Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '13

 
Kategori
Siyaset
 

Yetmez ama Evet Tercihine İlişkin Eleştiriye Dair

Yetmez ama Evet Tercihine İlişkin Eleştiriye Dair
 

  • Aslında uzun zamandan beri yazmak istediğim bir husustu ama bir türlü fırsat olmadı ve gündemden düştüğü gerekçesiyle konu hakkında yazma istek ve arzum da zamanla kayboldu.
  • Şu “Yetmez ama evet” mevzuuna binaen bir husustu bahse konu hadise…
  • Geçtiğimiz günlerde bir yazıma yorum yapan arkadaşımız, “Çocuklarını özel okullarda el bebek gül bebek okutan yetmez ama evetçiler için değişen bir şey yok belki,  fakat Şanılurfa’daki gibi 135 kişilik sınıflarda oturacak, defterini koyacak kadar bir yer bile bulamayan 66 aylık bebeler ile onlara eğitim vermeye çalışan öğretmenler için değişen çok şey var” diye şahsımın yazısına ilişkin bir eleştiride bulundu. Ufuk Hoca’nın tabiriyle yorumcu arkadaşımız yorumlarıyla beni bir hayli hırpalamış. Pek tabi ki ben de bu hırpalamanın nasıl olduğunu anlatmasını rica ettim Ufuk Hoca’dan.
  •  
  • Yorumcu arkadaşımız aslında gayet güzel gollük bir pas verdi bana. “Çocuklarını özel okullarda okutan Yetmez ama Evetçiler” veya “El bebek gül bebek çocuklarını büyüten Yetmez ama Evetçiler” diyerek yazımın içeriğine ilişkin nasıl bir eleştiri yaptığını anlamasam da en nihayetinde bu tarz bir eleştirel yaklaşım polemikten öteye gitmeyen sonuçlar doğuruyor.
  •  
  • Aslında eleştiriye ilişkin bir yazı yazma gereksinimi duymuyordum ama Ufuk Hoca bu türden eleştirileri referans alarak nasıl hırpalandığımı söylememiş olsa asla konunun üzerinde durmayacaktım. Ne var ki bu türden eleştirileri Ulusalcı/Kemalist çevrelerden fazlasıyla duymaktayım. Hele ki çevremde bol miktarda Ulusalcı/Kemalist olduğunu düşünürsek varın siz düşünün ben gibi bir Yetmez ama evetçinin halini…
  •  
  • Konumuza dönecek olursak…
  •  
  • Referandumun üzerinden epeyce bir zaman geçti ama nedense bu seçimden yenik ayrılan Ulusalcı/Kemalist çevreler, halen bu işin hesaplaşması üzerinde duruyor ve her fırsatta Yetmez ama Evetçilere göndermelerde bulunuyorlar. Bu hususta hiçbir fırsatı heba etmiyorlar. Oysa Yetmez ama Evet noktasında duranların, bu duruşun gerekçelerini fazlasıyla açıkladıklarını düşünecek olursak, halen bu hususta Yetmez ama Evet diyenleri eleştirmek bence mizah kıvamında bir durumdur. Kemalistlerin elinde olan bir yargının meziyetleri önümüzde dururken, tutup da o yargının yapısının aynen korunmasını savunmak demek bir anlamda 12 Eylül faşizminin biçim verdiği yargı düzenini savunmak olur ki böyle bir noktada durmanın sorumluluğu daha ciddi bir yükümlülük ister. Kaldı ki o yargı düzeninin bu ülkede solculara, sosyalistlere ve diğer ötekilenmiş, dışlanmış olanlara neler yaptığını bildiğimizden, Yetmez ama evet tarafında durup, her zaman AKP’nin de geçmişine dikkat çekmeye çalışmıştık. Fakat yorumcu arkadaşımız öyle bir cümle kurmak suretiyle yazıma eleştiride bulunmuş ki hakikaten bu yorum fazlasıyla bir eleştiriyi hakediyordu.
  •  
  • Bir kez daha hatırlatacak olursam, şahsım referandum da Yetmez ama Evet tarafında yer almıştır ve bir kız çocuğu sahibidir. Kızım özel bir okulda okumaktadır. Okulundaki sınıflarda kapasite ortalama 20 ila 24 öğrenci arasında değişmektedir. Kızım 5.sınıf öğrencisi olmakla birlikte 5. Sınıfta toplam üç sınıf bulunmakta ve toplamda 65 öğrenci 5.sınıf okumaktadır. 5.Sınıf velilerinin hemen hemen hepsini şu veya bu şekilde tanımaktayım. Kimisiyle iş ortamından, kimisini çeşitli sosyal ortamlar vesilesiyle tanıdığım gibi, kimisiyle de yakın dostluğum, arkadaşlığım vardır. Okulda yapılan bir anket çalışmasında bu yıl ki yeni eğitim sistemine binaen din dersi ve türevi olan hiçbir dersin aileler tarafından kabul edilmediğini de buraya not olarak ilave edelim. Bu velilerin önemli bir kısmı, ben dahil birkaç veli arkadaş dışında tamamı referandum döneminde “Hayır” cephesinde yer almıştır.
  •  
  • Şahsım Antalya’nın Konyaaltı denen ilçesinin sahil taraflarında ikâmet etmektedir ve ikâmet etmiş olduğum Konyaaltı İlçesinin sahil tarafı diye tabir ettiğimiz bölge yaşam kalitesinin yüksekliği açısından Türkiye’nin ender birkaç ilçesinden birisidir. Ha keza Antalya’nın bir diğer ilçesi olan Muratpaşa İlçesinin Lara denen mevkii de aynı şekilde, Konyaaltı İlçesinin sahil kesimi benzeri bir yerdir ve yaşam kalitesi anlamında Türkiye’nin ender birkaç ilçesinden birisidir. Bahse konu olan bu iki bölgede ailelerin ortalama gelir düzeyi Türkiye ortalamasının üzerindedir. Hemen hemen her aile kendisine ait bir konutta ikâmet ettiği gibi, aynı zamanda her aileye ait mutlaka bir özel araç vardır. Bu iki bölgede yaşam kalitesini anlayabilmek için, bu iki bölgenin caddelerine, konutlarına, parklarına, insanlarının giyimlerine, araçların modellerine, cafelerine, mağzalarına bakarak anlamak mümkün. Bu iki bölgede sabah erkenden geçtiğinizde, ilk dikkat çekecek şeylerden birisi hatırı sayılır bir insan kitlesinin sahilde yürüyüşe çıktığıdır. Yine bu iki bölgede hatırı sayılır bir insan kitlesinin sabahın erken saatlerinden itibaren evlerinde besledikleri köpekleri gezintiye çıkardıklarına tanık olursunuz. Bu sayı öyle böyle bir sayı değildir. Bu iki bölgede yaşayan ailelerin % 40’a yakını evlerinde mutlaka bir köpek beslemektedir. Bu iki bölgede oldukça çok sayıda balık ve et restoranları mevcuttur ve her bir restoran akşam saatlerinden itibaren % 80 oranında doluluk kapasitesine ulaşır. Yine bu iki bölgede oldukça lüks spor salonları ve spa merkezleri mevcuttur ve her bir spor salonu ve spa merkezinin binlerce üyesi bulunmaktadır. Bir başka dikkat çekici nokta ise Antalya’da bulunan bütün özel okullara bu iki bölgeden öğrenci kayıt yaptırmıştır. Kepez İçesinde istatistiğe konu olacak bir veri yoktur. Yine bu iki bölgede son on yılda açılan banka şubesi sayısına baktığımızda akıllara ziyan bir sayıyla karşılaşmak mümkün. Sadece Konyaaltı ilçesinin Altınkum Mahallesinde son on yılda birçok banka şubesi açılmıştır. Aynı şey Lara içinde geçerlidir. Son on yılda Güzeloba mevkiine doğru onlarca banka şubesinin açıldığını görmek mümkün.
  •  
  • Bu verilerin ışığından hareketle referandum ve diğer seçim sonuçlarının vaziyetine bu iki bölge ekseninden yaklaşırsak emin olun çok ilginç bir manzara çıkar ortaya. Gerek Konyaaltı sahil bandı olsun ve gerekse de Lara sahil bandı olsun bu iki bölgeden referandumda “Hayır” oyu oranı % 95’ler seviyesindedir. Genel ve yerel seçimlerde de CHP’ye çıkan oy oranı aynı şekilde % 95’ler seviyesindedir. Bu iki ilçenin kenar mahallelerine doğru ilerlediğiniz de oranlarda bir gerileme olur. Ama en nihayetinde bu iki bölgede de Ulusalcı/Kemalist diye tabir edeceğimiz kesimin oy oranı % 70 ila 75’ler seviyesindedir. O halde şöyle bir soru sormak yerinde olmaz mı? “Yorumcu arkadaşımızın Yetmez ama Evetçiler ilişkin yapmış olduğu yorum fazla manidar olmuyor mu?”
  •  
  •  
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..