Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '16

 
Kategori
İlişkiler
 

Yeterli mi acaba bir bakalım..

Yeterli mi acaba bir bakalım..
 

Aşk'la yapıyoruz işimizi ikimiz de. Çok seviyoruz tekstil giyim işini. Ortak değiliz. Yalçın, kendi mağazasını Ardeşen'de işletiyor, ben İstanbul'da devam etmekteim işime.

Çocukluğumuzda Yalçın ile birlikte ebeveynlerimize yardım etmek amacıyla manifatura-basma satmak için kurulan pazar yerlerinde zaman geçirirdik.

Sanırım bizdeki tekstil giyim aşkı o yıllarda başlamış ve hala ilk günkü aşk gibi severek devam etmekteyiz ikimiz de..

Geçmişte haksız rekabet kanalına geçerek Yalçın beni üzmüş de olsa şimdi tatlı anılar olarak konuşuyoruz o günleri beraber sohbetimizde..

*

Bizler toplum olarak genelde "aşk" denildiğinde kadın-erkek arasında gelişen duygusal ilişkiyi anlıyoruz. Burada altı çizilmesi gereken konu evet aşk'tır.

Aşk ile yapmış olduğunuz işinizi kolay kolay bırakmanız mümkün değildir.

Aşk ile yapılan evlilikler de böyledir. Kolay kolay boşanma gerçekleşmez. Ender görülür.

Bizim inanmış olduğumuz aşk anlayışımızda dürüst olmak vardır her şeyden önce. Ticaret aşkında da aynıdır, dürüstçe çalmadan yapılan ticaretlerde başarı görebiliyorsunuz.

'Eski aşklar, yeni aşklar' diye ayırmam ben.

Aşk her dönemde aşk'tır.

Bütünü ile bir insanı beğendikten sonra özellikle konuşmalarından etkilenip aşık olursunuz ayak parmaklarından saçının teline kadar.

Düşünsel örtüşme ile başlayan aşk evlilikle noktalanmaz, tam tersi evlilik sonrasından beraber yaşlanmaya dek aşkın değişik evrelerini yaşarsınız.

İki doğru aşk sürekli çoğalarak büyür.

Aşk'ta yalana yer yoktur.

Aşk olduğun gibi olmaktır.

*

Bazı arkadaşlarımdan duyarım "aşk evliliğe kadardır, evlilikten sonra bitiyor" şeklinde.

Oldum olası bu ve buna benzer tanımlamaları kabül etmedim edemedim etmiyorum da!

Bir kere insanlar evlenmeden önce yaşamış oldukları aşkların karşılık bulup bulmadığına özenle dikkat etmelidirler.

Demem o ki, evlilik öncesinde iki insan bir birlerine katışıksız olarak dürüst olmalı, açık olmalı ve oldukları gibi olmalılar diye düşünuyorum.

Eğer eşlerden biri evlilik öncesinde evlenecek kişiye kendisini olduğu gibi yansıtmayıp bazı şeyleri gizleyerek evlilik yoluna girmiş ise o evliliğin sağlıklı yürüyebileceğine pek ihtimal veremiyorum.

Özellikle düşüncelerde ilkelerde hayata dair konularda örtüşmeler söz konusu olamıyorsa asla evliliğe gidilmemeli. Zira ekonomik koşullar nedeniyle maddi eksenler üzerinde kurulan evliliklerin çoğu boşanmalar ve dolayisiyle telafisi mümkün olmayan yaralar açmaktadır.

*

Toplumda bazı yerlerde bazı durumlarda şahit oluyoruz. Sizler de duymuşsunuzdur duyuyorsunuzdur.

Telefon konuşmalarında "aşkım"..

Yolda yürünürken veya bir alışveriş esnasında "aşkım aşkım"..

İstisnalar kaideleri bozmaz.

Tamamen yapay tamamen duygusuzca söylenen sözcük haline dönüştüğü için çok sinirleniyorum duyduğumda.

"Aşkım" çok özel çok anlamlı çok değerli bir sözcüktür.

Sıradanlaştırılmasını asla kabül etmiyorum.

*

Yapay aşklar üzerine kurulu evlilikler ancak ve ancak yapay mutluluklarla sürdürülebiliyor. O mutluluklar da tıpkı aşk ile başlanmayan ticaretlerin iflasına benzer sonuçla evliliklerin bittiğine şahit oluyoruz.

 
Toplam blog
: 2327
: 450
Kayıt tarihi
: 03.07.07
 
 

25.05.1960 doğumlu. Üniversite terk. Müzik, seyahat ve tiyatro sever. Antalya Devlet Tiyatrosu'nd..