Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mayıs '15

 
Kategori
Güncel
 

Yes, yeni bir Türkiye!

Yes, yeni bir Türkiye!
 

Oğlum dünyaya geleli 6 yıl olacak bu Çarşamba!

Benim için miladi günlerden biri ilk defa baba olmak çünkü bu şu demek; artık seni kabul ediyorum ben Anıl Yiğit ve sana, bu dünyaya kök salmana, izin veriyorum. Yani artık senin kopyaların da bu dünyada vücut bulacak ve onlar da, belki seni, belki de yaşadıkları ortamları değiştirecekler. Evet, yıllarca işe yaramayan spermlerin sonucu bu çocuklar, demek ki bir sebebi varmış bu spermlerin, onlar da işe yararmış!

Ama baba olmak o kadar kişisel bir şey ki her yaşadığın seninle, çocuklarınla ve onların anneleriyle geçip giden ve başkalarını fazlaca ilgilendirmeyen bir süreç! Ve öyle ki ister isteyin, ister istemeyin, süreç sizden yüzde yüzünüzü talep ediyor ve ben de, hamilelik dönemi dahil hiç durmadan kendimi bu sürece adadım. Hatta bu süre zarfında inanmayacaksınız ama en fazla bir ay mesaiye kalarak resmen kendimi babalığıma vakfettim! Ve bazen öyle oluyor ki hayatım hep böyleydi diye zannediyorum kendimi!

Benim gibi entelektüeli güçlü, düşünme ve yaşama odaklı biri için son derece kısıtlayıcı ve kısır döngü olan durumdu bu ve her şeye rağmen –dayanamayıp- boşanarak bu döngüyü bir ölçüde kırdım.

Bugün bir program seyrederken şu kelimeleri okudum: ADALET- ÖZGÜRLÜK- GERÇEK! Ve bu üç kelime –fark ettim ki- beni de tanımlıyor. Özgürlük tarafım ne zaman kısıtlansa tembel aslandan boğaya dönüyorum ve gözüm hiçbir şey görmüyor.

“Gerçekleri önemsiyorum”!

Algı emperyalizmi –yani Pazarlama biliminin iletişim fonksiyonu- beni çıldırtıyor. Bu sadece AKP ile ilgili durum değil, aynı durum İsmet İnönü’nün yarattığı Atatürkçülük kuramında da var. Ya da dünya ekonomisine uyum sağlayalım diye -60’lı yılların planlamacı ve ulusalcı zihniyetinden kurtulalım diye- gerçekleştirilen 12 Eylül ihtilalinde de var. Veyahut da babamın beni tabi tuttuğu –ona da askeriyede ışınlanan- Türko Komünist Devletçi ULUSALCI memur yetiştirme programında da var. Bakıyorum kim ki öğretmen, savcı, asker çocuğu, bil ki toplumdan kopuk Ulusalcı ve Laik yaklaşım içinde! Diyeceksin, karşı taraf farklı mı? Hayır, Sünni- Sağcı- Müslümancı- Osmanlı Kahramancı (emperyal)-Ezik olduğu iddia edilen fakat çoğunca baskın zihniyet(sayısal nüfus sebebiyle)!

Soru şu: Hangi gerçekler?

Dün İşçi Bayramıydı.

Soruyorum; hangi entelktüel zihniyet, bu işçileri doğru yönlendirmiş ve sonunda bir şeyler başarmış bugüne kadar ?

Başkalarının farklı bir coğrafyada yaratmış olduğu malum fikirleri, hayatta hiç okumadan, öğrenmeden ve başkalarından duyduğu şekliyle “gerçek” olduğunu zannedip gerektiğinde “devrim” lafını kullanarak terörize ederek GERÇEKLİĞİNİ yitirtmek, her zaman bu toplumun işi olmuş!

Hangi işçilerin bayramı? Yoksa belirli bir yerde, bir gün gerçek olur umuduyla dua etmek mi bizim yaptığımız bu bayramlarda-bu toplanmalarda!

Hangi gerçek?

ADALET YOK!

Türkiye Cumhuriyeti hiçbir zaman ADALETİ TESİS EDEMEDİ çünkü ADALET HEP DEVLETİN MALI OLDU VE MİLLET HİÇBİR ZAMAN ONUN OLSUN İSTEMEDİ Kİ ONUN OLSUN!

Kapitalizmle yaratamadığımız BURJUVA sınıfını, yıllardır ZENGİNLERLE doldurmaya çalışıyoruz. BİLGİ YERLERDE SÜRÜNÜRKEN DOLAR HEP EL DEĞİŞTİRİYOR ve %5’lik toplum kesimi Türkiye’de üretilenin %40’ına sahip oluyor! Yani 40 TL’yi 5 kişi paylaşırken, kalan 60 Lirayı 95 kişi bölüşmeye çalışıyor. Birinde kişi başına 8 TL gelir varken diğerinde 63 kuruş var. Ve bizim gibi çene yapanlar, toplumu uyandırmaya çalışanlar, bu durumu anlatmaya çalışırken PROLETERYA’nın aslında sonsuz güce sahip olduğunu mu iddia edeceğiz? Yoksa”hepimizin amacı SERMAYENİN kazanmasıdır. Ve sermaye de mutlak gücün yani patronundur. Ve ondan daha büyük olan bugün için devlettir!” mi diyeceğiz?

Hangi gerçek?

80 milyon insandan sadece 6 milyonu bu ülke için vergi ödüyor. Yani %7.5’u! Sonra diyoruz ki niye vergi oranları yüksek! Toplumun hizmet/yaşam bedelini sadece 8 kişi ödüyor, 92 kişi faydalanıyor! Bu rakamların hepsi korkunç rakamlar!

Bakıyorum seçim vaadlerine, yukarıdaki tabloyla kıyasladığımda gerçekten anlamsız buluyorum. CHP de öğrendi POPULİZM yapmayı! Kaynak var mı? BÜTÇE! (Nasıl olsa vergi oranlarıyla oynadıkları zaman bir şekilde bütçeyi denkleriz sonrasında ya da, TOKİLEŞTİRİLECEK  ve MÜTAHİTE açılacak daha çok arsa var! “Yok biz sol tandans olarak böyle şey yapmayız! Gerekirse tüm Türk halkını DEVLETLEŞTİRİRİZ!”. Falan filan!

Arkadaş, ne öyle, ne de böyle!

Biz kendimizi bugünler için YETİŞTİRDİK! Ama yarınlar için ADALET-DEMOKRASİ-EĞİTİM şart! Diyanete harcanan paranın yarısı eğitime ek bütçe olarak verilsin, nice olur Türkiye’nin hali?

Ve MEB’in başına COCA COLA’nın başını getirsen ve Türkiye’nin geleceğini YENİDEN PLANLASAK!

DİNİ DEĞİL İLMİ GENÇLİK YETİŞTİRSEK, kime zarar veririz, topluma mı?

DOGMALARIN BİTMESİ GEREKTİĞİ ÇAĞDAYIZ! Artık bize ne Atatürk, ne de RTE lazım, bize kesinlikle demokrasi lazım ve bunu için de YARGININ BAĞIMSIZLIĞI!

İşte o zaman gerçekten YES, YENİ BİR TÜRKİYE DERİZ!  

Özel not: Bildiklerimizi mümkün olduğunca buradan anlatmamaya çalışıyoruz. Bu da, ne yazık ki, Türkiye’nin ayrı bir gerçeği!

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..