Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Aralık '11

 
Kategori
Yılbaşı
 

Yeşilkale'den Mektup var ( 4 )

Yeşilkale'den Mektup var ( 4 )
 

Sevgili arkadaşım…

Bugün 31 Aralık 2011, Yeni yılın sağlık, mutluluk, başarı ve bol kazanç getirmesi diliyorum, ayrıca, mutluluğunun ömür boyu devam etmesini, yaşantında hiç bir şeyin seni üzmemesini, nice yıllar sağlıkla başarıyla sevdiklerinle birlikte görmeni ve geçirmeni diliyorum.

Genelde, tüm İnsanlığa barış getirmesini, devletimize, milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.

Yeşil kale’ye gelişimin üzerinden 22 ay geçti, bu süre içinde, ömrümüzden de bir o kadar zamanı tükettik, geriye baktığımda, neleri kazandık, neleri kaybettik?

Hemen şunu söyleyebilirim ki, geçen zamanı çok iyi yönetip, kullanabildiğimden emin değilim. Zamanı kullanma, planlama, organizasyon geliştirme bilimsel bilgiyi kavramakla ilgili bir husustur.

İnsanlar, doğuştan bilgiden mahrum ve nötr olarak Dünya’ya gelirler, genlerimizdeki kodlar sayesinde, sonradan evrende var olan bilgiyi deneyimler sonucu, keşif yoluyla, yada transfer ederek öğreniriz.

Ülkemizin kıyıda köşede kalmış bir ilçesinde yaşamanın getirdiği kırsal kesim sendromunu ben de üzerimde hissettim.

Diğer taraftan, şiddetin, kaba kuvvetin, fizik yasaların aşılamadığı, Medeni Dünya’nın, İnsan haklarının, demokrasinin nimetlerinin çok fazla önem ve değere sahip görülmediği, ya da algılanamadığı bir memleket toprağında, psikolojide öğrenilmiş çaresizlik olarak bilinen bir eylemle sakatlı olduğumu hissettim.

Öğrenilmiş çaresizlik; Becerilerimizin köreltildiği, ümitsizlik ve başarısızlığın pompalandığı, ruhi canlılığımızın yok edilmek istendiği, ağzımızın lezzetinin bozulduğu, cesaretimizin azaltılmak istendiği velhasıl aciz davranmaya itilme şeklinde gelişen psikolojik bir davranış biçimidir.

Eğer bir insan; “öğrenilmiş çaresizliğe” maruz bırakılmış olur da, başarısız olacağım”(negatif) kaygıları bilinçli olarak empoze edilirse “başarısız olur.

Bir insan, yeryüzünde, sevgi, merhametin kaynağı olan Allah(c.c)ı tek ve mutlak varlık olarak bilir de, Allahın, bizi her an izlediğini, gördüğünü, işittiğini, gizlimizi bildiğini, bizi her yönden sarıp kuşattığına inanırsa, yaratanına güveni artar, kendini güvende hisseder ve mutlu olur.

İnsanın yeryüzünde ve yaşadığı her yerde, doğal yapısındaki onuru ile eşit ve devredilemez hakları vardır. Yine, insanların korku ve yoksunluktan azade yaşama hakkı bulunduğu, konuşma ve inanma özgürlüğüne sahip olduğu, zorbalık ve baskıya maruz bırakılamayacağı,

Haklar bakımından insanların eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkı bulunduğu.

Irk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, birbirimize kardeşçe davranmamız gerektiği hususları temel bir insan hakkı olarak kabul edilmektedir.

Hayata ümitli bakmalıyız, Kaldı ki, dinimizde ye’se düşmek bir imansızlık alametidir.

Ümitli olmamızı bizden isteyen ve başarı getirmesi konusunda, kendisinden dua ile yardım istememizi emreden yaratıcıyla barışık olursak, öğrenilmiş çaresizliği engeller, tehditleri fırsata dönüştürürüz.

Bu pozitif yaklaşıma “öğrenilmiş iyimserlik”te denilmektedir.

Bu vesileyle, 2012 yılı, ümidimizin sapasağlam, sorun çözme becerilerimizin arttığı, olayları kontrol ve denetim altına aldığımız bir yıl olsun.

Kalın sağlıcakla…

Ali Emir KARAALİ

31.12.2011

Yeşilkale

 

 
Toplam blog
: 135
: 1323
Kayıt tarihi
: 29.09.07
 
 

Ali Emir KARAALİ, Rize Doğumlu, 1978 Rize Lisesi Mezunu, (1988)T.C. Anodolu Üniversitesi   'İşlet..