- Kategori
- Şiir
Yesilin bahar sürgünü renginde her yer.
Yesilin bahar sürgünü renginde her yer.
Kartlaşmış çam dallarından göğe yükselen bahar sürgünüdür
Yeşilin en taze tonu.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Acılar ve hüzünler
Izdırap ve küskünlükler
Hasret ve dahi ölümden beter olan ayrılıklar.
Sevdiklerinle kara toprak girdi araya.
Bir, iki, üç ve daha fazlası.
Koca çınardan dökülen yaprak oldular birer birer.
Genç bir fidan üzerinde biriken çiğ taneleri oldu
Göz pınarlarına dolan yaşlar.
Bilirdik ki can verir su canlıya.
Bilirdik ki su hayattır.
Bilmezdik ki göz pınarlarında biriken yaşlar
Kartlaştırır bu bedeni
Ve içinde canevindeki ruhunu.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Beden hasta oldu.
Ateşli alev alev.
Feri gitti gözlerinin, sudan çıkmış balık misali.
Ten sarıya döndü, sonbahar yapraklarına.
Beden titrer zemheride, tipiye kapılmış dal misali.
Geldi şifacı,
Hap, merhem, şurup, iğne.
Geldi sevdiklerin yanıbaşına
Dualar dualar.
Gözler gördü diğerlerinin görmedikleri ölmüşlerini
İşte orada ayak ucundalar
Hüzünlüler biraz, biraz da isyankar.
“hayır daha zamanı değil,
Sıra sende değil.
Yenilme başında bekleyen Azrail’e.
Tutma sakın onun ellerini”.
Canhıraş bir savaş
Ve pes etti ölüm meleği her defasında..
Ama her defasında bir iz bıraktı kendinden
Unutmayasın diye.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Kurtulan beden oldu
Tüm ilaçlar ve dualar sardı bedeni
Sarıp sarmaladılar ve onardılar
Ölümmeleğinin açtığı yaraları.
Ya ayrılıklarla, kandırılmışlıklarla
Ve hayal kırıklıkları, dil yaraları ile
Yaralanmış ruhun ilacı kimde?
Lokman gelseydi verirmiydi şifanı?
“yok” derdi.
Derdi ki “ben bedenden anlarım, yok ilacım seni zemheriden bahara kavuşturacak”.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Ve bir gün,
Gök yere indi.
Dağ başında dolaşırken avare, deniz geldi ayağıma.
Bu deniz tuzlu değil, bal adeta.
Adeta ab-ı hayat.
Dokundu önce gözleri gözlerime,
Teni tenime, nefesi nefesime.
Canevinde bir ocak yandı.
Göğüs alev alev,
Arı kuşu gibi çırpar kanatlarını.
Kupkuru ve ölmeye hazır beklerken
Yani zemheri iken yüreği
Taze bahar dalı oldu.
Sürgün verdi yeşilin en taze tonunda.
Lokman geldi yanına.
“Buldun mu şifacını?
Bulmuşsun, bulmuşsun elbet
Ve dönmüşsün zemheriden bahara.”
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Yeşilin en taze tonu oldu her yer.
Her yer bahar.
Gök kubbe indi, deniz dahi geldi ayaklarıma.
Göz gördü, el tuttu.
Tenii tene, nefesi nefesine