- Kategori
- Şiir
Yetişemedim
Günbatımı ve ben
Küçüktün…
Yüzünde şirin gülümsemenle, bana doğru emekliyordun
Yüzüme baktın, ellerimi tuttun
Ayağa kalktın,
Dengesizce duruyordun
Ellerini bırakamadım
Bıraksam düşerdin
Hem zaman lazımdı, hem zamana düşmandım
Paytak paytak yürümeyi öğrendin
Konuşmayı…
“Bırakma ellerimi” diyordu kalbin
“Beraber yürüyelim”
“Tamam” dedim
Bende bebek adımları atıyordum seninle
Sonra kalbinden değil beyninden konuşmayı öğrendin
Eskisi gibi hükmedemiyordu ağzını yüreğin
Aklına geleni çatır, çatır söyledin
Kırdık birbirimizi
Ben yorgun bitkindim
Acelen vardı senin
“Koşmam gerek” dedin, koşmak istedin
Koşmalıydın haklıydın hak verdim
Öyle hızlı koşuyordun ki
Ben düştüm
Nefes nefeseydim, arkanda kaldım ben, yetişemedim
Bir an duraladın
“Koş” dedim” sakın durma sen koş”
Sen gittin
Gözyaşlarım ıslattı toprağı
Gözyaşlarımı silecekti
Koyup göğsüme başını ağlayacaktı
Kırışık yanaklarımı dokunup öpecekti o benim dedim
Şimdi…
Uzaklardan el sallıyorum sana
Düştüğüm yerdeyim
Gözlerim buğulu hayal meyal aklımdasın
Mutlu ol sen ben iyiyim
Sen bana beni sevdiğini hissettirendin
Şimdi saatin küçük çubuğu dördü gösteriyor
Hani hayatı uykuya bıraktığımız zamanlar
“Adele” kulaklarımda "Love song" çalıyor
Acaba Adele şu şarkıdaki sesler kadar iyi anlaşabiliyor mudur sevgilisiyle?
Gözlerim daldı gitti masamdaki muma
Kahve suyu koydum kendime
Evet çok kahve içiyorum
Ne yapayım
Uykusuzluk senden bana yadigar artık
Yalnızım
Yanına uzanıp uyumanın hayalini kuruyorum
Geçmiyor mu zaman?
Yoksa ben mi onu sıkı sıkı tutuyorum?
İkisi de aynı mı?
Hala koşuyor musun sen?
Şöyle oturup biraz dinlensen
Conca buika bu kısmını çok iyi söylemiş şarkının
Seni özledim
Kahveye inat uyusam mı acaba?
Rüyama gelecek misin?