Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Aralık '12

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Yetişkin felaketleri. 9 : Bilim dışılık

Yetişkin felaketleri. 9 : Bilim dışılık
 

 Bilim dışılık, ne demek, diye soracak bir çokları. Bilim dışılık kısaca “cahillik” demek ama bunu biraz açmak lazım.

Kimi cahildir, cahilliğini bilir; kendini aşmak, öğrenmek için elinden gelen çabayı harcar. Ve sonuçta istediği bir noktaya gelir.

Bazıları vardır ki, cahil olduğunu bilmez veya, cahilliğini kabul etmez.

Ne derler : “Okumak insanın cehlini alır; ama  bazıları için eşeklik baki kalır.”

Yani, kuru kuruya okumakla, bir diploma almakla, insan adam olmaz. İnsanın adamlığı kendinden değil, başkalarından menkuldur. Ancak başkaları bir insanın gerçek insan olduğunu, kültürlü olduğunu, eğitimli, yararlı bir nsan olduğunu söyleyebilirler. Yoksa, insan istediği kadar kendisiyle övünürse övünsün, boşunadır.

Bu arada, sağımızda solumuzda görüyoruz ne akla ziyan işlerle uğraşıyor bazı akıllı sanılan insanlar.
 - Öyle öğretim üyelerimiz var ki, kendi işini bırakmış, soğan sarımsağın faydalarını insanlara saymayı kendileri için aydınlatma yolu saymaya başlamışlardır.

- Öyle Doktorlarımız var ki , “Otacılık” ı gerçek bilim ürünleri diye, insanlara satarak zengin olmanın yolunu bulmuşlardır. Galiba zengin olmanın en kestirme yolu; çaresiz insanlara ot, kök satarak onları kandırmaktır. Ve bu yolla zenginleşenler giderek artmaktadır.

- Bir kısım aklı evveller de, yıldız fallarına bakarak insanların geleceğini okudukları iddiasındalar ve onları da bazı TV kanalları insanların huzuruna çıkartmaktadırlar. Bu ne dine sığar, ne de akıl mantığa. Ama o işte sürüp gidiyor. Dünyanın en eski mesleklerinden biri olan falcılık, büyücülük berdevam…

- Bazıları insanları evlendirme peşindedirler ve uygun eşi bulmak için astrolojiye başvurup, insanların doğduğu burcu bulmak en büyük arzularıdır. Sen “Arslan”sın, sen de “Akrep” … Siz çok güzel anlaşırsınız demek, bu hanımlara çok bilimsel gelmektedir. Fakat Astrolojinin hiçbir bilimle ilgisi gösterilememiştir. Bizde ise bu işe inanan çoktur. Ama bunun da cahilliğin bir  başka yönü olduğunu bilen azdır.

- Bu ülkede Darwin’e küfür edilmektedir.
 - Bu ülkede “Evrim Kuramı” yanlış sayılmaktadır.

Bütün bunlar bilim dışıdır. Ama bütün bunlara kendi adları gibi inanan insanların sayısı kıyamet gibidir ve giderek de artmaktadır. (Şimdi bunların çoğu da bana küfür edeceklerdir, biliyorum…)

Ama aklı başında olan insanlar; bilim dışı olan şeylere inanmazlar.
 Aklı başında olan insanlar, bilimden uzak durmazlar.

Resulullah  buyuruyor ki: “Alim ol, veya öğrencisi ol, yahut öğrenmek için dinleyici ol, hiç olmazsa bunlardan biri¬ni seven ol. Sakın beşinci olma yoksa helak olursun.”

Diğer yandan Konfüçyus da diyor ki: “Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız.
 Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak korkudan kurtarır.”

Şimdi bu kadar açık bir gerçek varken; insanların durmadan batıl inançlara inanmaları; batıl inançlara inanan insanların yollarından gitmeleri; olmayacak şeylere inanmaları, apaçık cahillik değil de nedir?

İnsanın aklın, bilimin, ferasetin dışında bir yol tutturması buna inanması ve başkalarını da inandırmaya çalışması ne büyük yanılgıdır.

Nice insanımız, hiç olmayacak yollar, inançlar peşindedirler. Arkasından gidilmeyecek insanları izlemektedirler.

Oysa tutulacak yol bellidir.

Öncü tutulacak insanlar bellidir.

Tabii onları da iyi seçmek gerekir. Nice insanlar bilim adamı kisvesi giymiş yobazlar da var. Onları tanımak kolaydır. Çünkü bilim o kadar kolay bir yol değildir. Bilim adamları övünmezler ve durmadan çalışırlar. İnsanlığa bir katkıda bulunmak için kıymetli vakitlerini harcarlar.

Ve insanlık  teknolojide , kültürde belli bir yere geldiyse bunun bir nedeni de o değerli bilim adamlarıdır.

Ama bunu cahillere nasıl anlatırsın. İşin içinde biraz da kıskançlık mı var, ne? Yoksa, niye tersine davransınlar; keçi gibi bilim adamlarına karşı  “benim dediğim doğru…” diye inat etsinler.

Ne derler eskiler :  “Bırakın şaşkını, yıkılıncaya kadar gitsin…” Güzel ama bu şaşkınlar; bir çok doğru dürüst insanı da yolundan alıkoyuyor. Yazık değil mi?

İsterdik ki “Eğitim” cahilliği yok etsin, insanların ufuklarını aydınlatsın. Ama ne yazık ki bu her zaman mümkün olmuyor. Yanlış kitap okuyup, yazanlar da var. Umarız, onlar da bir gün ayarlar!

Son olarak. El Halil İbn Ahmet el Farahidi’nin güzel bir sözü var onu burada hatırlatmak gerekir.
 Faradi dört çeşit insan olduğunu söylüyor: 1. Bilir fakat bildiğini bilmez ; bu ihmalkardır, o halde ona hatırlatınız. 2. Bilmez ve bilmediğini bilmez ; bu akılsızdır, o halde onu bırakınız.
 3. Bilmez ve bilmediğini bilir ; bu cahildir, buna öğretiniz.4. Bilir ve bildiğini de bilir ; bu alimdir , onu takip ediniz.
 Artık bundan sonra siz uyanık kişiler olarak kimin yanlış kimin doğru olduğuna siz kendiniz karar vereceksiniz . Ama sonuçta yolunuz bellidir: Onu da Atatürk söylemiştir :  “En hakiki mürşit ilimdir.” Bu söze benim tek katkım: o ilim sözünü “Bilim” diye anlayınız. İşte o kadar.


                                                                                      

  

Bilim dışılık, ne demek, diye soracak bir çokları. Bilim dışılık kısaca “cahillik” demek ama bunu biraz açmak lazım.

Kimi cahildir, cahilliğini bilir; kendini aşmak, öğrenmek için elinden gelen çabayı harcar. Ve sonuçta istediği bir noktaya gelir.

Bazıları vardır ki, cahil olduğunu bilmez veya, cahilliğini kabul etmez.

Ne derler : “Okumak insanın cehlini alır; ama  bazıları için eşeklik baki kalır.”

Yani, kuru kuruya okumakla, bir diploma almakla, insan adam olmaz. İnsanın adamlığı kendinden değil, başkalarından menkuldur. Ancak başkaları bir insanın gerçek insan olduğunu, kültürlü olduğunu, eğitimli, yararlı bir nsan olduğunu söyleyebilirler. Yoksa, insan istediği kadar kendisiyle övünürse övünsün, boşunadır.

Bu arada, sağımızda solumuzda görüyoruz ne akla ziyan işlerle uğraşıyor bazı akıllı sanılan insanlar.
 - Öyle öğretim üyelerimiz var ki, kendi işini bırakmış, soğan sarımsağın faydalarını insanlara saymayı kendileri için aydınlatma yolu saymaya başlamışlardır.

- Öyle Doktorlarımız var ki , “Otacılık” ı gerçek bilim ürünleri diye, insanlara satarak zengin olmanın yolunu bulmuşlardır. Galiba zengin olmanın en kestirme yolu; çaresiz insanlara ot, kök satarak onları kandırmaktır. Ve bu yolla zenginleşenler giderek artmaktadır.

- Bir kısım aklı evveller de, yıldız fallarına bakarak insanların geleceğini okudukları iddiasındalar ve onları da bazı TV kanalları insanların huzuruna çıkartmaktadırlar. Bu ne dine sığar, ne de akıl mantığa. Ama o işte sürüp gidiyor. Dünyanın en eski mesleklerinden biri olan falcılık, büyücülük berdevam…

- Bazıları insanları evlendirme peşindedirler ve uygun eşi bulmak için astrolojiye başvurup, insanların doğduğu burcu bulmak en büyük arzularıdır. Sen “Arslan”sın, sen de “Akrep” … Siz çok güzel anlaşırsınız demek, bu hanımlara çok bilimsel gelmektedir. Fakat Astrolojinin hiçbir bilimle ilgisi gösterilememiştir. Bizde ise bu işe inanan çoktur. Ama bunun da cahilliğin bir  başka yönü olduğunu bilen azdır.

- Bu ülkede Darwin’e küfür edilmektedir.
 - Bu ülkede “Evrim Kuramı” yanlış sayılmaktadır.

Bütün bunlar bilim dışıdır. Ama bütün bunlara kendi adları gibi inanan insanların sayısı kıyamet gibidir ve giderek de artmaktadır. (Şimdi bunların çoğu da bana küfür edeceklerdir, biliyorum…)

Ama aklı başında olan insanlar; bilim dışı olan şeylere inanmazlar.
 Aklı başında olan insanlar, bilimden uzak durmazlar.

Resulullah  buyuruyor ki: “Alim ol, veya öğrencisi ol, yahut öğrenmek için dinleyici ol, hiç olmazsa bunlardan biri¬ni seven ol. Sakın beşinci olma yoksa helak olursun.”

Diğer yandan Konfüçyus da diyor ki: “Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden kaçınız.
 Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak korkudan kurtarır.”

Şimdi bu kadar açık bir gerçek varken; insanların durmadan batıl inançlara inanmaları; batıl inançlara inanan insanların yollarından gitmeleri; olmayacak şeylere inanmaları, apaçık cahillik değil de nedir?

İnsanın aklın, bilimin, ferasetin dışında bir yol tutturması buna inanması ve başkalarını da inandırmaya çalışması ne büyük yanılgıdır.

Nice insanımız, hiç olmayacak yollar, inançlar peşindedirler. Arkasından gidilmeyecek insanları izlemektedirler.

Oysa tutulacak yol bellidir.

Öncü tutulacak insanlar bellidir.

Tabii onları da iyi seçmek gerekir. Nice insanlar bilim adamı kisvesi giymiş yobazlar da var. Onları tanımak kolaydır. Çünkü bilim o kadar kolay bir yol değildir. Bilim adamları övünmezler ve durmadan çalışırlar. İnsanlığa bir katkıda bulunmak için kıymetli vakitlerini harcarlar.

Ve insanlık  teknolojide , kültürde belli bir yere geldiyse bunun bir nedeni de o değerli bilim adamlarıdır.

Ama bunu cahillere nasıl anlatırsın. İşin içinde biraz da kıskançlık mı var, ne? Yoksa, niye tersine davransınlar; keçi gibi bilim adamlarına karşı  “benim dediğim doğru…” diye inat etsinler.

Ne derler eskiler :  “Bırakın şaşkını, yıkılıncaya kadar gitsin…” Güzel ama bu şaşkınlar; bir çok doğru dürüst insanı da yolundan alıkoyuyor. Yazık değil mi?

İsterdik ki “Eğitim” cahilliği yok etsin, insanların ufuklarını aydınlatsın. Ama ne yazık ki bu her zaman mümkün olmuyor. Yanlış kitap okuyup, yazanlar da var. Umarız, onlar da bir gün ayarlar!

Son olarak. El Halil İbn Ahmet el Farahidi’nin güzel bir sözü var onu burada hatırlatmak gerekir.
Faradi dört çeşit insan olduğunu söylüyor: 1. Bilir fakat bildiğini bilmez ; bu ihmalkardır, o halde ona hatırlatınız. 2. Bilmez ve bilmediğini bilmez ; bu akılsızdır, o halde onu bırakınız.
3. Bilmez ve bilmediğini bilir ; bu cahildir, buna öğretiniz.4. Bilir ve bildiğini de bilir ; bu alimdir , onu takip ediniz.
Artık bundan sonra siz uyanık kişiler olarak kimin yanlış kimin doğru olduğuna siz kendiniz karar vereceksiniz . Ama sonuçta yolunuz bellidir: Onu da Atatürk söylemiştir :  “En hakiki mürşit ilimdir.” Bu söze benim tek katkım: o ilim sözünü “Bilim” diye anlayınız. İşte o kadar.


                                                                                      

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..