Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Yeryüzüne sevilmeye ve seni sevmeye geldim!

Yeryüzüne sevilmeye ve seni sevmeye geldim!
 

Aşklar vardır, her ânın yakıcı varlığını keşfeden...

Aşklar vardır, içinden geçtiği o sessiz aydınlığa dönmek üzere dünyadan ayrıldığında, yanında bir kişiyi daha götürecek...

Bazıları aşkı, sevdiği insanla tarif eder. Bazıları korkunun olmadığı, güven ve huzurun, tutku ve cesaretin olduğu yerde aşk vardır derler.

Nerede bakarsanız bakın, bazen usturaağzında olmaktır sevmek.

Yalandan uzaklaşıp, gerçeğin kollarında yaşamaktır. Düzene, oyunlara ve hatta bazen kendimize bile olan bir itirazdır bana kalırsa...

Sevmek, inanmaktır. Hayatın unutulmuş ayrıntılarını yeniden keşfetmek, soğumuş renklerini yeniden canlandırmaktır.

İnsan sevdiğinin uçurumunda, yalnız sevdiğine tutunuyorsa aşk vardır.

Her şeye rağmen seviyor, tüm sevgisinin "diyetini" karşılıksız bir şekilde ödeyebiliyorsa, âşkı yaşamaktadır.

Ona inanamıyorsa, güvensizlik ve huzursuzluk yabani otlar gibi bahçesinde sürekli boy atıyorsa, aşkı da gün geçtikçe soluyordur.

Kıskançlık, inancımızın bütünlüğü ölçüsünde besler aşkı. Şüpheyse öldürür.

Her şüphenin elinde sedef saplı bir bıçak vardır, boşluğunuzu gördü mü gizlice yanaşıp saplar bıçağı güven duygunuzun sırtına!

Çünkü şüphenin ve güvensizliğin olduğu yerde inancın yeri olmaz. Sevginin huzuru da yıkılmaya başlar...

Aşk her şeye rağmen varolmak, derinden bakıldığında ise yok olmaktır. O aysbergin görünmeyen kısmında, geçmişimiz, tecrübelerimiz ve varlığımız yatmaktadır.

Aşk insanları bütünleştirir. Çünkü her aşk biricik olmak ister...

Her aşk kendinden kurar dilini... Kendi alfabesini öğrenir ve öğretir hayata.

Aşkı yaşayan âşık olduğunu, çok sevdiğini düşünür.

Çok sevdikçe eksildiğini sanır. Oysa aşk, "âşık olmak" gibi durum değil, aşkla birlikte varolma olgusudur...

Aşk her şeyin ötesinde "orasıdır"; yeni bir çevrenin zihinde uyanışı olan aşk, sizi de elinden tuttuğu gibi daha önce hiç tatmadığınız duygularda yolculuğa çıkarır.

Bu yolculukta kayıp yoktur. Sevmek kazanmaktır... İşte hayatta öyle ufak gördüğünüz kazançlar vardır ki, değeri bir ömre bedeldir!

Siz mutluysanız, parlarsınız. Kabınıza sığmaz, daha zeki, daha güzel, daha mutlu olursunuz. Hayatınızdaki parıltı, gölgeler içinde, Tanrı'nın verdiği bir öğleden sonralık hayatı üzüntüler içinde geçiren insanlarının gününü bile aydınlatır.

Şarkılar söyler, şiirler yazar, resimler çizersiniz.

Doğa herkese yaratıcı bir güç vermiştir. Bu enerji, önüne set çekildiği zaman, doğal akışına izin verilmediği zaman yıkıcı olur. Aşkı doludizgin yaşarken ise alabildiğine akar...

Hayat kovanızı akarken iyi doldurursanız, "keder gibi ödünç" anlarınızda susuz kalmazsınız.

Bana kalırsa aşkı yaşamak, aşk olmaktır!... Aşk olmak ise, Tanrı'nın yanında, evrenle iç içe olmaktır! Onun karşısında değil...

Ancak bütünle birlikte olarak başarabilirsiniz. Ona karşı durursanız, her şeyi içinize alır ama dışınıza vermezsiniz.

Biriktirmeye devam eder ancak paylaşmanın güzelliğini kaybedersiniz... Etrafınıza sınırlar çizmeye başlar ve o küçük sınırların içine kendinizi hapsedersiniz. "Geçmek yasaktır!" tabelalarıyla dolu benliğiniz, zamanla bir mezara dönüşür ve sizi de yaşayan bir ölüye dönüştürür. Yaşam pınarınız hızla kurur.

Oysa uçmanız için özgür ve hafif olmanız gerekir!

Sevmek, sizi özgür ve hafif kılar. O kederliyse, siz kederini yenmesi için baş neden olursunuz. Onunla birlikte üzülseniz de, ona sevginizle pansuman yapabilmektir çünkü sevmek.

Sevmek ne alışveriş, ne şartlı bir imzadır. Ne hesap pusulasına benzer ne de zara...

Sevmek, hiç sönmemecesine yanmak ve tüm karanlıkları aydınlatmaktır...

Sevilmek, sevmenin mükafatıdır ancak, karşılığı değil.

Bir sevgiye eş bir başka sevgi olamaz. Çünkü her sevgi birbirinden büyüktür. Sevgi tartılamaz, sevgi ölçülemez.

Sevginizin ağırlığını tartarsanız hafif gelir.

Sevginizin uzaklığını ölçerseniz, mesafe kısa kalır.

Sevginizin derinliğine dalarsanız, nefessiz kalırsınız.

Sevmek, kendi derinliğinize yaptığınız bir dalıştır. Ancak aynı zamanda sevdiğinize sarılıp uçmaktır da...

Aşklar vardır, her şeyi dudak, göz, saç sanır... Aşklar vardır kendini syatak, seks, içki sanır...

Aşk değildir onlar...

Aşk kendinizi ve karşınızdakini sevmektir.

Çünkü ne zaman sevseniz içinizdeki Tanrı'nın ihtişamı ve sevgisiyle karşılaşırsınız!...

 
Toplam blog
: 353
: 3712
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

"29 Temmuz 1980’de İstanbul’da doğdu. Celal Bayar Üniversitesi, İşletme mezunu. Şiir, deneme, öykü, ..