Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '11

 
Kategori
Güncel
 

Yeryüzünün tanrıları

Yeryüzünün tanrıları
 

ahlak, namus, şeref  

Camide adam kesiliyorsa benim kutsala inancım orada biter. Bıçağın kınında gül resmi varsa tükürürüm ben böyle doğrunun içine. TV’de belgeselde yöresel düğün izliyorum. İnsanların sevgi dolu sarılışları, el ele tutuşları, genç yaşlı coşku içinde oynayıp dönüşleri anlatsam anlatılmaz ki! Gülen gözlerden insanlık fışkırıyor. Ve daha sonra bu evrensel sevginin yaşandığı yerde, bu muhteşem insanlık gösterisine katılıp Mevlana’yı utandıranlar tarafından bir genç kadının öldürüldüğünü öğreniyorum. Düğünde sarılıp oynamak, sonra sarıldığınız kişiyi öldürüp cenazesinde ağlamak. 

Bu okuduğumuz, hangi Tanrı’nın kitabı ya! Burada katil yok, katleden anlayış var. Bugün onlar yapmış, yarın belki de siz yapacaksınız. Çünkü yanlış inanış ve düşüncelerin etkisi altındasınız. Göklerin Tanrısına itaat etmemiz yetmiyor, yeryüzündeki ahlak, namus ve şeref Tanrılarına da biat etmemiz gerekiyor. Bu nedenle dünyada kötülüğü yok etmemiz imkânsız. Bütün kötüleri sahranın kumlarına gömsek bile ahlak, namus ve şeref yeni katiller ortaya çıkaracak. 

Maalesef insanların çoğu gökteki Tanrıya inanıp ibadet eder ama yeryüzünde kendi yarattıkları tanrılara göre yaşarlar. Bunlar ahlak, onur, namus, töre gibi şeylerdir. Aslında kafamızın içindeki beyinlerimizin alınması gerekir. Çünkü yeryüzü Tanrıları neyi nasıl düşüneceğimizi zaten belirlemişlerdir. Ahlakın elinde kılıç vardır çünkü ahlakı egemen kılmak için kılıç şarttır. Kılıç sizi mutlu edebilir mi? Gözyaşlarımızın yarısının nedeni ahlaktır. Aslında yeryüzü tanrıları dediğimiz ahlak, onur, namus, töre bir zamanlar taştan topraktan yapılmış putların günümüzdeki sözde manevi bazı değerleri korumak için yapılmış soyut karşılıklarıdır. Modern insanlarda bunlar olmaz. Modern insanda “doğru davranış “ vardır. Doğru davranış ile bu yeryüzü Tanrıları birbirinden farklıdırlar. Doğru davranışın ölümcül müeyyideleri yoktur; yerine getirmeyenleri asıp kesmezler. Günümüzde insanlar inandıkları değil kabul ettikleri ya da kabul etmek zorunda kaldıkları sözde doğrularla yaşıyorlar. Kabul edersen doğru çok, ben kabul etmek değil inanmak istiyorum. 

Kendi doğrularınla hareket et boynumu vur ama karanlık çağlardan kalma uydurma söylemlerle hayatı bana zindan etme. Sordun mu namus efendiye insanların üçte birinin affedersiniz donu bağlı değildir. “Namus için gözümü kırpmadan adam öldürürüm” diyen namus efendinin buna göre her üçümüzden birini öldürmesi gerekir. Bu, Türkiye’de 15 milyon yetişkin demektir. Veriyorum kılıcı eline, öldürmezsen şerefsizsin! Tepemde alikıran baş kesen gibi durma. Bırak namusumu kendi aklımla koruyayım. Namusum için adam öldürürüm diyen kişinin tedaviye ihtiyacı vardır! 

Klasik namus anlayışının yerine getirilmesi mümkün değildir. Yaşamamak gibi bir bedel ödemeniz gerekir. Ahlak ise resmen ayrımcılıktır. Ahlaklı olduğunu söyleyen kimse eğer bir eksiğiniz varsa sizi mutlaka dışlar. Peki, ahlaklı insan adam öldürür mü? Öldürür ama bunu sözde insanlığı yola getirmek gibi kutsal bir amaç için yaptığından onlara katil denmez. 

Namusa aykırı hareket edersin, namussuz, ahlaka aykırı ahlaksız ve onura aykırı hareket edersen şerefsiz olursun. Ama insanız biz, etten kandanız, nefsimiz var. Bir de ince çizgileri var ki sanırsın sırat köprüsü. Rüzgâr bacağını açsa sana edepsiz diyorlar. Söz verdin tutamadın, hayat adamı dansöz gibi kıvırtıyor, mecburen yalan söylüyorsun, adın şerefsize çıkıyor. Korkularımız var, malımızı canımızı alıyorlar, devlet bizleri korumuyor, ite köpeğe yalvarmak zorunda kalıyoruz, onursuz diyorlar. 

Bir de nimetleri onların, külfetleri bizim. Zengin namuslu, onurlu, fakir kapı köpeği. Türkiye’de fakirlere tekkede büyüse bile şerefli denmiyor. Ben hayatım boyunca şerefli hamal sözünü duymadım. Sadece ağalar beyler şerefli, onurlu, namuslu olabilirler. Bu üç sahte yeryüzü Tanrısı’nın( namus, ahlak ve onur) nimet ve itibarlarından ağalar beyler faydalanıyor ama bedelini biz ödüyoruz. Namussuz diye, ahlaksız diye bir ağanın bir beyin öldürüldüğünü tarih boyunca duymamışsınızdır. Bunların şeyleri altın iple mi bağlı? Bizler bu yeryüzü Tanrıları’nın bizden istediği şeyleri yerine getiremiyoruz. Cezamızı hemen veriyorlar. Aile meclisi kurup kesiyorlar fermanımızı. 

Bir insan kendiliğinden ne kadar namuslu, ne kadar ahlaklı ve ne kadar onurlu olabilirse o kadar olacak. Kerim Korkut biat zincirlerini kıracak. Böyle Tanrıları tanımıyoruz. Namus, ahlak ve onur gibi karanlık çağların uydurma söylemleri kişinin kalitesinin belirlenmesinde hiçbir şekilde dikkate alınmayacaktır. Aynı zamanda hayatın gizli katilleri olan bu sanal putlar yeniçağda bir bir yıkılacak, kişinin var olan somut özelliklerine bakılacaktır. Ahlakı, onuru ve namusu nedeniyle hiç kimse yargılanmayacak. 

Kişilerin kendilerine özgü namus, şeref ve ahlak anlayışları olabilir. Belli gurupların, mahalle ya da aşiret vs yapılanmaların bunları hâşâ Tanrılaştırıp hüküm vermeleri kişilerin yaşam hakkına müdahaledir. Çıplak gezerim, benim namusum seni ilgilendirmez. Yeniçağda zaten istemeyenler için akrabalık bağları tek taraflı olarak koparılacak. Yani siz babanızı istemiyorsanız resmiyette de o kişi sizin babanız olmayacak. Dünya tarihinde böyle bir devrim yok. Utandığım, adını bile söylemek istemediğim aşağılık bir adam benim babam olarak adı neden kimliğimde yer alsın? Gönlümde yer almayan kimliğimde de yer alamaz. Kendime sonsuz güvenim var. Sizler Korkut’u destekleyin dünyayı yeniden kuralım! 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..