Yeşil çoraplar ve kim korkar Pazartesi sendromundan

Pazartesi sendromu mu ; o da ne?

Hele ki ayağımda yeni aldığım yeşil mus çoraplarım, boynumda Esen’ in hediyesi yeşilli morlu fularım ile ben sevdiğim işimi yaparken… (Bakınız ‘Yeşilli morlu fularlı o kadın benim’http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=92477) Sanki baharı müjdeler gibi.

Çocukları öper ; yaşlıların göbeklerini yumruklar, gençlere takılırken.

Kim korkar pazartesi sendromundan; hele ki güzel bir hafta sonu geçirmişken; hele ki yapılması gereken işleri de bitirmişken…….

Blog olacak ya blog yazalım bakalım……

Gerçekten de fırtınalı Cuma gününün ardından güzel başladı ve bitti hafta sonu. Cuma akşamı en çok ıslanan güzelim ince topuk siyah ayakkabılarıma üzüldüm ya neyse……

Ve o fırtınada klasik müzik tembelliği yaptık oğlumla ; daha doğrusu planladığımız konsere gitmedik. Onun yerine güzelim sucuklar eşliğinde çay da demleyerek kahvaltı ettik ve sonra gelsin yine tutunamayanlar……

Cumartesi yine tatsız gibi idi hava; ve ben atlattım Alman satranç partnerimi ama akşamdan yazmıştım zaten J.

Güzelim yağmurdan ıslanan ve bir gece önce oğlumun içeri aldığı çamaşırlar yeniden yıkandı….Ve ne güzel ki hava biraz açar gibi oldu da yıkanması gereken cümle çamaşırlar hafta sonu halloldu…..Bu arada siz hala balkonlardan mı sarkıtıyorsunuz çamaşırlarınızı görüntü kirliliği yaratarak?

Ve o inanılmaz tatlı telaşı cumartesi gününün…….

O güzelim meyve salatam ahududu şarabı da kattığım…..

O güzelim çift kaşarlı tost ellerimle yaptığım……….

Sonra mı sonrası inanın aksiyon filmleri gibi idi…….

Saat 17.30 da kapalıda Antalya Büyükşehir Belediye takımının basketbol maçı var ve saat 20.00 Carmen başlıyor.. Oradan oraya nasıl yetişilir ki : Işıklar’ dan Haşim İşcan ‘ a?

Eve uğramak mümkün değil ; e o zaman her ortama uydurulabilir kıyafetler lütfen…….

Oğlum için siyah pantolon mor body ve siyah gece gömleği arabaya….

Kendim için siyah elbise altına spor pembe çizmeler ve pembe şal ; arabaya ise siyah ceket ve; ve si sürprizJ

Maç bitti 19.15 gibi Emir ile fırladık; arabaya kadar nefes nefese bir tempo; bindik bozuk para yok otopark için; para üstü beklerken ben çizmeleri attım; bir müddet çorapla araba kullandım; kırmızı ışıkların uzun olduğunu bildiğim bir yerde arabayı boşa al; el freninin çek topuklu siyah çizmeleri giy…..makyaja bak; parfüm sık……

Bir de ben kaybolurum……

Neyse ki tam sanayi ve kavşağında dönüşü doğru yöne yaptım işte Haşim İşcan. En komiği de 19 54 de oğluma beş dakika geç kaldık demem saatleri bile şaşırdım……Koşa koşa fuaye 3 dakika var ve ben durdum yavaşça çantamı açtım içinde ve de kaldığımız altın renkli eldivenlerimi çıkardım taktım…..Bu arada çantam rugan; Emir Aldı; önyüzünde cim bom arması var; tersini çevirince gece çantası……

Karmen inanılmaz güzeldi…….

Çıkışta açız biz aç……Paket tavuklu hamburger lütfen; kolesterol yüksek ya…….

Ve evimiz güzel evimiz…….

Biraz kitap (Tutunamayanlar) ve haydi uyuyalım…….

Pazar sabah 09.00 araba yıkanmalı pazara çıkmalıL

İşte görünen fotoyu arabamı yıkatırken güneşin altında kendim çektim; yine sözünü ettiğim huzuru bulmuş olduğum hissederek…..

Oradan alışverişe;

Mor reyhan lütfen;

Balıklar taze mi?

Kuruyemişsiz olmaz;

Bol meyve sebze;

Zebra domates……

Süt mutlaka ve de yoğurt; az yağlı beyaz peynir……

Kuru ananas alıp da tadına bakalım mı?

Alışveriş bitti arabaya atalım ama dönüp vitrin bakalım…….

Tanrım bu gri elbise gri çanta, ayakkabı ve eldivenlerime çok uyar ; fiyatı da 68 lira…..Eldivenleri de 11 liraya almıştım zaten…

Diğeri de güzel ama indirim bekleyelim…..

Ve günün en önemli alışverişi : KREP TAVASI sayın oğlum yediği en güzel kreplerden birini benim yaptığımı söylüyor ; diğeri ise çoooook ünlü bir otelin şefi…….

İşte buldum aman tanrım gerçekten de buldum; dışı lila olanı alalım…….

Krep tarifimi vermem ama…….

Ve günün en kötü olayı telefonda söylendi canım babam sıkıntısı nedeniyle acil servise gitmiş…….. Neyse ki eve döndü……Akamayan iki damla yaşım………. Tanrım anne ve babama daha nice yıllar ver……

İşte ballı ve beyaz peynirli krepler…….

Yanında sütlü çay;

Sonrasında meşhur meyve salatam……

Gece sessiz ve huzur dolu…….

Balıklar pişirilip yenmiş; anne oğul yıkanmış; çamaşırların çoğu kurumuş; ev biraz daha toplanmış……..

Pazartesine hazırız; iki dilim abimin Fransa’ dan getirdiği çikolatalar eşliğinde……

Biraz kitap oku ve sabahı gör……

Sabah pazartesi……Saat 05.00 sessizlik senin…….

Ve ezan sesleri ruhuna huzur veren….Bu senin bir çeşit meditasyonun……..

Böyle bir hafta sonu sonrası kim korkar pazartesi sendromundan ki?

İşler bitmiş; keyifler süsülmüş; güzel yemekler yenmiş…. Akşamın eti bile terbiyelenmişJ

Ben ve yeşil mus çoraplarım; boynumda yeşilli morlu fularım …… Bahar gibi hissederken kendimi……