti Havva ölmüş…

 

Burada bir çokların ilki var haliyle.

İlk Erkek,

İlk kadın,

İlk erkek çocuk,

İlk kız çocuk,

İlk doğum,

İlk cinayet,

İlk ölüm…

 

İslam ve kadın…

İslam diğer dinlerde ve düşüncelerde olduğu gibi kadını şeytan olarak göstermemiş.

Daha önceki din adamları kadını lanetlemiş, yasak meyveyi yediğinden ve cennetten kovulduğundan ve Âdem peygamberide kandırdığından söz etmişler.

 

Kuran-ı Kerim böyle demiyor.

Her ikisinin de cennetten çıkarılmasında suçlu olduklarını söylüyor.

İslam’da Hz.Adem’in kadının baştan çıkartığına inanılmıyor,

İslam, bu tür düşünceleri tamamen yıkmıştır.

 

İslam'da Hristiyanlıkta kabul edildiği gibi ne ilk günah ne de insanın yaradılışında günah işleme temayülü diye bilinen asli günah iddialarına yer yoktur.

Cenab-ı Hak buyuruyor:

"Derken şeytan onların ayağını oradan kaydırdı. İçinde bulundukları cennetten çıkardı."

(Bakara,36)
 

Dikkat ederseniz onların diyerek tek değil çift olduklarını gösteriyor.

 

"Kur'an-ı Kerim Âdem ve Havva'dan bahsederken derki.

"Şeytan, kendilerinden 'örtülüp gizlenen çirkin yerlerini' açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi ve dedi ki: 'Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız içindir.'"

(Araf,20)

Kur'an tevbeleri hakkında da şöyle der:

"Dediler ki: "Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uğrayanlardan olacağız.""

(Araf,23)

Hatta Kur'an bazı ayetlerinde olayın sorumluluğunu Hz.Adem'e yükler:

Sonunda şeytan ona vesvese verdi; dedi ki: "Sana sonsuzluk ağacını ve yok olmayacak bir mülkü haber vereyim mi? Böylece ikisi ondan yediler, hemen ardından ayıp yerleri kendilerine açılıverdi, üzerlerini cennet yapraklarından yamayıp-örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine karşı gelmiş oldu da şaşırıp-kaldı."

(Taha,120–21)

Kur'an, yasaklanmış ağaçtan tatma suçunu Havva anamıza yükleyen, kadınları hor ve hakir gören cahili anlayışı kökünden nehyeder.

(alıntı-Rauf Pehlivan)

 

Bütün bunları okuduktan sonra kadının önemini bir kez daha anlamamak ne mümkün…

Ben kendimi bildim bileli kadının; Hz.Adem’in kaburgasından yaratıldığını duymuşumdur. Bununla ilgili olanları da aktarmalıyım…

 

Yaratılış kısmına ait yazı:

 

Cenab-ı Hak onu yaratırken toprak unsurunu tercih etmiş, ondan yaratmış, daha sonra da ruh vermiştir.

İlahi hikmet, hem Hz. Âdem`e bir can yoldaşı olması hem de insan nevinin üreyip çoğalması için Havva validemizi yaratmıştır.

 

Nisa Sûresinin 1. ayet-i kerimesinde bu yaratılış,

"O insandan eşini vücuda getirdi" mealindeki cümlesiyle ifade edilir.

Meşhur tefsirlerde bu ayet açıklanırken şöyle denilir:

Cenab-ı Hak, Havva`yı Hz. Âdem`in sol kaburga kemiğinden yarattı.

O sırada Hz. Âdem`i hafif bir uyku tuttu.

Bir müddet sonra uyandığında Hz. Havva`yı gördü.

İlk anda şaşırdı, sonra çok sevindi.

Kalbi hemen ona ısındı ve aralarında bir ünsiyet ve ülfet meydana geldi.

Bu mesele hadis-i şeriflerde açıkça beyan edilir.

Bu hususta rivayet edilen iki hadis-i şerifin meali şöyledir:

Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor. Resul-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurmuşlardır:

"Kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. O, memnun olacağın bir tarzda dosdoğru devam edemez. Eğer ondan faydalanmak istiyorsan bu eğri haliyle birlikte faydalanırsın. Tam arzuna göre düzeltmeye kalkarsan onu kırarsın. Onun kırılması da boşanmasıdır."

 

Hz. Ebû Hüreyre`nin başka bir rivayetinde de Peygamber Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyururlar:

"Allah`a ve Ahiret gününe iman eden, bir meseleye şahit olduğu, gördüğü zaman ya hayır konuşsun veya sussun.

"Kadınlar hakkında iyilik ve hayır tavsiye ediniz. Çünkü onlar kaburga kemiğinden yaratılmışlardır. Kaburga kemiğinin en eğri tarafı da üst tarafı, uç kısmıdır. Eğer onu doğrultup düzeltmeye kalkışırsanız, onu kırarsınız. Kendi halinde bırakırsanız daima eğri kalır. Öyle ise birbirinize, kadınlara iyi davranmayı tavsiye ediniz"(alıntı)

 

 

 

Hazreti Âdem’le, Hazreti Havva’nın buluştukları yer olan Arafat dağında olmayı bende çok isterim…

İnşallah bir gün bizlerde oralara gider, ziyaret eder ve dualarımızı orada okuruz…

 

 

 

 

Nazan Şara Şatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....