Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

10 Ocak '19

 
Kategori
Doğal Tedaviler
 

Yeşil Çay mı Sağlıklı Yoksa...

Yeşil Çay mı Sağlıklı Ömrü Uzatır Yoksa Koenzim Q10 mu?

Son yıllarda yıldızı parlayan besin destekleri listesine, yeşil çay ve siyah çayda bol miktarda mevcut olan "Kateşin"leri de eklemek yerinde olur.

Uzmanlara göre, kateşinlerin yeşil çayda biraz daha fazla miktarda bulundukları doğru...

Lâkin siyah çayı yeşil çaydan çok daha fazla seven ve tüketen bir millet oluşumuz nedeniyle uzmanlar, "geleneksel siyah çayı içmeye devam edin ama arada bir yeşil çay da içmeyi unutmayın" diyor.

Ve uzmanlar uyararak bilgilendirmeye şöyle devam ediyor:

Siz siz olun, çayı çok sıcak asla içmeyin!..

Zira sıcak çay, ağız ve sindirim sistemi kanserlerine yakalanma riskinizi artırır.

Bahsi geçen listeyi daha da uzatmak mümkün; çünkü doğada daha onlarca antioksidan var...

Mesela yalnızca flavanoidlerin sayısı 400'ü geçmekte...

Proantosiyanidin (kiraz, vişne), sulforafan (lahana, karnabahar, turp), kuvarsetin (elma, soğan), allisin (sarmısak) de bu listeye dahil edilebilir.

Bunların tümünü mümkünse doğal kaynaklardan almanın bir yolunu bulmakta yarar var...

Zira doğal yoldan alındıklarında etkinlikleri kesinlikle daha güçlü ve nettir.

Uzmanların ifadelerine göre "Q10" neredeyse her derde deva!..

Bilhassa da iyi yaşlanmak isteyenlere, bu destek hakkında bilgi edinmeleri tavsiye edilmekte...

Bu madde, araştırmacıların senelerdir ilgisini çeken doğal moleküllerden biri...

İlginin birçok sebebi var...

En önemli neden, sağlıklı yaşam süresinin uzaması...

Yaşam süresi uzadıkça, yani yaşlandıkça kansere, kalp-damar hastalıklarına, bellek problemlerine, hipertansiyon ya da kas güçsüzlüklerine yakalanma riski de artıyor...

İşte tam da bu noktada devreye Koenzim Q10 giriyor...


Çünkü bu molekül, yaşlanma yolculuğunda bizi bekleyen sürprizlerin çoğuyla mücadelede vücudumuza önemli avantajlar sağlıyor.

Belki de bundan ötürü son yıllarda batı ülkelerinin çoğunda, sağlıklı yaşlanma yolcularının çoğu her sabah kahvaltının ardından bir Koenzim Q10 kapsülü alıyor ve bilhassa 40'lı yaşları geride bırakanların çoğu bu besin desteğini kullanıyor.

Koenzim Q10 doğada o kadar yaygın ki, birçok hayvanda ve bitkide bulunuyor...

En çok da kırmızı ette, balık ve yumurtada rastlanıyor...

Yağlı tohumlar, yeşil yapraklı yiyecekler ve meyvelerde de mevcut...

Bitkisel gıdalar içerisinde bu maddeyi en fazla barındıranlar çilek, portakal, karnabahar ve susam tohumu.


Koenzim Q10 hücrelerimiz için vazgeçilmez bir madde...

Hücrenin enerji üretim merkezleri olarak çalışan mitokondrilerde enerji üretimine katkı sağlıyor ve bunu da moleküllere elektron taşıyarak başarıyor.

Neticede hücresel enerjinin önemli bir kısmını üreten mitokondriler de ATP üretimine katkı sağlıyor ve üretilen ATP'den enerji elde edilmesine yardımcı oluyor.

Hücresel enerji istasyonlarımızın tıkır tıkır işlemesi için bu doğal maddeye çok ihtiyacımız var...

Miktarı arttıkça hücrenin enerji üretimi de artıyor; enerjisi yeterli olan bir hücre daha genç kalıyor, daha geç yaşlanıyor, daha uzun yaşıyor.

Koenzim Q10'un güçlü bir antioksidan kapasitesi var...

Hücreleri paslandıran ve yaşlandıran oksitleyici serbest radikallerin zararlarını azaltıyor...

Eğer vücudunuzun antioksidan savunmasını güçlendirmek, oksidatif hasarı azaltmak istiyorsanız bunun en kolay ve etkili yollarından biri, onu Koenzim Q10 ile desteklemektir.

Bu maddenin kanserden koruyucu özelliği olduğu da belirtilmekte...

Koenzim Q10, kanserle savaşa destek olan enzimlerin tamirini kolaylaştırıyor...

Kanserden korunmak isteyen çoğu insanın 30'lu yaşları geçtikten sonra bu destekten faydalanmak istemesinin nedeni de buna bağlanıyor.

Koenzim Q10 düzenli olarak kullanıldığı takdirde kan basıncının ayarlanmasını kolaylaştırıyor...

Elbette ki bu maddenin tansiyon ilaçlarının yerini tutması söz konusu değil, lâkin besin desteği olarak bu maddeyi kullananlarda kan basıncının ayarlanması basitleşiyor.

Diğer taraftan, bu desteği düzenli olarak kullananlarda diş eti rahatsızlıklarına daha az rastlandığı, beyin fonksiyonlarının daha iyi korunduğu, bunama ihtimalinin az da olsa düştüğü ileri sürülüyor.

Yani bu mükemmel doğal destek, iyi yaşlanmayı arzu edenler için önemli avantajlar sunuyor...

İşin güzel yanı, Koenzim Q10'un herhangi bir ciddi yan etkisinin bulunmaması, son derece güvenli bir doz aralığına sahip olması.

Ağız yoluyla alınan veya cilde dışardan uygulanan Koenzim Q10'un ciltteki yaşlılık izlerini azaltabileceğinin anlaşılması üzerine birçok ünlü kozmetik markası, ana maddesini Koenzim Q10'un oluşturduğu cilt ürünlerini de piyasaya sürmüştü.

 

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..