Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '11

 
Kategori
Deneme
 

Yetkin insan, örgütlü toplum

Yetkin insan, örgütlü toplum
 

Her şey birbirinin tıpkısının aynısı olacak: Basit, kolay, sıradan ve yavan...

Filmler, dergiler, romanlar, şiirler… Tıpkı hayatları gibi sıradan, bayağı, tek düze ve sığ…

O küçücük dünyalarında “sevinç, öfke ve neşe”ye yer yok!...

Sevinç, öfke ve neşe!..

İsmin beş hali gibi, ruhun varlık sebebi… Neşe, öfke ve sevinç!

Renkli camlı ekranda dünya sadece onlara göre şekillendirilerek sunuluyor.

Medyanın kültürel bataklığında aşkları, nefretleri ve en önemlisi de değerlerinin çıtasına göre yeniden şekillendiriliyor dünyada olup bitenler… Ve adına “Haber Bülteni” deniliyor…

Hayır, Dünya böyle değil!

Hayır, Dünya bu kadar yavan, bu kadar bayağı ve bu kadar kısır değil…

Dünya’yı sizin dünyanızın düzeyine indirgeyenler, sizin bayağılığınıza ve çirkinliğinize benzeterek yeniden size yansıtanlar, aslında kendi suretinizi seyretmeniz için sanal bir ayna sunmaktadırlar önünüze…

Ama nafile…

Siz o aynada kendinizi görmek yerine benzerlerinizin acıklı haline bakarak, “şükür Yarabbi” diyebilecek bir divanelik içindesiniz.

Siz, sizi bilmez bir deniz içindesiniz…

Siz, nafilesiniz…

Siz, Dünya önünüze ancak bir dizi hafifliği içinde konulduğu zaman bakışlarınızı çevirip pencerenizin perdesi ardından “dışarı”yı seyredersiniz.

Siz o “dışarı”da ancak ya tecavüz, ya dedi-kodu, cep telefonu reklâmı ya da manken poposu izlersiniz…

Ve siz böyle oldukça [sevgili yurttaşım] bizler, bu çileyi çekmek zorundayız.

Oysa [ sevgili vatandaşım] sen, önüne gelen her şeyi basite almasan böyle…

Filmleri bir dizi tembelliği içinde seyretmesen örneğin…

Kitapları kapaklarının dışından seyretmesen mesela…

Ve bu ülkenin halini izlesen haberlerin içinden ve düşünsen “neden”lerini, “niçin”lerini ve “nasıl”larını olup-bitenlerin…

Anlasan [sevgili kardeşim], dostum, arkadaşım, bir anlasan, var ya…

İşte o zaman tez elden terk eder tarikat erbabı bu ülkeyi… Yatsıdan önce kılınır namazı karanlık düşüncelerin…

-         Nasıl bilirdiniz?

-         Kötü bilirdik!

İşte sorunun çözümü sorgulama yöntemi ile başlar, aydınlanma düşüncesinin derinliği ile gelişir ve birlikte olmanın gücü ile sonuçlanır…

O zaman bu ülke de yeniden ve tekrardan, Atatürk Türkiye’sinin ak aydınlık felsefesine, hedeflerine ve yükselişine kavuşur.

Yetkin insan, örgütlü toplum!..

İhtiyacımız olan budur.

 

farukhaksal@superonline.com

 

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..