Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '09

 
Kategori
Sinema
 

Yeşil Porno

Yeşil Porno
 

İsabella Rosselini baş rolde...http://thepostfamily.com


Biz kadınlara da böyle bir imtiyaz verilmeli miydi?

Tartışılır…

Bor’un pazarı çoktan geçmiş; bundan gayrı imtiyaz olsa ne olur?

Olmasa ne olur!

Demeyelim.

Verilseydi… Bak sen şu şenliğe…

Havva kızı nasıl değerlendirirdi, kim bilir?

“Yeşil Porno” Kitabının yazarı İsabella’nın anlattığına göre: Ördek kızlar, çiftleşme döneminde; birçok delikanlı ördeğin aynı anda saldırısına uğrarlarmış.

Olaya olumlu baktığımızda “Bilge Doğa”nın anlamlı tuzaklarından birini karşımızda buluruz.

Görünüşte, eşini seçme hakkı yokmuş gibi görünen…

Çok kanallı!

Kızın başına üşüşen delikanlıların( Kolektif tecavüz eylemini başarıyla gerçekleştirdikten sonra) her biri “Baba” sıfatının kendisine ait olduğundan emin bir şekilde; tüyleri darmaduman olmuş güzelin yanından uzaklaşırken, gagalarında beliren tebessümü hayal etmek pek zor olmasa gerek.

İçlerinden sadece biri civcivlerin pederi!

İşin iç yüzünü bilmeyen diğer gagaları; sevimsiz gerçeklerden haberdar ederek, mutsuz etmenin âlemi var mı?

Erkek; her ne kadar daha güçlü olsa da…

Son söz kimde?

Doğa Ana “Ördek” davasında; kadından yana…

Anladığım kadarıyla.

Müstakbel anne bunu nasıl başarabiliyormuş?

Beğenerek seçtiği yeşilbaşlı yavuklusunun dışında, diğerlerini “Yanlış kanallara” yönlendirerek!

Çıkmaz sokak misali…

Dişi isterse!

Sevdiğine yeşil ışık yakarak; doğru yolu gösterebilirmiş!

İsabella’nın anlattığına göre “KAN” belirli bir organa doğru akışını hızlandırdığında “BEYİN” yedi kat gökyüzünde, mola verirmiş.

…bu durum sadece insanoğluna mahsus değilmiş.

Peygamber böceğinin dişisi; oldukça iştahlı bunu herkes bilir.

Sevişmek ve karın doyurmak işini bir çırpıda hallediveren pratik bir hatun, aynı zamanda…

Çocuklarının babasını çıtır çıtır yediğini biliyordum da…

Gözü aşktan kör olanın, kafası koparıldıktan sonra da görevine devam etmesi…

Oldukça erkeksi…

Ünlü sinema yıldızı İngrid Bergman’nın kızı İsabella Rosselini çok yönlü ve yetenekli bir sanatçı.

Manken, yazar, film yönetmeni; Yeşil Porno adlı kitabına bir de klip çekmiş.

Çok cömert bir şekilde dile getirmek istersek buna kısa metrajlı film de diyebiliriz.

İsabella başrolde.

Filmde başka rol alan oyuncu da yok zaten.

Her türlü mahlûkatın erkeğini taklit ediyor.

Kâğıt karton köpükten üretilmiş figürler; böcek börtü, kanatlı kanatsız, dört ayaklı, pullu postlu tüm dişileri (abartılmış boyutlarda üreme organı ile kuşanmış bir şekilde) kamera karşısında mutlu etmeye çalışıyor.

Ve tüm bu sanatsal projeler ne işe yarıyor; tam anlamıyla anladım desem yalan olur.

Piyes tarzında, garip sesler eşliğinde sunulan gösteriler; yaralı doğanın üreme tekniğini övüyor mu yoksa makaraya mı sarıyor?

Çözemedim.

(NDR- Alman televizyon kanalı) Sunucu Beckman’ın (19.Ekim 2009 Pazartesi günü )programına konuk olan iki ünlüden biri de (cinsel yaşam uzmanı terapist) Dr. Ruth Westheimer.

Yeşil üstüne kırmızı beyaz çiçekli cıvıl cıvıl desenli elbisesi; kar gibi beyaz saçları; muzip yüzü seksen bir yaşında ve New York da hali hazırda kliniği olan Dr. Ruth yazar İsabella’ya ilginç bir soru yöneltiyor.

“Güzel İsabella! Kitabınıza ve filminize neden “Yeşil Porno” adını verdiniz? “Yeşil Seks” daha uygun olmaz mıydı?”

İsabella gülümsüyor!

Doğanın: İnsanoğlunu taklit etmek gibi bir takıntısı yoktur derim dururum; ben pornonun mucidinin Âdem’in silsilesinden olduğunu sanıyordum.

Çekirdek nohut fıstık, kısacası karışık çerez, eğlencelik, porno; buna benzer bir şey olmalı.

Tabiatın kitabında: “Boşa enerji harcamak, boşa kürek sallamak, çerezlenmek var mıdır?”

Beşer de pek fena sayılmaz; kendine has bir üreme taktiği geliştirmiş; geçinip gidiyor işte…

Yer, zaman, mekân, sınır tanımadan.

Her dakika ve her an! Tabiî ki bezdirir ve yıpratır!

Aklıma; hoşuma giden bir söz geldi.

“Her gün ziyarete gelen misafir için ayağa kalkılmazmış”

“Sen miydin kız geç otur şöyle, dünden beri ne var ne yok? Hadi nazlanma söyle!”

“Hafta seven(yedi), payıma düşen six(altı) beni artık sevmiyor besbelli başka bir sevdiği var; ne talihsiz kulum ben” aryasını yorumlayan; abartmayı seven âdemin kızlarını oğullarını, kediler keçiler örnek almazlar.

Mevsimi geldiğinde…

Aşklarını ilan ederler!

Bir batında ikizler, üçüzler; kucak dolusu bebeler…

Hiç de övünmezler.

İsabella’nın kısa metrajlı filmi: Başarılı bir taklit mi?

Değil mi?

İzlemek gerekir!

Her zaman olduğu gibi, tüm yanıtlar Doğa’nın bağrında gizli.

Çözemez, çözemedi!

Âdem ile Havva’nın akıllı fikirli; kendini, doğanın üstünde görmekten vazgeçemeyen çocukları…

24. Ekim 2009 Cumartesi saat 3.33 İnternetsiz köy

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..