Yeter artık

Geçmişten geleceğe yoksulluğa esir edilen yurdumun güzel insanları. Ekonomiden anlamayanlar yıllarca ekonomist kesildiler yurdumun insanlarının başına. İktidar olabilme uğruna çiğnediler kanunlarını. Bir oy uğruna insanları daha da fakirleştirdiler. Yoksullaştırdılar. Fatura ettiler seçim ekonomisi dedikleri baş belasını köylüye, işçiye, memura, işsize, hamala.

Seçim ufukta göründüğünde kanunlarını yok saydılar. Yok sayılan kanunlarıda yok sayılmanın acısını çıkardılar Anadolu'nun insanlarından.
'Bir halk ezgimiz derki 'Ölüm ile ayrılığı tartmışlar, beş yüz dirhem fazla gelmiş ayrılık.' Peki ya hiç tartmışlar mı ayrılık ile yoksulluğu? Hangisi daha fazla? İktidar olabilme uğruna kanunlarını alt üst edenler. Hele bir tartın
bakalım, hangisi ağır basacak? Ayrılık mı ? Yoksulluk mu?

'Ölüm Yaradan'ın emri, ayrılık olmasaydı' Demiş. Her kim demiş ise. Peki ya ölüm Yaradan'ın emride yoksulluk kimin emri? Bir oy uğruna kanunlarını çiğneyenler.S ahi kim vermiş yoksulluğun emrini?

Yoksulluğu kader haline getirenler. Bilirmisiniz Babam Neşet neden terketmiştir Erzurum'unu? Ayrılmıştır yaylasından, sılasından. Babam Neşet kaçmak için yoksulluğun elinden binmiştir kara trene çoluk çocuk Erzurum Garı'ndan. Üç gün üç gecede inmiştir İzmir Basmane Garı'na cepte on kuruşla. Seçim uğruna ekonomi kanunlarını çiğneyenler yoksullukla beraber getirmişlerdir ayrılığıda.

Seçimden seçime hatırlanmıştır Erzurum'lu. Erzurum'lunun istekleri, hayalleri yazılmıştır sigara paketlerine. Daha sonrada buruşturulup atılmıştır çöpe. Hatırlayanlar seçimden seçime insanlarımı hiç düşünmemişlerdir, buruşturup attıkları sigara paketleri değil de Anadolu insanının geleceği.

Yazıktır yeter artık yoksulluk, ayrılık. Kader olmaktan çıkarın yoksulluğu, ayrılığı. Başarabilmek içinde ara sıra okuyun Cahit Sıtkı Tarancı'nın 'Memleket isterim' dizelerini!!!!!!