Yeşilçamlı, pembe panjurlu tecavüz spreyi

Bugün gazetelerdeki haberlere göre, 'Bayan azdırıcı damlalar' satışa sunuldukları kimi internet sitelerinde yok satıyormuş.

Tabi 'Yasama, yargı ve yürütme'nin de elleri armut toplamıyor. Toplumsal risklerin, yaratacağı sıkıntıların ve bir de olası sonuçlarının farkında olan Meclis, 7/24 mesai yapıp sürekli yeni önlemler almanın peşinde.

Yasama organı Meclis, sokaktaki bayanlara tacizin önlenmesi için bir yandan ceza yasalarında dur durak bilmeksizin artırıma giderken, diğer yandan da içlerindeki bayanları da iç tüzükte değişiklik yaparak pantolon giydirip korumayı hedefliyor. Yürütme de, kolluk kuvvetleri ile satış yapılan siteleri sıkı takip altına almış. Tuttuğunu yargı'ya, yani mahkemelerdeki işsizlik sonucu sıkıntıdan patlamak üzere olan hakimlere teslim ediyor.

Bilirkişi olarak mahkemeler Nuri Alço ve Tecavüzcü Coşkun'un bu konulardaki uzmanlığına başvuruyorlar mı bilemiyorum ama görünen o ki bu gidişle yakında uzman sıkıntısı çekilecek gibi görünmüyor.

Bir süre sonra mahkemelerde şöyle sahnelerle sıklıkla karşılaşabiliriz;

''Mübaşir oğlum, sırada azdırıcı damlalı bir tecavüz davası var, bilirkişi gelmemiş. Koridora çıkıp bir seslen bakalım, 'uzman' varmıymış, beklemekle boşuna zaman kaybetmeyelim.''

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı onaylı olduğu söylenen damlalar, ''Şeffaf yapısıyla rahatsız edici bir görüntü oluşturmayarak işinizi kolaylaştırır'' denilerek halkın yoğun ilgisine mazhar oluyormuş. Site reklamlarında öyle deniyor.

Onay almak için bence doğru adresi bulmuş site yetkilileri. Böyle hayvanların(tüm hayvanlardan ve hayvan hakları savunucularından binlerce kez özür dilerim) hayvani ihtiraslarının önüne geçemeyen diğer hayvanlar için 'tasarladıkları' ürünlerine her halde Kültür Bakanlığı'ndan onay alacak değillerdi. O yüzden Hayvan Bakanlığı doğru seçimdir.

En inatçı deneklerde bile % 100 sonuç almanızı sağlar diyorlarmış. O zaman belki Ayşe Teyze'yi reklamlarında oynatabilirlerdi diye düşündüm biran. Hani şu bizim Ayşe teyze, televizyonda çamaşır deterjanı reklamlarına çıkardı ya işte o.

''Bakın bu çamaşır suyuna bastırılmış bluz, şimdi cııııııırt, aaa yırtıldı. Bu ise bizim deterjan, gördünüz mü lekeden eser yok, bir parça damlatın ve sizinkiler de böyle lekesiz, ilk günkü gibi olsun''. Damlatıyorsun sonra cıııırt, arkanda iz falan bırakmıyorsun, işin bitince de ilk günkü gibi oluyor.

Bir de ürün çeşitlendirmesine ve müşteri segmantasyonuna gitmişler. Cinsel performansı arttırıcı, vitaminler, antioksidanlar içeren mamuller de varmış ürün yelpazelerinde. Ee işte devir değişti, eskiden neredeeee böyle bilimsel çalışmalar sonucu binbir zahmetle meydana getirilmiş insana ve insanoğluna faydalı şeyler?

Bir önceki kuşak TAN gazetesine bakıp celallenirdi, Nuri Alço ve Tecavüzcü Coşkun abileri onların kendilerine örnek aldıkları kişilerdi. Kısıtlı olanaklarla artık ellerinden geldiği kadarıyla yapabildikleri kadarıyla tatil bölgelerinde tek tük de olsa ''İngiliz turisti dağa kaldıranların ayı olmadığı ayak izlerinden anlaşıldı'' haberleri ile gazetelerde karşımıza çıkarlardı.

Şimdilerde ise yen kırılıyor kol içinde, tecavüz ediliyor aile,aşiret içinde kalıyor.

Bu olayların sebebi gene her şeyin olduğu gibi eğitim ya da daha doğru söylenişiyle 'eğitimsizlik'. Kitap fiyatlarından daha uygun olarak sen azdırıcı damlayı halka satarsan, millet de doğal olarak ''İki kitap okuyayım da kızları güzel sözlerle çay içmeye davet edeyim sonra da birbirimizden hoşlanırsak belki bir şeyler olur'' diye umut edeceğine, ''Amaaan şimdi kim uğraşacak o kadar prosedürle? Önce çayına damlatırım azdırıcıyı, oldu oldu olmadı basarım spreyi burnuna doğru, bayıldıktan sonra da işime bakarım diyor tabi. Bilinçli tüketiciler ne de olsa...