Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Nisan '11

 
Kategori
Siyaset
 

Yeşilçam'dan örnek duruş

Yeşilçam'dan örnek duruş
 

Tek parti faşizminin toplumu etnik, kültürel, dini ve dünya görüşü bakımından kutuplara ayırdığı bu dönemde gazeteciler, yazarlar ve aydınlar sudan sebeplerle hapse atılmakta, basılmamış kitaplarından ötürü suçlanmakta, düşüncelerini paylaşmalarına imkan verilmemektedir.Hayret verici bu olaylara AKP iktidarı “ileri demokrasi” adını vermektedir. 

Bu “ileri demokrasi” anlayışının gerçek demokrasiyle uzaktan yakından ilgisinin olmadığı da aşikardır. Avrupa ülkeleri Türkiye’de her geçen gün artan bu hukuksuz uygulamaları, milletimiz gibi onlar da endişe ile izlemektedir. 

Usülsüz telefon dinlemeleriyle, basında oluşturulan sansür mekanizmasıyla, hukuksuz tutuklamalar ve yargılamalarla toplumun vicdanı onulmaz yaralar almıştır. 

Gerçek bir muhalefet yapacak olgunlukta bir partinin ülkede bulunmaması da bu ‘ileri demokrasi’cilerin istedikleri gibi at koşturmalarına olanak sağlamaktadır. 

Ülke yönetimindeki bu yanlışlıklara sanat camiiasından tokat gibi bir açıklama yapıldı, şimdi hep birlikte bunu hatırlayalım. 

28 Martta NTV’de Türkiye'nin Oscar'ları olarak anılan Yeşilçam Ödül Töreninde "En iyi İlk Film" dalında ödül alan Çoğunluk’un ödülünü almak üzere sahneye çıkan sinemacı Sevilay Demirci, canlı yayında sansüre tepki göstererek gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener'e destek verdi. "Yayınlanmamış kitapların yasaklandığı zor günleri yaşıyoruz." diyerek başladı. 

"Sinemamımızın hayatın her alanına değdiği ve dokunulmayan konulara dokunduğu bu günlerde fikir özgürlüğü alanındaki baskıyı tedirgin edici buluyoruz. Arkadaşımız Ahmet Şık ve Nedim Şener'in adlarını anmak ve yanlarında olduğumuzu söylemek istiyoruz." diyerek sözünü tamamladığında salonda bulunanlar bu konuşmayı dakikalarca ayakta alkışladı. 

Bu uzun alkışlar, gerçek aydınların duyarlılığıyla aynı fikirde olan “gerçek demokrasi”yi savunan insanlarımızın alkışlarıydı. Gecede Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, Devlet Bakanı Egemen Bağış, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan'ın da aralarında bulunduğu davetliler vardı. 

Yargı kararı verilmeden basılmamış eserlerin yok edilmeye çalışıldığı bu faşizan dönemde inanıyorum ki bir çok namuslu insan hapislerde çürümeye bırakılacaktır yargı masalıyla kandırılarak. 

Törene katılanar arasında Başbakan Yardımcısı Egemen Bağış da vardı. Egemen Bağış’ın geçen aylarda Üniversitenin birindeki konuşmasının ardından öğrencilerce yumurtalı eyleme uğramıştı, yumurta kendisine isabet etmemesine rağmen öğrencilerden şikayetçi olmuş ve “Yumurta atan öğrencilerin arkasında Ergenekon Terör Örgütü” olabilir demişti. Mahkeme öğrencileri serbest bıraktı, öğrencilerin arkasında da terör örgütü çıkmadı; ama ortaya “ileri demokrasi” savunucularının zihniyeti çıktı. 

Aydınlardan sonra üniversite öğrencilerinin susturulması vardı sırada... 

** ** ** ** ** 

Haliçte Yaşayan Simonlar adlı kitabıyla tanıdığımız eski emniyet müdürü de kitabının hemen yayınlanmasının ardından içeri alınmıştı. 

Amet Şık da “İmamın Ordusu.” adlı eserini yayınlayamadan hapse atıldı. 

Başabakanın açıklaması “Yürütme, yargının işine karışamaz.” olmuştur.Tabii ki gerçek demokrasilerde yüütme, yargının işine karışamaz, bizim ülkemizde değil. 

Buna karşın yürütme sansüre izin verir mi, muhalif köşe yazarlarını işinden kovdurur mu, üniversite öğrencilerini polise dövdürür mü, çiftçisine “Ananı da al, git.” der mi, dokunulmazlığı kaldıracağız diyerek milleti kandırır mı, aydınını susturur mu? 

Bu ülkede bu saydıklarımın hepsi ve daha fazlası olur çünkü bu ülkede “ileri demokrasi” var(?!) 

Peki ya sizce? 

 
Toplam blog
: 47
: 781
Kayıt tarihi
: 20.10.08
 
 

1978 Hatay doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Edebiyat fakültesi mezunuyum. Edebiyat ve felsefe alan..