Yeter artık, yeter!

PKK Terör örgütünün bugün (18.10.2011) Hakkari Çukurca'da "katliam niteliğİndeki" hain pususunda 26 askerimiz vatan toprağında şehit düşmüş, yine Türk milletinin yüreklerine, binlerce ocağa ise ateş düşmüştür.

Bu hain saldırı hiçde tesadüf değildir, hiçde süpriz değildir.

İki gün önce devletin Cumhurbaşkanının ziyaret ettiği bu bölgede, iki gün sonra PKK hain saldırısını yapmış ve hain emellerini gerçekleştirmiştir.

Cumhurbaşkanın "bu ülkede iyi şeyler olacak" dediği ve sonrasında "Habur Rezaletinin " yaşandığı olayın ikinci yılında tamda 19 ekim sabahı böyle bir saldırının planlı bir şekilde icra edilmesi ise hem düşündürücü, hemde terör belasının, PKK'nın dokuz yıllık AKP iktidarının yürüttüğü "Açılım Politikalarının" geldiği boyutu göstermesi açısından önemlidir.

Ülkeyi "sıfır" törerle alıp, ortaya koydukları "açılım ve müzakere politikaları" bu kanlı örgütün bugün hangi boyutlara geldiğini,nasıl cesaretlendiklerini göstermesi bakımından bizlere "ibretlik birer ders "niteliğindedir.

Terörle mücadele edilmesi gerekirken, "Analar ağlamasın" sloganıyla "Terörle müzakere" yolunu tercih eden iktidar yürüttüğü politikalarla artık "iflasın eşiğine " gelmiştir.

Dokuz yıllık AKP iktidarı sayesinde sürekli ivme ve güç kazanan bölücü terör,acımasız ve vahşi eylemlerine bu milletin "gözünün içine baka baka" devam etmektedir.

Bu büyük millet bilmelidir ki; Terör maşaları ve hain terör odakları kanlı amaçlarına asla ulaşamayacaklar ve eninde sonunda döktükleri kanda boğulacaklardır.

2000 yılında sıfıra yakın terörle iktidarı devralanlar sayesinde belini doğrultarak namlularını üzerimize çeviren bölücü PKK terörünün azmasında;

Demokratik açılım, Kürt açılımı inadı ve ısrarı;

Terör örgütü ve İmralı Canisi ile yürütülen müzakerelerde verilen umut ve tavizler;

Kuzey Irak'taki "peşmerge çapulcularıyla" kucaklaşma ve dialoğ belirleyici unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bugün basın ve medyamızın baş köşelerinde satılmış kalemler, demokrası havarileri, etnik kimlik savunucuları baş köşe edilmekte, Türklüğe, Ulusal kurtuluşa ve Türkiye Cumhuriyetini yoktan var eden o "Ulusal kimliğe" karşı amansız bir mücadele başlatılmış,fırsat bulsalar "Türk kelimesini" ortadan kaldıracak, lügatlardan silinecek bir noktaya getirmeyi başarmışlardır.

Hal böyle olunca da ekilen bölücülük tohumları bu milletin başına mayın, bomba, mermi ve gözyaşı olarak dökülmektedir.

Bu millet artık yeter demektedir. Bıcak kemiğe değil artık ümiğe dayanmıştır. Sabredecek ne sabır taşı kalmıştır, dökecek nede bir damla göz yaşı kalmıştır.

Bu milletin değerlerine ihanet eden,bu melaneti süslü sözlerle topluma enjekte etmeye çalışan,etnik nifakı özgürlük mücadelesi diye yutturmaya çalışan kim varsa artık ayaklarını denk alsın, artık hak ettikleri cevabı ve karşılığı alması mecburiyeti oluşmuştur.

Dökülen kana bir "dur" denilmesi için, ocakların sönmemesi için hükümet bir an önce terörün yoğun olduğu bölgelerde derhal "Olağanüstü hal" ilan etmelidir.

MHP Genel Başkanı sayın Bahçelinin de sık sık vurguuladığı "Terör yuvalarına , Kuzey Irak'a derhal askeri harekat başlatılarak" öncelikle Kandil yerle bir edilerek diğer kamplarına millet hançerinin saplanması, Kandile ay yıldızlı bayrağın bir an önce dikilmesi gerekmektedir.

Kuzey Irakta hain terör örgütünü besleyen, koruyan peşmerge bozuntularına da bir an önce "haddi" bildirilerek burada bir güvenli bölge oluşturulmalıdır.

Terörle mücadelede en etkin yol "onların medotlarını yok edecek daha güçlü medotlar ortaya koyarak " mücadele etmektir. Bu anlamda "istihbarati bilgiler" büyük önem arz etmektedir. Özellikle bu konuda devlet acilen "yeniden yapılanmalı" ve hainlerin "nefes alışlarını bile" not etmelidir.

Hiç kimse unutmamalıdır;

Yufka yüreklilerle, çetin yollar aşılmaz,

Çünki bu yol kutlu yoldur,bu yolda çelik bilekli, aslan yürekliler gereklidir. Bu aslan yürekliler, çelik bilekliler ancak PKK'nın kalbine Kandil'e şanlı Türk Bayrağını dikecektir.

Tüm şehitlerimize Tanrıdan rahmet diliyorum ve;

"Şehidim hakkını bizlere helal et! " diyorum.

Osman Özeker 18.10.2011