Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Aralık '10

     
    Kategori
    Siyaset
     

    Yetmez ama!

    Yetmez ama!
     

    DSİP Başkanı, Doğan Tarkan


    Yetmez ama, evet diyordu Doğan Tarkan referandum öncesi, özgürleşeceğiz, demokratikleşeceğiz diye sayıklıyordu, hala da yapıyor. "Devrimci Sosyalist İşçi Partisi" adı altında evet kampanyası yürütüyordu. Referandum öncesi yaptığı açıklamalarda siyasetten ne kadar anladığını gösteriyordu;

    "Bu paket ile bütün darbe anayasaları ve 12 Eylül Anayasası ağır bir darbe alacak. Çünkü temel kurumları değişiyor, çünkü darbecileri, işkencecileri, katilleri koruyan geçici 15. madde kalkıyor. Askeri vesayet kırılıyor".

    Koca bir anayasa paketinden bunu çıkarabiliyor Doğan Tarkan. HSYK'yla, Anayasa Mahkemesiyle, parti kapatmayla, İŞÇİ HAKLARIYLAn işi yok! Önemli olan 12 Eylül'ün polisiye bir sürece çevrilmesi, Kenan Evren'in hapise girmesi. Çünkü 12 Eylül'le hesaplaşmak demek, Kenan Evren'in hapise girmesi demek!

    Yine referandum öncesi, Samanyolu TV'de çıktığı bir programda 12 Eylül'le hesaplaşma yönteminden bahsediyordu, Tarkan;

    "Eğer hayır çıkacak olursa 12 Eylül Anayasası bir kez daha onaylanmış olacak. Bir daha da 12 Eylül'le hesaplaşma fırsatını bulmamız zorlaşacak. 13 Eylül'de biz kendi adımıza hemen hesaplaşmaya başlayacağız. Başta MGK üyeleri, sıkıyönetim komutanları olmak üzere dönemin listesini hazırlıyoruz, dilekçeler hazırlıyoruz savcılıklara verilmek üzere. 13 Eylül'de insanlara çağrıda bulunacağız, dilekçeleri vermeye, suç duyurusunda bulunmaya başlayacağız. Eminim ki birçok yerde birçok savcı bizi dikkate alacaktır. Zamanaşımını hukuksal yönlerle aşmak mümkün olmazsa yeni bir düzenleme yapılır ve zaman aşımı sorunu çözülür. 14 Eylül'de de 'Yetmez Yeni Bir Anayasa' diyeceğiz. Bunun içinde hemen harekete geçeceğiz."

    12 Eylül'le hesaplaşacaklarmış, bu düzenin mahkemeleriyle, bu düzenin yasalarıyla. 12 Eylül'le hesaplaşırken, Özalları, Çillerleri, Mesut Yılmazları, Erbakanları, ve AKP'yi hesaba katmıyor Doğan Tarkan, umrunda olmuyor ağzında 12 Eylül ekmeği olan işbirlikçiler. 12 Eylül'le hesaplaşmak, Kenan Evren ve komutası altındaki insanların bu düzen tarafından "yargılanması" değildir, 12 Eylül'le hesaplaşmak, bu düzenle toptan hesaplaşmak demektir, ancak bunun içine AKP'nin girmesi Doğan Tarkan'ın hesaplarını bozuyor, ve işi polisiye bir sürece götürmek istiyor.

    Referandum sürecinde Doğan Tarkan, "hayır" diyen sol partileri suçlamayı ihmal etmiyor. Bazen ulusalcı, ergenekoncu, darbeci diyor, bazen Stalinist diyor. Sol partiler hakkında atıp tutan Tarkan, sol partilerin kemalistlerin etkisi altında mı sorusuna şöyle cevap veriyor:

    "Elbette. Önemli bir kısmı böyle. Zaten bu nedenle ulusalcı. Giderek daha öne çıkıyor ulusalcılığı."

    ve devam ediyor:

    "Bugüne geldiğimizde asker ve AKP arasındaki çatışmada hemen askerin yanında yer alabiliyorlar."

    Küfür etmeyi seviyor Tarkan, sola küfür ediyor. Sol partilerin halktan kopuk olup olmadığını soran muhabire;

    "Toplumla ilişkisi yoktur. Zaten bu nedenle önemli bir kısmı toplumu koyun gibi görüyor ve bunu ifade ediyor. Halbuki kendisi koyun gibi." diye cevap veriyor. Kimler koyun gibi sorusunaysa, utanmadan, sıkılmadan, sola küfür etmeye devam ediyor.

    "Solun bütünü koyun gibidir."

    Solun bütünü koyun gibi olduğundan, askerlerden ve devletten yeteri kadar çekmediğinden 12 Eylül'de hayır oyu verdi. Aslında Doğan Tarkan'ın siyasal analizleri çok yerinde, cuk diye oturan cinsten. Çünkü Türkiye solu salak, Doğan Tarkan akıllı. Bundan başka açıklaması yok, en azından mantıklı açıklaması yok.

    Son öğrenci eylemlerinde yaşananlar sorulduğunda, AKP'nin "bu öğrencilerin arkasında Ergenekon var, dış gücler var" manevrasını güçlendiren, meşrulaştıran bir cevap verdi Tarkan. O'na göre bu gerginlikten yararlanacak güçler vardı! Zaten bu öğrenciler, gerçek öğrenci olsalar, onlara ileri demokrat polisimiz müdahale etmez ya da öğrenciler AKP'nin demokrat vekillerine yumurta atmazdı! Onun için bu öğrenciler darbeciydi ve de Ergenekoncuydu!

    Doğan Tarkan'ın Türkiye soluyla işi olmadığı artık bir kesinlik haline gelmiştir. Doğan Tarkan, söyledikleriyle ve yaptıklarıyla AKP'nin arkasına yedeklenen bir liberal, düzen siyasetçisinden başka bir şey değildir. Zaman'a verdiği röportajda DSİP logosunun fazla kaba olduğunu kabul eden, o yumruğun daha kibarlaştırılması gerektiğini söyleyen Tarkan'a tavsiyem, partinin ismini de logosuyla birlikte değiştirmesidir.

    Kendisinin de dediği gibi DSİP'in iktidar perspektifi yoktur, bu perspektiften uzak olanların devrimci olması ihtimal dahilinde değildir. Sosyalist olmanın gerektirdiği bazı şeyler vardır. Eşitlik, özgürlük, aydınlanmacılık, ilericilik, yurtseverlik.. en önemlisi de ahlaktır. Bunların hiç birinin bu partide ve özellikle Doğan Tarkan'da olmadığı gerçektir. Devrimci ve Sosyalist sıfatları kendisine ve partisine yakışmamaktadır! DSİP'in işçilerle ilgili bir sorunu olmadığını da yaptığı siyasetten görebilmekteyiz, sınıfla alakası olmayan bu parti, işçi partisi olma iddiasını da terk etmelidir ve derhal AKP'ye resmi olarak üye olmalıdır.

    Sizin yeriniz AKP'nin yanı!

    Yetmez ama! 

     
    Toplam blog
    : 1
    : 551
    Kayıt tarihi
    : 16.12.10
     
     

    Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi, haber portalı muhabiri...